site okul selçuk izmir

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir °C
site okul selçuk izmir

Sakız -1-

16.06.2013
A+
A-

asiltuncerÇeşme’ye Alternatif Bir Ada

İzmir’den Yunan Konsolosluğu’ndan Shengen vizesi alanların Avrupa’dan önce ilk çıktıkları yer. Bir de hafta sonu Çeşme tatili yapanların alternatif destinasyonu. Kışın Çeşme ölü bir yer ama karşısındaki Sakız daha hareketli çünkü Çeşme Sakız’a göre daha sayfiye ve daha boş ama Sakız nazaran daha canlı.

Yalnız bir şey dikkatimizi çekti: Çeşme ile Sakız’ın bir ortak özelliği; ikisi de artık pahalı destinasyonlar. Bunu ilk başaran Çeşme oldu. Sakız ise onu takip etti. Nasıl mı? Türkiye’de Bodrum’dan sonra en pahalı yer olan Çeşme’den, vizesi olanlar Sakız’a akmaya başladı çünkü bir ziyaretçi Çeşme’de bir porsiyon balığı çorbası ve salatasıyla 50-55 TL’ye zor yerken karşıda, Sakız’da bunu 18-19 €’ya rahat yiyebiliyordu.

Ne zamana kadar? Evveli senenin sonuna doğru. Bu sene bilhassa Çeşme’den, Alaçatı’dan sonra Sakız’a rağbet arttı, fiyatlar fırladı. Her şey pahalıdandı. Bu sene Sakız’a tekrar gidişimizde geçen sene yediğimiz 8 €’luk kalamarın 9,5 €’ya yükseldiğini salatanın 2,5 €’dan 4 €’ya fırladığını kısacası her şeyin menüde 1-3 € zamlandığını gördük. Kiraladığımız arabaya 5 € daha fazla ödedik; Pirgi’ye gitmek için de aldığımız benzin miktarı 3 € daha fazla tuttu önceki yıllara oranla.

Yani Sakız artık ucuz değil. Tekne beklerden içtiğimiz çaydan Free Shop’taki en ucuz parfümün 60 €’dan başlamasına kadar hatta dönüşte Sakız’dan aldığımız sakıza varıncaya değin. Hadi sakız ağaçlarının bir kısmı yandı ona sayalım peki ya diğerleri?

Çoğunuz bilirsiniz; Sakız’da sahilde yolun tam orta yerinde gündüzleri çoğunlukla kalabalık olan bir kafe var. Diğerlerine göre daha aydınlık ve temiz görünen. Burada geçen sefer ödediğimiz hesapla bu sene yani geçen ay ödediğimiz hesap 2.60 € daha fazla. İçeceklerimiz aynı. Zaten bunu da bilhassa denemek için yaptık. Eşimin, çocukların ve benim fiks içeceklerimizden ısmarladık yine ve tutar % 20 daha fazlaydı. Çok değil belki ama tüm farkları topladığımızda bir günlük ziyaretimizde rahat bir 50 € fazladan ödemeyle geri döndüğümüzü fark ettik.

Değişen ne peki? Neden cebimizden bu para fazladan çıkmış oldu? Üstelik TL değil €. Enflasyon Sakız’da bizi € olarak mı vurdu? Yoksa ülkemizde € geçen seneye göre aşağı yukarı aynı da Sakız’da mı değişti? Geçen sene ile bu sene € ülkemizde 2,2 ile 2,4 paritelerinde gidip geliyor. O zaman Yunanistan’ın ekonomik krizi? Yalnız o da olmamalı çünkü kriz olan yerde alımlar yani satışlar durur, fiyatlar düşer. Oysa burada durum tam tersi

Eee bu nasıl oluyor öyleyse? Yoksa biz Sakızlıların duran ticaretlerindeki azalan kar marjlarını dengeleyen unsurlar mı olduk? Yani kayıplarını bizden mi çıkarıyorlar? Şimdi diyeceksiniz ki; “gitmeyin kardeşim!”. Haklısınız. Biz de zaten zaruretten gittik. Dedim ya Schengen vizemizi Yunanistan’dan aldığımızdan ilk ülke olarak oraya gitme durumunda kaldığımızdan ve bir İzmirli olarak da bunu yapmanın en kolay yolunun bu olmasından. Yoksa bir Türk Sakız’a neden gider?

Aslında gitmek için herkesin bir sebebi olabilir ama benim pek kalmadı diyebilirim. Bayraklı Camii harap ve bitap. Yıkıldı, yıkılacak. Mecidiye Camii bildiğiniz gibi Bizans Müzesi. Deniz Müzesi fena değil ama bir deniz müzesi göreceğim diye Sakız’a gidilmez. Kütüphane Pazar günleri kapalı ve ancak dışarıdan binayı görebiliyorsun. Pirgi’de değişen bir şey yok. Peki, vize alıp Yunanistan giriş-çıkışı yapmak zorunluluğu hariç bir Türk ziyaretçi neden hala Sakız’a gidiyor? Çeşme ona nazaran daha pahalı da ve Alaçatı da aynı oranda ateş pahası ondan mı? Yani kardan kaçtık doluya tutulduk olmadı yağmura razıyız gibi bir şey mi?

