site okul selçuk izmir

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir °C
site okul selçuk izmir

Seçim Değil Referandum

11.09.2015
A+
A-

huseyin-tasyakan11 Kasım günü üzerinize düşen vazife, 7 Haziran sonrasında, bizzat kaçak sarayın müdaimi tarafından güdülen siyasi atraksiyonlar itibariyle kendi kendine şekillenmiştir değerli okuyucular.
Şu anda oturduğu makamı da dahil olmak üzere, siyasi hayatı boyunca sahip olduğu tüm makamları demokrasi ve Cumhuriyet rejimi sayesinde kazanmış biri 7 Haziran’ daki millet iradesini yok sayarak kendisine her daim biadkarlık sergileyen AKP cenahı vasıtasıyla ülkeyi 90 gün arayla yeni bir seçime mahkum etmiştir. 7 Haziran akşamı millet iradesinin (sergilemiş olduğu kin, nefret ve intikam duygularıyla ülke yönetmek isteyişine) dur dediğini görmek istemeyen bu zihniyet görülüyor ki; Türkiye’ yi erken seçim yoluyla yine kendi iradesine mahkum etmek maksadından vazgeçmiş değildir. 7 Haziran akşamının hemen ardından onlarca şehit verdiğimiz terör saldırılarının artmasıyla beraber şehit acısıyla yandığımız günlerin içerisinde AKP cenahından yükselen ‘’ O nu Başkan seçtirseydiniz bu kaosu yaşamazdık’’ gibisinden pervasızca açıklamaların yapılması da vazgeçilemeyen o maksadın en büyük kanıtıdır. Dolayısıyla yukarıda da ifade ettiğim üzere, 1 Kasım günü üzerinize düşen görev kendiliğinden oluşmuş ve de olabildiğince de hayati önemdedir sevgili okuyucular. Zira ayrıntılarına her gün tanık olduğunuz üzere, yaşanan şu kısacık süreçte bile gördük ki; Türkiye’ nin kaderini kendi iki dudağı arasına hapsetmek sevdası uğruna ülkeyi iç savaşa kadar sürüklemekten bile çekinmeyecek gözünü iktidar hırsı bürümüş bir zihniyetle karşı karşıyayız.
Başlıktaki ifadeye gelirsek eğer, 1 Kasım’ da Türkiye’ yi yönetecek bir hükümeti tayin etmekten çok Türkiye Cumhuriyeti’ nin bekasıyla ilgili hayati bir karar vereceğiz.
Demokrasinin, hukukun hakim olduğu bir ülkemidir istediğiniz ; Yoksa Başkanlık hayaliyle yanıp tutuşan bir zihniyetin akıl almaz hırslarıyla diktatörlüğe dönüşecek bir bir ülke mi?
Etrafınızda halen bütün olanlara yaşanılan zulümlere rağmen size, 13 yıldır iktidar olan AKP cenahını ve onun tam kadro teşkilatıyla biadkar olduğu saraydaki muktediri şirin göstermeye çalışan aklı evveller illaki olacaktır. 13 yıldır kandığınız aldandığınız yeter !
Artık inanmayın!
7 Hazian’ da olduğu gibi 1 Kasım’ da da tek amaçları sizi kandırıp sandıktan kaçak saraydaki muktediri başkan yapacak oyu çıkarabilmektir. Zira tepeden tırnağa hepsi de biliyor ki; bu ülkeyi RTE nin yönetemeyeceği bir iktidar yönetirse, kendisiyle beraber 13 yıldır AKP içerisinde olup o na suç ortaklığı yapmış herkes bağımsız Türk yargısı önünde hesap verecektir.
Daha kısadan anlatmak gerekirse;
Oturduğu makamın tarafsızlığını ve dolayısıyla ettiği yemini paspas gibi çiğneyişi eleştiriliyor diye eleştirenler (hakaret ediyor bahanesiyle) tutuklanıyorken; insanlara domuz bağıyla işkence edip öldürenlerin, ayakkabı kutularında milyon dolarları götürüp sıfırlayanların ve dün itibariyle davul zurna ile karşılanıp şehirlere sızdırıldıktan sonra, bugün itibariyle askere polise kurşun sıkanların aramızda dolaştığı bir ortamda yüzünüz kızarmıyor, vicdanınız kanamıyorsa eğer bu yazıyı da dikkate almayın!
Sonuç itibariyle önümüzdeki sandık bir seçim sandığından çok referandum sandığıdır.
O sandıktan ya vicdan sahibi onurlu bir milletin iradesi çıkacaktır, ya da gaflet ve delaletin tavan yaptığı bir aymazlık!
Seçim sizin…

Ve Orhan GENCEBAY !
Sen ki; bu gün itibariyle neredeyse 4. kuşak yetişkin delikanlıların, genç kızların kalplerine AŞK adıyla düşen duyguları dizelere döküp, unutulmayacak besteleri imzalamış adamsın.
Sen ki; bu ülkede piyasaya ilk plağın sürüldüğünden beri yetişkinlerin ve tekmil tarih kokulu ihtiyarların, çilingir sofralarında olmazsa olmaz şarkıların yaratıcısı adamsın.
Böyle mi olacaktı senin finalin? Yakışacak şeymiydi Allah aşkına ! Bu coğrafyada Altmışlardan beri seni gönül sarayında taşıyan gönül dostlarına ihanetin?
Bu ülkede, ”Kula kulluk edene yazıklar olsun” demeyi 4 kuşağa ezberletipte; İktidar hırsıyla ülkeyi kana boğan bir faşiste kulluk etmeyi, yakıştırabildin mi kendine?
Ne zamandır sesin soluğun çıkmıyor Orhan GENCEBAY, susuyorsun.
Belli ki akil diye bir vicdansızın peşinden yürüdüğünden beri, belkide senin şarkılarınla büyümüş toprağa düşen fidancıkları düşünüp; vicdanının sesinden duyduğun bu suallerle boğuşuyorsun.
Kimbilir, belkide bir şarkında ” Bu dünyada bir kötüye kul olduysan canım diye Eyvaahh” dediğin gibi eyvah ediyor; ya da başka bir şarkında ”Hep ben ettim kendi kendime, ben ne yaptım kendi gönlüme” dediğin gibi yanıp yakınıyorsun.
Ve Orhan GENCEBAY !
Nefretten beslenen bir kafanın peşine takılıp yoldan çıktığınızdan beri, ülkenin cehenneme döndüğünü görüyorsun ama yine de çıkıp şu halktan özür bile dilemiyorsun.
Kimbilir belki de utanıyorsun!
Eğer öyle ise sıkıntı yok, hiç olmazsa utanabiliyorsun!

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
26 Mart 2024
19 Mart 2024
20 Şubat 2024
4 Şubat 2024
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.