site okul selçuk izmir

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir °C
site rehber selçuk izmir

Kargalar Gülecek Halinize

15.01.2023
A+
A-

İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nun 13 bin oy farkıyla önde bitirdiği 31 Mart seçimlerinin akıl almaz bir şekilde iptal edilmesinin ardından, 23 Haziran’daki seçimleri bu kez 806 bin farkla kazanmasının akabinde 5 Temmuz 2019 tarihinde yayınlanmış “Dil Yarası” başlıklı yazımın bazı bölümlerinde aşağıdaki ifadeler yer alıyordu değerli okuyucular;

*“Seçim öncesi bulunduğum her ortamda, açıkladığım görüşüm itibariyle, 23 Haziran sonrası, benim en çok katıldığım görüş Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Yusuf Kaplan’a ait değerli okuyucular.
Yusuf Kaplan A Haber’in Sabah kuşağı haber sunucusu Erkan Tan’ı kastederek, kişisel Twitter hesabından şu ifadeleri kullanıyordu;

*‘’İşte bu paçozluklar her şeyi mahvetti! Yeter!’’

*Yusuf Kaplan’ın bu ifadeleri kullanmasına etki edense, Erkan Tan’ın Seçim sonrasında İBBB seçilen Ekrem İmamoğlu için canlı yayında, ‘’Ordu valisine ‘it’ diye küfür eden adam İstanbul’un belediye başkanı seçilmiş oldu. Başka yalanları da var. Biz vatandaşlardan gelen isteği arz ediyoruz. Vatandaşlar Adalet ve Kalkınma Partisi’nden Ordu Valisi’nin İstanbul Valiliğine tayin edilmesini istiyor’’ ifadelerini kullanması oldu.
Yani Yusuf Kaplan, 23 Haziran’da seçmen iradesinin sandığa ne şekilde yansıdığının en büyük belirleyicisi olarak kullanılan dili göstermiştir. Yusuf Kaplan’ın kullandığı cümleye sonuna kadar katılmakla beraber, geç kalmış ve eksik ifade edilmiş bir açıklama olduğunu düşünüyorum. Geç kalınmış diyorum çünkü işaret ettiği şahsın seçimden bir gün öncesine kadar her sabah Ekrem İmamoğlu’nun kendisi, onu destekleyenler ve dolayısıyla adayı olduğu CHP ve İYİ PARTİ’nin Genel Merkezleriyle beraber tüm teşkilatları için kullandığı küfür, hakaret, iftira, çamur ve çirkeflik dolu ifadeleri toplayıp dizseniz, dünyayı üç kere dolaşacak yol çizersiniz. Üstelik bu şahıs tüm bu alçakça saldırılarını, sırf iktidara karşı yalakalık yaparak muktedir olanlara hoş görünmek için yapmaktadır ki; keşke bu yapılanların ‘’paçozluk ‘’olduğunu seçimden çok önce de söylemiş olsaydılar da biz de şu anda kendilerinin samimiyetine inanıyor olsaydık.

*16 Milyon insanın yaşadığı İstanbul seçimlerinde iktidar çok ağır bir yara almıştır ki, bunun yegane sebebi yoğun olarak saldırı dilini kullanmış olmalarıdır. Dolayısıyla alınan bu yara, bildiğimiz dil yarasıdır. Bu ülkede yaşayan insanlar artık kin, nefret, aşağılama ve saldırganlık dilinin kullanılmasından yorgun düşmüştür. Topluma örnek olması gereken makamlarda oturanların kullandığı dil yüzünden, bu ülke insanı hiçbir tarihte olmadığı kadar birbirine karşı tahammülsüz bir tavır içindedir.
*Yani 23 Haziran’da seçmenin sandığa yansıyan iradesinin mimarları kimlerdir diye sorarsanız sevgili okuyucular, tabiki en başta kendisine karşı uygulanan yoğun karalama kampanyası ile hakaret ve küfür dolu saldırılara rağmen adabını bozmayıp birleştirici bir dil kullanan Ekrem İmamoğlu ve yine tabi ki en başta Devlet Bahçeli ve Süleyman Soylu gibi hakaret, nefret ve kin dilini kullanan üst makamlarda oturan siyasetçilerdir.

*…. bir şeyi de bir çoğunuz gibi çok iyi biliyorum ki değerli okuyucular, Bahçeli ve Soylu ile benzeri siyasetçiler, kullandıkları hakaret diliyle hem Erdoğan’a , hem AKP’ ye hem de iktidar kanadına faydadan çok zarar getirmişlerdir.

Yukarıda bazı bölümlerini okuduğunuz “Dil Yarası” başlıklı yazımın üzerinden yaklaşık 4 yıl geçti değerli okuyucular. 31 Mart seçimleri sonrasında yaşananların, nasıl 23 Haziran seçiminin sonucunu getirdiğini anlattığım bir yazıydı ki en belirgin göstergesi 60 günlük bir süreçte 13 bin oy farkının 806 bine yükselmesidir.

Aradan geçen dört yıllık süreçte ise yaşananları, atanmışların seçilmişlere bürokratik yollardan nasıl şuursuzca baskı ve zulüm uyguladığını sadece başlık olarak sıralamaya kalksak sayfalara sığmaz!

Yani 2019’da; gazetelerinde, televizyon ekranlarında ve özellikle sosyal medyadaki sayfalarında muktedirlere dayanarak siyasi rakip gördükleri herkese linç girişiminde bulunanları defaten uyarmamıza rağmen yine bildiklerini okumuşlar ve bu, önceki seçimdeki farkın 62, yazı ile (altmış iki) kat fazlasıyla sandıktan çıkması sonucunu yaratmıştır.

Dolayısıyla şu halde bile gazete, televizyon ve sosyal medya kanalıyla hakaret, küfür, nefret dolu linç girişimleriyle muktedirlere şirin görünebileceğini zanneden AHMAKlar varsa eğer, buradan bir kez daha uyaralım; bu linç girişimlerinizin sandığa yansıyacak sonucu itibariyle, bu defa kargalar gülecek halinize.

Buarada kargadan bahsedince aklıma geldi âniden, yazıyla bir ilgisi yok yani. Kimdi o, 2012 yılında “Cemaat devlete sızmış, buna kargalar güler” diyen arkadaş?

Var mı hatırlayan?

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
20 Şubat 2024
4 Şubat 2024
6 Ocak 2024
21 Aralık 2023
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.