İçimizdeki Duvarlar
Gabriel Garcia Marquez, Kırmızı Pazartesi kitabında ” Bana bir önyargı verin, dünyayı yerinden oynatayım.” demesiyle bize neyi anlatıyor? Ya da ünlü fizikçimiz Albert Einstein ” “Bir önyargıyı parçalamak, atomu parçalamaktan daha zordur.” Sözüyle bize neyi anlatıyor olabilir, hiç düşündünüz mü? Önyargılar hayatımızda çoğu zaman tanımadan, bilmeden, hissetmeden bir eşyaya, bir kimseye veyahut herhangi bir şeye yorum yapmamızı ve o yorumu yaparken kesin ifadeler kullanmamızı sağlayan negatif düşünceler bütünüdür. Önyargılar bizim bir işte başarısız olmamızı da sağlayabilir, özel hayatımızda mutsuz olmamızı da. Çünkü önyargılar, içimizde tuğlalarını kendimiz ekleyerek örmeye çalıştığımız duvar misalidir. Ve insanlar her gün, her saat bunu kendine yapmaya devam eder. Birini görür, önyargı ile yaklaşır. Bir eşyayı vitrin de görür, önyargı ile yaklaşır.
Hayatımızın her yerinde önyargıya ve önyargılı insanlara denk gelmemiz malesef mümkün. Çünkü önyargılı insanlar; basmakalıp yargılarda bulunabilir (bir siyahinin beyaza göre kirli,cahil vb. olması gibi yargılar). Çoğu zaman insanları sınıflandırarak, onların bulundukları sınıflardaki özelliklerine bakabilir. İnsanlar arasında uzaklık yaratmayı severler çünkü önyargıyla yaklaştığı komşusu ile beraber oturmayı istemez. İnsanlar arasında aşağılık duygusunu oluşturur.Ve buna bağlı olarakta insanlar arasında düşmanlık yaratırlar. Böyle biri hayatınızda hiç olmadı mı? Bir dost, bir eş… Eminim hayatınızda bir veya birçok kez böyle insanlara denk gelmiş veya böyle durumlara şahit olmuşsunuzdur.
Önyargılar sadece kişisel hayatımıza değil toplumsal hayatımızı da olumsuz yönde etkiler. Ayrımlara yol açan bu kavram; insanlarda dil, din, ırk, mezhep gibi birçok özelliğine bakarak değerlendirilmesini sağlar. Ve çoğunluk önyargılı insanın peşinden giderse, ayrım daha da çoğalır. Ve bu yüzden insanlar kendi gibi olan insanlara yönelirler. Ve birçok alanda toplumsal statü farklılığı ortaya çıkar. Oysaki hepimiz insanız, hepimiz biriciğiz. Ayrım yapmadan hepimizin aynı amaçlar için burada olduğunun farkına varsak, statüyü eşitlemeye çalışsak güzel olmaz mıydı? Ya da önyargılı olduğunuzu anladığınızda bir uzman desteği alarak bu yargılardan kurtulmayı sağlasak ve sonrasında komşumuzla oturup bir kahve içsek, hayatımızda bir değişiklik yapmış olmaz mıyız? Hadi gelin, iyi birer gözlemci olarak devam edelim bu yola. Ve etiketlemeden insanları tanıyalım, fiziksel özelliklerine bakmadan onlarla sohbet etmeye çalışalım.
Zihninizdeki at gözlüğünü çıkarın ve atomu parçalamayacağınızı sadece kendi düşüncelerinizi parçalayacağınızı unutmayın.
Gönlümden gönlünüze çiçek çiçek sevgilerimle...