Sakız’a dönersek, adanın batısında yani Sakız’ın tam arka sırtlarında yer alan güzel kumsallar olabilir mi? Çeşme’de de aynıları var. Kışın her ikisi de boş ve ıssız. Gerçi Sakız’dakiler daha temiz ve bakir ya da parsellenmemiş görünüyor, bundan olabilir mi? Şu anki görünümüyle çevredeki yanık ağaçları göz önünde bulundurursak bu ihtimal pek mantıklı gözükmüyor.

Peki, kumarhane olabilir mi? O yönünü fazla bilmiyorum, duyumum da pek yok. Kumarhaneden içeri hayatta bir iki kere adım attım o da Dubrovnik’te yolcuları bıraktığımız Rixos’tu galiba birisi… Diğeri de Almanya’da buluşacağım arkadaşımı beklerken soğukta donmamak için sığındığım yer…

Neyse Sakız’a gitme nedeni kaçamak yapma olabilir mi? Çeşme’de kimlik ibrazından bunalanların kaçış yeri olma durumu olabilir mi? Yok o kadar insan kaçamak yapıyor olamaz çünkü bazı hafta sonları kışın bile kalabalık olabiliyor, üstelik ailecek çoluk çocuk. Bunca insanın kaçamak yaptığı iddiası da çok saçma olur. Aslında bu sava Kaz Dağları’nı, Assos’u kaçamak yerine çeviren İstanbul sosyetesinin adım attığı her yerde fiyat yükselttiği ve dolayısıyla da burada da aynı olayın tekerrür edebileceği olasılığından yola çıkarak geldik.

Misal Bodrum; futbolcu, sanatçı ve sosyetenin kaçamak yeri ilan etmesinden sonra Bodrum’da her şeyin tavan yaptığı gerçeğinden yola çıkarak bunu sorguladık. Faklı olması, Çeşme’ye yakın olması veya en azından kolay bir yurtdışı yapmak olabilir mi? Olabilir belki de.

Neyse? Bırakalım bunları zaman arz talep meselesini kendi kendine çözsün. Bütün bu saydıklarımız bir araya gelmiş ve buna alışveriş çılgınlığı ve dönüşlerde free-shop yapıp bir şeyler alayım çılgınlığı da eklenmiş ve Sakız’ı yeni bir turistik istasyon haline sokmuş olsun. Gerçi buranın free-shop fiyatları yine en pahalılardan…

Dediğim gibi giden ne sebeple giderse gitsin, biz Sakız’ı kısaca tanıyalım: Sakız’ı nasıl gezeceksiniz? Kale içini adımlayarak gezmelisiniz ilkin. Burası sizin öğleye kadar vaktinizi alır. Öğle yemeğini yedikten sonra da yarım günlüğüne bir araba kiralar -sizden hala tam gün parası isteyenler olursa Türk usulü pazarlığa girişirsiniz- Pirgi’ye gider gelirsiniz. Hatta gidişinizi ve dönüşünüzü farklı yollardan yapar daha fazla yer görürsünüz.

Kale ya da sur içinde neler var? Diyelim ki saat 10.15 gibi Liman’dan çıktınız ve önünüzdeki caddeyi sola dönerek yürüdünüz. Yol üstündeki araç kiralama acentelerinden öğleden sonra 13.30-15.30 ya da 14.00-16.00 arası gibi yani iki saatliğine araç kiralayacağınızı söyleyin. Bu size maksimum aracına göre değişse de ortalama 20 €’ya patlayacak. Pirgi gidiş-dönüş size bir saat, orada dolaşmak da 1 saat olarak toplam iki saate patlar. İstenirse illaki bir gün de harcanabilir orada ama bu zaman bir israfıdır.

Sonra tekrar Sakız’da Kaleiçi’ne girmek için yola koyulun ve tekrar sola dönen yoldan sağa sapıp sur içine yönelin. İlkin karşınıza üst kısmı günümüze ulaşmayan kuleler çıkacak. Yaklaştıkça da çevresini dolanan hendekler. Tabelaların Osmanlı tarihi kısımları moralinizi bozmasın zira yazılanlar hatta fazlasıyla hemen her yerde var. Türk hükümeti artık bir girişimde bulunsa da yazılanları düzelttirse ve yeniden üslubunca yazdırtsa iyi olacak.

İyi Turlar!
(Sürecek…)

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.