site okul selçuk izmir

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir °C
site okul selçuk izmir

”Bir Başkadır” Benim Memleketim

06.12.2020
A+
A-

Bu dizide bize anlatılmak istenen neydi? Kendi payımıza düşen dersi alabildik mi? Ya da diziyi izlesek de pek anlamlı bulmadık mı? Hadi gelin bu yazımızda Bir Başkadır dizisini konuşalım. 12 Kasım 2020’de netflix’te başlayan bu dizinin kişilerini analiz edeceksem ve diziyi subjektif olarak yorumlayacak olursam eğer Berkun Oya gerçekten güzel iş çıkarmış diyebilirim. Bol spoiler içeren bu yazımızda diziyi izlemediyseniz Bir Başkadır dizisini tavsiye ederim, müsait olduğunuz bir vakit izleyin efendim. Şimdi hazırsanız arkanıza yaslanın, dizi başlıyor! İstanbul gibi megakent olan şehrin sokaklarına giriyoruz bu dizide, o sokaklarda yaşayan farklı kültürden insanların evlerine, özel yaşamlarına konuk oluyoruz. Bilmediğimiz,görmediğimiz her şeyi seyirci koltuğunda otururken görüyoruz. Çünkü yönetmen diziyi öyle bir hazırlamış ki,gözlemci olarak her yerdesiniz.Bazen bir psikiyatr sandalyesinde-ki burada önemli olan kelime ‘’sandalye’’ çünkü bize gösterdiği şeylerden birisi orasının devlet hastanesi olması-, bazen bir evde,bazen minibüste. Anlatılan hikayenin başı var mı, sonu nasıl diye soracak olursanız eğer başı ve sonu olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Bu dizide geleneksellikle çağdaşlığın ayrımını yaparken aslında kendimizin de nerede olduğunu görüyoruz.Dizi farklı gelir ve ideoloji gruplarına mensup insanları anlatırken size parmak sallamıyor. Ama bir yerin altını çiziyor ‘’ONLAR GÜÇLÜ’’. Bunu ilk kez bir dizide yüksek sesle ifade eden Berkun Oya oluyor. Bu dizinin amacı, kimseyi yargılamayın çünkü kimseyi tanımıyorsunuz olsa da İstanbul gibi büyük bir şehri farklı boyutlarda farklı hikayelerde yaşıyorsunuz. Herkesin bir derdi var ve varoluş sancısı çekiyor. Mesela Meryem tesettürlü ama açılmanın ne olduğunu bile bilmediğinden, onun kötü olduğunu düşündüğünden tesettürlü.Bildiği şeylere inanmıyor çünkü kendine ait bir düşüncesi yok. Köyden şehre her gün yolculuk yapmasına rağmen hep başkalarını konuşuyor. Bir psikiyatr odasında bile yengem şöyle,abim böyle diyor. Kendini değerli hissetmek istiyor her insan gibi. Ama duygularını,düşüncelerini henüz keşfedememiş birisi. Sürekli dilinden düşürmediği hep ona göre yaşantısını sürdürdüğü bir hocası var. Bu hocaya herkes akıl danışıyor ama bence hoca hocalığın içine sıkışmış.Orada mutlu ve huzurlu değil. Bunu son bölümlere yakın daha iyi anlayabiliyoruz. Hocanın üvey kızı Hayrünisa ise cinsel eğiliminin ne olduğunu henüz keşfedememiş. Ekranlarda bir ilke daha bu dizide şahit oluyoruz.Kapalı olan Hayrünisa açılıyor.Cinsel eğiliminin ne olduğunu arıyor ve bulmak için çaba sarf ediyor.Meryem’in psikiyatrı Peri ise her şeye önyargılı çünkü o bir Beyaz Türk.Bir de Peri’nin süpervizyon aldığı Gülbin diye bir psikiyatr var. Gülbin kürt ailenin kızı, göçüp gelmişler İstanbul’a ve okumuş görmüş birisi. Gülbin’in takıldığı Sinan ise para, kadın, ihtişamı temsil ediyor dizide. Yani bakacak olursak aslında günümüzde toplumumuzun çoğunluğunu Sinan’da görüyoruz. Meryem’in yengesi Ruhiye ise psikolojik sorunlarla mücadele ediyor. Travması olan,yüzleşmeye çalışan birisi. Ama abisi ise o kadar dar kesimden geliyor ki hocaya götürmek aklına gelirken bir psikiyatra götürmek aklına gelmiyor. Çünkü oraya sadece deliler gider düşüncesine sahip. Abisi demişken, Yasin’de erkek egemendir bakışına şahit oluyoruz. Ve yaşantısı ne kadar dinine yönelik olsa da yaptığı iş yaşantısına bir o kadar tezat. Bir de bu dizinin sonunda hep çalan Ferdi Özbeğen şarkısı var. Burada bir mesaj var mı yok mu diye tartışılsa da Ferdi Özbeğen, Türkçe sözlerle batı müziğinin ilklerindendir. Yani onun sayesinde Avrupai tarzı öğrendik. Diziye şöyle bir bakacak olursak, zıt kutupların sürekli beraber olduğunu görebiliriz. Herkes birbirini yargılıyor ve yargıladığı insanlarla yüzleşiyor. Bize verdiği ilk mesaj “tanımıyorsun kimseyi o halde yargılama’’ iken dizi devam ettikçe görüyoruz ki burada çok mesaj var. “Kaynayan suyu kahvenin üzerine dökmemek gerekiyor’’ diyor Peri. Anlamaya çalış, düşün ve öyle tepki ver demenin dolaylı yolu aslında bu cümle. Sen ismin değilsin,sen sensin de ayrı bir mesajı tabi ki. Kısacası dizinin Uluslararası Ethos ismine sahip olması ve Ethos’un anlamının “bir toplum ya da kişinin geleneksel anlamındaki eğilimi ve duruşu, ahlaki değerlerin bilinciyle şekillenen tutum” olması aslında Türkiye’nin özeti şeklindedir. Çünkü biz çok kültürlü bir toplumuz. Burada modern aileler olduğu kadar geleneksel olan ailelerde var. Verilen mesajlar olsun, düşünülen ince detaylar olsun gerçekten dizi izlenmesi gereken dizilerden birisi olmuş. Teşekkürler Berkun Oya. Sayende Bir Başkadır benim memleketim. Gönlümden gönlünüze çiçek çiçek sevgilerimle. Yazılarıma, yazılarımla ilgili güncel bilgilere @hayallerince instagram hesabımdan ulaşabilirsiniz.

EDA ÇİVİCİ

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.