site okul selçuk izmir

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir °C
site okul selçuk izmir

Stratejik Derinlikten Çıkmak

02.01.2017
A+
A-

Ahmet Davutoğlu’nun danışmanlık, bakanlık ve başbakanlık dönemlerinde Türkiye’yi stratejik bir çukura ittiği artık apaçık bir gerçektir.

Fabrika açılışından, parti grup toplantılarına kadar her konuşmasına Ortadoğu’ya selamlar göndererek başlayan Davutoğlu’nun politikaları Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına şaplamış, bölgeyi haddinden fazla germiştir.

Ahmet Davutoğlu’nun ‘Görevden alınmasıyla’ birlikte eş zamanlı olarak bu gerçeğin geçte olsa farkına varan iktidar, kabiliyetleri doğrultusunda Türkiye’yi bu bataklıktan çıkarabilmek için mücadeleye koyulmuştur ancak bu şüphesiz hiç kolay olmayacaktır.

Türkiye bugün birden çok cephede, birden fazla düşmanla mücadele etmekte, asker ve polisimiz milli güvenliğimiz için canlarını feda ederken, ekonomik ve sosyal darbeler de toplumu sarsmaktadır.

Yapılmak istenen alçak 15 Temmuz Darbesi ve PKK’nın önce İstanbul ardından Kayseri eylemleriyle beraber, Halep temelli mezhepsel ayrılık senaryoları hiç şüphe yok ki aynı el tarafından yönetilmekte, Türk Devletinin bekası açıkça tehdit edilmektedir.

Bu zamana kadar yapılan yanlışların bize ne kadar pahalıya mal olduğu ortadır ve Türkiye kılıçtan keskin, kıldan ince bir yolda varolma savaşı verirken bulunduğumuz konum yeni yanlışlara asla müsait değildir.

Dış güçler, ülke içerisindeki fikir ayrılıklarının bir çatışma ortamı doğurması için ellerinden geleni yaparken, atılacak yanlış adımlar bizi bir arada tutan fay hatlarında derin kırılmalara sebebiyet verebilir.

Bu kırılmaların önüne geçmek için sosyal ve ekonomik tedbirler almak Türkiye’yi yönetenlerin görevi olduğu gibi, bu tedbirlerin toplumda hakim olması için çabalamakta bizlerin vatandaşlık görevidir.

Peki, kıymetli bilim adamı Mehmet Akif Okur’un dediği gibi “3 günlük değil, 3 bin yıllık yoldan gelen” milletimizin binlerce yıl daha Anadolu’da huzur ve refah içerisinde yaşaması için bugün nelere dikkat etmeliyiz? İlk akla gelenleri sıralayalım:

1- Zaman Atatürk’le uğraşma zamanı değildir. Atatürk’le uğraşmanın bize ne gibi bir faydası olabilir? İlla uğraşacaksanız ülkemiz düzlüğe çıktıktan sonra uğraşın, biz de sizinle mücadele edelim. Şimdi bu mücadelenin ne zamanıdır ne de böyle bir lüksümüz vardır.

2- Özellikle Batı Kamuoyunda olumsuz bir Türkiye algısı bir strateji dahilinde işlenmekte, Batı Kamuoyu adeta Türkiye üzerinde yapılacak bir operasyona hazırlanmaktadır. Böyle bir stratejiyle, karşısına daha güçlü planlarla çıkarak mücadele edebilirsiniz. Örneğin; ülkemize yerleşmiş, bu ülkede mutlu olan binlerce Batılı insan var. Bunların bir belgeselini çekecek paramız mı, bu belgeseli Batı Kamuoyunun gözüne sokacak imkanımız mı yok? Bu mesele küçümsenmeye gelmez, zira Avrupa’da insanların ne düşündüğü önemlidir.

3- Türkiye iktisadi olarak gerçekten zor durumda. Bu gerçeği kabul etmemek çözüm olamaz. Yatırımcıya güven verecek adımlar atılmalı. Bu güven olmadan bırakın Ülkeye para girişini, yastık altındaki parayı bile ekonomiye kazandıramazsınız. Bunun da ilk adımı hukuk sisteminin yenilenmesinden geçiyor.

4- Sayın Devlet Bahçeli, Güneydoğu’daki kanaat önderleri ile bir yemek yese, Sayın Başbakan Alevi Dedelerini ağırlasa, Sayın Kılıçdaroğlu zor şartlar altında görev yapan imam ve müezzinlerle bir buluşma gerçekleştirse toplumsal birlik ve beraberliğimiz için güzel bir adım olmaz mı?

5- Sosyal medyada yer alan bazı hesaplara erişim engeli sağlanmalı. Yüzbinlerce insan aynı anda sinirlenip, aynı anda kavgaya tutuşabiliyor. Profesyonel ajanların yönettiği 30 adet hesap, bir ülkeyi karıştırmaya yeter. Şimdilik 15 Temmuz’da milletin tokatını yiyenler bu işi yurt dışından gönüllü olarak yapıyorlar. Daha profesyonel kimliklerin, aramıza nifak tohumları ekmesi önlenmeli.

6- Sayın Cumhurbaşkanı elini vicdanına koymalı ve şu içerisinde bulunduğumuz zor günlerde bir referanduma gitmek ne kadar doğru kendisine sormalı. Zaten 2019’a kadar görevde kalacaksa, yani şimdi oylayacağımız referandum eğer halktan geçerse, ilgili seçimler 2019’da yapılacağına göre bu referandum şimdilik ertelenemez mi? Ülkemiz ateş çemberinden çıksa, biz de düze çıkmış, huzura kavuşmuş bir Türkiye’de, yapılmak istenilen sistem değişikliğine muhalefet etsek ne kaybederiz?

Şevket Apuhan
[email protected]

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.