Yol Ayrımında Seçime Doğru

Malumunuz olduğu üzere Başbakan Erdoğan dağdaki PKK’lıların silah bırakması halinde, başka ülkeye gidebileceği hakkındaki açıklamasına, Kandil’deki PKK’nın başı cevap vermiş. Gündemlerinde silah bırakmanın olmadığını, aksine daha çok silahlanmak istediklerini söylemiş.
Bugün Ortadoğu’nun çok karışık olduğunu söyleyen Kara yılan, ” Biz niye silah bırakalım. Biz niçin silah aldık, bugün niçin bırakalım. Ama Türkiye silahları bırakalım, sorunu diyalogla çözelim derse, biz de hay hay deriz. Ve böyle bir çözüme var olduğumuzu belirtiriz.” demiş.
Söyleye söyleye dilimizde tüy bitti; ancak kimse bize kulak vermedi, kimse bizi dinlemedi. Şimdi ise söylediklerimizi PKK’nın en üst makamında oturan adam, Erdoğan’a verdiği cevapta açıkça dile getirmiş; ‘Biz niçin silah aldık, bugün niçin bırakalım’. Evet, bilenler bilmeyenlere PKK’nın kuruluş amacının ne olduğunu ve bu amaç için nasıl silahlandığını anlatsın. Silahı niçin bırakması gerektiğini, niçinin nasılında ortaya koymuş.

XXXXXXX

Böylece Başbakan Erdoğan başta olmak üzere, çeşitli nedenlerle Kürt sorununu şöyle çözelim, böyle çözelim diyenler PKK’nın en yetkili ağzından cevaplarını almışlardır. İnşallah bu açık, açık olduğu kadar küstahlık içeren ifade AKP iktidarına ve destekçilerine biraz olsun düşünmeleri gerektiğini hatırlatır. Karayılanın bu açıklamasına hay hay diyerek görüşmeye başlayacaklarsa şayet, büyük bir acziyet içinde olduklarını deklare etmiş olacaklar.
Gerçi üç beş KCK’lının ve PKK’lıların açlık grevi, AKP iktidarına boyun eğdirmeye yetmişti. Bu boyun eğiş onların siyasi taleplerinin karşılanmasıyla gerçekleşmiştir. Şimdi de bu katil çetenin sorumlusu bugün Erdoğan’ın silah bırakanlar başka ülkeye gidebilirler açıklamasına karşılık daha fazla silahlanmak istediklerini ve amaçlarının gerçekleşmesi halinde silah bırakabileceklerini belirtiyor. Biz niçin silah aldıktaki ‘niçin’in karşılığı Kürdistan’ı kurmak olacaktır. Bugün niçin bırakalımdaki ‘niçin’in karşılığı da Kürdistan’ı ilan etmedik ki, demektir.

XXXXXXX

Şimdi o çokbilmiş efendiler bu açıklamaya insancıl, Kürt soruncul, demokratik bir çerçeve çizsinler. Ve hak versinler. Artık herkes durduğu yeri çok iyi seçmeli ve kıvırmadan, net bir şekilde açıklamalıdır.
Artık net bir şekilde, kesin çizgilerle görülmektedir ki, bu ülkede bölünmeden taraf olanlar, bir de bölünmeye karşı olan Milliyetçi Ülkücü hareket var.
Bir tarafta bölücü fikriyata özgürlük tanıyanlar, bir de bölücülüğün özgürlüğü olamaz diyen Milliyetçi Ülkücü Hareket var.
Bir tarafta tek dili, çift dile dönüştürme arzusunda olanlar, bir de böyle bir şeyin olamayacağını savunan Milliyetçi Ülkücü Hareket var.
Bir tarafta tek millet derken kandırmaca da bulunup, etnik merkezli bir yapıdan yana olanlar var, bir de etnik köken ve mezhep üzerinden siyaset yapılmasına karşı olan Milliyetçi Ülkücü Hareket var.

XXXXXXX

Türkiye bir yol ayrımındadır. Ya bölünmek isteyenlerle birlikte bölünmeye meyilli, gönüllü, her ne sebeple olursa olsun bu yolda yürümek isteyenlerin gidecekleri yol.
Bölünmeye fırsat vermeyecek, tek vatan, tek millet, tek bayrak, tek dil, başkent Ankara, ” Ne mutlu Türküm diyene” diyerek hareket edenlerin yolu…
Türkiye’de yaşayan insanlar bu iki yoldan birini seçmek zorundalar… Ya tam bağımsız, bölünmez bir bütün olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti için atalarımızın Kuvayi Milliye ruhuyla “Ya istiklal ya ölüm” parolasını şiar edinip, tüm dünyaya bir mesaj verip, Milli Duruş sergileyecekler ya da zillete katlanıp ufalanmaya, parçalanmaya rıza gösterecekler.
Bunun için tüm demokratik yollar sonuna kadar kullanılmalı ve seçimlerde hak ve haklı olanın yanında yer almalıyız. Bir bütün olarak tarihi yolculuğumuza devam etmek istiyorsak, koskoca Türkiye Devletinin kaderini terör çetesine ve onların her isteğine evet diyenlere bırakamayız. Önümüzdeki ilk seçimde gereken mutlaka yapılmalıdır.
Bu ülkeyi sahipsiz sananlar yanılmaktadırlar. Bunun böyle olmadığını Milliyetçi Hareket Partisinin Lideri Devlet Bahçeli grup toplantısında şöyle açıklamıştır:
” Milliyetçi Hareket’i es geçenler, bizi yok farz edenler ne yapabileceğimizi, aziz milletimiz lehine neleri göze alabileceğimizi tahmin dahi edemeyeceklerdir.
Unutmayınız ki, kulun hesabı varsa Cenab-ı Allah’ın da bir hesabı, Milliyetçi Hareket’in de bir bildiği vardır.”

Sağlıcakla kalın!

Fikri Atılbaz