Krizleri Fırsata Çevirmek

Kriz, insana duygusal baskı yaratarak daha yoğun strese yol açan bir durumdur. Hayatımızın her yerinde stresin var olduğunu bilerek hareket etmeliyiz gerek rutin işlerimizde, otobüse yetişmek gibi gerek ani beklenmedik olaylarla ufak çaplı veya daha büyük boyutta krizlerle karşılabiliriz. Herkesin krizle başa çıkma yöntemi farklıdır. Susarak, geçmesini bekleyerek, dua ederek, yazarak bazen çözüm bulmaya çalışarak ve yakın gördüğümüz insanlarla dertleşerek kendimize özgü teknikleri bulmaya çalışırız. Bazen kullandığımız teknikler işe yaramayabilir bu durumda bedenler gergin olarak zihinlerinde gergin olmasını sağlar ve adapte olma sürecini uzatır. Eğer kriz yönetimi için aşina olduğunuzdan daha farklı metotlar kullanarak bununla başa çıkamazsak krizler uzar ve hayatımızın büyük bir bölümünü negatif duygular ile sürdürmeye başlarız. Burada önemli olan nokta krizin var olması değil, bizim kriz anında verdiğimiz tepkilerdir. Çünkü bazen kriz anında yanımızdaki insanlarla paylaştığımızda bu durumu düzeltmek yerine daha travmatize edebiliyoruz. Kriz doğal bir durumdur, gergin başlarsınız ve sakin sonlandırırsınız.
İnsanlar psikolojik kriz geçirmesi kadar kurumsal kriz geçirmesi de doğaldır. İnsanların yaşamaya devam edebilmesi için çaba sarf etmesi ve beslenme, barınma gibi ihtiyaçlarını karşılaması gerekir. Gün içerisinde oluşan herhangi bir işle ilgili sorun hem rutin haline getirdiğiniz işlerin uzamasını hem de günün verimsiz olmasını sağlar. Burada mühim olan şey, kurumsal sıkıntılar ve sorunlar olabilir, biz bunların üstesinden de gelebiliriz lakin o süreç içerisinde sadece bir konuya odaklanarak aslında krizin büyümesine sebep oluruz, onun yerine en azından iki üç dakika temiz hava alarak ya da başka bir şeylerle ilgilenerek krizin baskısını hafifletebilir ve süreci daha iyi yönetebiliriz.
Krizler genelde insanlarda mental dağınıklık, ümitsizlik, çaresizlik, kararsızlık, gerginlik gibi etkiler yaratır. Burada altını çizmemiz gereken konu,her sorun, her sıkıntılı durum kriz değildir. İnsanların stresli zamanlarında sıkılması normaldir. Peki biz kriz mi yoksa strese bağlı sıkkınlık mı olduğunu nereden bilebiliriz? Öncelikle tepkinin boyutu burada önemlidir, sıkıntılı durumda verdiğimiz tepki ile kriz anında verdiğimiz tepki genelde aynıdır burada dikkat edilmesi gereken yer, kriz yaşayan insanın tepkilerindeki ” aşırılık”tır. Çünkü kriz anında ya aşırı hissiz, donuk, yorgun olursunuz ya da bedeniniz gereğinden çok tepki vererek, enerji birikimini boşaltmaya çalışır.
Dünyada ve ülkemizde şuan pandemi ilan edilen durum aslında bir kriz, kimse böyle bir salgın hastalığın bu boyutlara gelerek insanların özgürlüklerinden fedakarlık ederek, maske ve dezenfektan kullanımına kadar önemli olacağını düşünmüyordu. Bunun yanında ülkeler sağlık personellerinin kişisel korunma ekipmanları, hastane malzemeleri gibi bu durumda önemli olan şeyleri daha fazla üretmedi. Haliyle tüm dünyada aşırı strese bağlı olarak kriz hakim olmaya başladı, dünyadan ülkelere,ülkelerden evlere bugün belirsiz bir sürecin kriziyle baş etmeye çalışıyoruz. Bence bu durumu fırsata çevirmek mümkün, çünkü insanlar koşturma halindeyken ertelediği ya da görmezden geldiği her şey ile yüzleşebilir. Kriz anını doğru yöneterek,ev ve aile bütçe düzenlemelerimizi, fazlalık olan her eşya veya duygu,düşüncelerden kurtulmamızı,eskileri bırakıp yeni olan şeylere yer açmamızı sağlayabilir. Gelişimimizi sürdürecek kitaplar okumaya, videolar izlemeye ya da online eğitimler almaya ve bu süreçte günümüzü iyi kullanmaya ve bunun gibi birçok faaliyete yarar sağlayabilir. İnsanların durup düşünmesine fırsat verdi, kendilerine zaman ayırmaktan sosyalleşmeye kadar her şeyin öneminin farkına vardığımız bir süreçten geçiyoruz. Biliyoruz ki,bu süreç bitince herkes sevdiklerine kocaman sarılacak ve farkındalık kazanmış olacak.
Gönlümden gönlünüze çiçek çiçek sevgilerimle, umarım krizi fırsata çevirerek daha verimli, güzel ve monoton olmayan günler geçirirsiniz.
-EDA ÇİVİCİ