site okul selçuk izmir

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir °C
site okul selçuk izmir

Uçan Gazeteciler

06.11.2021
A+
A-

Yanlış anlaşılmasın!
Başlık itibariyle tarif etmek istediğim uçma yeteneğine sahip olanlar değil, büyük meziyetleri(!) sayesinde (Korkaklık, yandaşlık ve yalakalık gibi) mâlum uçaklardaki yerleri her daim hazır olanlardır değerli okuyucular.

Bu tabiri geçtiğimiz günlerde, Tele1’de “Gün Başlıyor” isimli sabah kuşağı haberlerini sunan Murat Taylan’dan duymuştum. Oldukça da hoşuma gitmiş ve ironik açıdan da oldukça başarılı bir benzetmedir diye düşündüm.
Yalan değil aslında. Bu ülkede, halkına gerçek ve doğru haberi ulaştırma çabasıyla koşuşturup duran, kalemini yalana dolana ve iftiraya bulaştırmayan gazeteciler de var, muktedir olanlara şirin görünmek için çok iyi bildiği halde gerçekleri yazıp söylemek yerine, uçuk haberlerle vatandaşın önüne yalandan haber ve yazılarla tozpembe bir tablo serenler de. Hatta bunlar bukadarla da kalmayıp, her kim ki herhangi bir mevzuda muktedir olanlarla ilgili eleştirel, sorgulayıcı bir dil kullanıyorsa; onlara fütursuzca, en ağır hakaret ve küfür diliyle saldırmayı görev edinmişlerdir, zira muktedir olanlardan alacakları bir “aferin” onlar için meslek ilkelerinden de, işini doğru yapmanın vereceği onurdan da daha değerli(!)dir.

Oysa Gazetecilik meslek ilkelerine baktığımızda;
En başta “Gazetecinin temel görevi, gerçekleri nesnel bir biçimde, çarpıtmadan, sansürlemeden aktarmaktır. Gazeteci, demokratik değerlere ve insan haklarına aykırı yayın yapmamalıdır.” Maddelerinin peşisıra daha bir çok ilkesel kurallarının olduğunu görürüz.

Sizi bilmem ama, ben bu ilkeleri bilmeme ihtimali olmayanları, meslek ilkelerinin tam tersini yapmaları karşısında kendileri için “gazeteci” sıfatının kullanılmasını bile yadırgıyor ve ayıplıyorum.

Ve gelelim Murat Taylan’ın kullandığı “Uçan Gazeteciler” detayına. Sevgili Taylan’ın işaret ettiği bu gazeteciler, malum uçağa alınan gazeteciler oluyor değerli okuyucular. Baştada ifade ettiğim gibi, bu gazeteci(!)cinsinin en büyük özelliği biad kültürüne sahip olmalarıdır. Evcil ve usludurlar, asla büyüklerini kızdıracak bir yaramazlık yapmazlar, yapamazlar. Malum uçakların müdaim yolcusu bu gazetecilerin yer aldığı haber sunumu yapılırken, muktedirler için “Gazetecilerin sorularını yanıtladı” deniliyorsada inanmayın, zira bunlar asla soru sormazlar, soramazlar. Önceden hazırlanıp ellerine tutuşturulmuş soruları, sanki kendileri hazırlamış gibi hiç yüzleri kızarıp utanmadan ellerindeki kâğıtlardan okurlar.
Hatırlayınız; gazetecilik(!) yaptığı sıra dönemin Başbakan’ına “Size hangi soruları sormamızı arzu ediyorsanız siz hazırlayıp bize verin, biz onun dışına çıkmayalım” diyecek kadar meslek ahlâkını ayaklar altına almış, saçlarını sanki buzağı yalamışçasına yalabık kafasıyla ortalıkta dolaşan bir yalakayı bile gördü bu memleket. Üstelik bu tiplerin verdiği destek, yardım ve yataklık sayesinde bu ülkenin bütün kurumları 2010 referandumuyla başlayan bir süreçte, CIA uşağı bir alçağın elebaşısı olduğu örgüt tarafından işgal edilmiştir.
Sözün kısası değerli okuyucular; gerçek gazeteciler, yanında kameramanı, elinde mikrofonu ile koşuşturan ve meslek hayatı boyunca önüne serilen servete rağmen kalemini satmayıp halkı adına muhatablarına sorgu sual etmekten asla taviz vermeyen, yalanın değil özgürlüğü ve canı pahasına da olsa gerçeğin peşinden koşturan, dolayısıyla ayakları yere basanlardır. Dolayısıyla, malum uçaklarda yaptıkları keyifli yolculuklarda, icazet almadan öksürmeye bile cesaret edemeyenlerin gazetecilikle falan ilgisi yoktur.
Son olarak aşağıya sahte sadakat gösterileri karşısında sürekli bir aldanış içinde olanlara hitab eden şu paragrafı bırakayım ki; bunu gören devşirme gazeteciler içerisinden dileyen geçte olsa feyz alıp mesleğinin aslına rücu etmeyi seçer, dileyense aynen kumpas davaları sürecinde yazdıklarım karşısında yaptıkları gibi, salyalar dökerek hakaret ve küfürlerle saldırmayı.

“Etrafınızda size gerçekleri söyleyecek gerçek dostlarınız olmadığı gibi, dalkavuklardan ibaret bir çemberin ortasında kaldıysanız; yürüdüğünüz yol, felâketten başka bir yere çıkmaz!”

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
26 Mart 2024
19 Mart 2024
20 Şubat 2024
4 Şubat 2024
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.