site okul selçuk izmir

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir °C
site okul selçuk izmir
08.07.2021
A+
A-

İslam kaynaklarında Deccal’in kıyamet günü yaklaştığında ortaya çıkacağı, insanları kötülüğe sürükleyeceği, insanları doğruluktan saptıracağı ve sapkınlığa iteceği söylenmektedir. Deccal’in kelime anlamında da doğruluktan saptıran, yalan söyleyen, ifadeleri geçmektedir.

Benim katılmadığım yer “Kıyamet günü yaklaştığında ortaya çıkacağı” kısmıdır değerli okuyucular. Yaşadığımız dünyaya bakınca, belkide on binlerce deccalin var olduğunu ve kelime anlamındaki vazifelerini yerine getiriyor olduklarını görürsünüz.

Dolayısıyla İslam kaynaklarında bahsedildiği gibi ahir zamana kalmadan, özellikle günümüz itibariyle yukarıda tanımlanan kötülüklere tanık olduğumuz muhakkaktır. Şair Behçet Aysan’ın “Yok başka bir cehennem, yaşıyorsunuz işte…” sözünün, belkide tanık olduklarımızı açıklaması açısından tam yerine oturduğunu düşünüyorum.

5 Temmuz 2021 Pazartesi akşamı, Halk Tv’ de yayınlanan “sözüm var” programına konuk olan Zülfü Livaneli Şirin Payzın, Emin Çapa ve Barış Terkoğlu’nun sorularını cevaplarken, Türkiye’nin özellikle son 30 yılına ayna tutan muhteşem tanımlamalarda bulunmuş ve ülkemiz insanlarının türlü başlıklar altındaki söylem ve eylemler yoluyla, kullanılan nefret diliyle karşı karşıya ve hatta çatışma noktasına itilmek istendiğini yaşanmış gerçek örnekleriyle ortaya koymuştu. Bu programı Youtobe’ dan bulup Zülfü Livaneli’nin açıklamalarını izlemenizi tavsiye ederim değerli okuyucular.

Her gün gazete ve sosyal medya sayfalarında, tv ekranlarında tanık olduğumuz nefret diline bakınca, Zülfü Livaneli’nin haklılığı bir kez daha ortaya çıkıyor zaten.

Özellikle bazı siyasiler ile birlikte, muktedir olanlara yaranmak için şekilden şekile giren gazete ve televizyon patronlarının planlı şekilde kullandığı nefret dilinin yarattığı ayrımcılık artık etnik, dinsel, cinsiyet ve cinsel yönelimle sınırlı kalmayıp kişilerin ekonomik statüsü ya da siyasi görüşüne kadar uzanmaktadır.

Bakıyorsunuz; konuşurken kullanacağı kelimelerin toplum üzerinde anlam ve etkisi üzerine azami dikkat göstermesi gereken birileri, sanki özellikle yapıyormuş gibi; bilgisini, düşüncesini ve yaşam tercihlerini makbul görmediği kişi ya da kitlelere, hakaret, iftira ve küfür yoluyla saldırdığı gibi, onları kendisini kâle alarak dinleyen çoğunluğu cahil eğitimsiz olanlara hedef gösteriyor. Bu tür konuşmaların akabinde ülkenin bir çok yerinde, birilerinin başka birilerine yönelik saldırılarına şahit olmamıza rağmen, biz nefret dilini kullananları geri adım atar dilini yumuşatır diye beklerken; onların adeta hırsını alamamışçasına daha da saldırgan bir dille küfür ve hakaretlerine devam ettiğine tanık oluyoruz.

Mesela daha çok yakın bir tarihte, sırf kendi düşünceleri paralelinde olmadıkları için şirazesi kaymışçasına, canlarını ortaya koyarak hayat kurtarmaya çalışan sağlıkçıları “terörist” yaftalamasıyla sokaklarda onlarcasına rastlayabileceğimiz cahillere hedef göstermiş, yetmemiş, yine kendi arzuladığı yönde karar vermedikleri için Anayasa Mahkemesi’nin kapatılmasını dahi isteyecek kadar şuurunu kaybetmiş bir siyasiye şahit olmuştur bu ülke. Hatta aynı siyasi şahıs işi o kadar ileriye götürmüştür ki;daha birkaç gün önce olası bir seçim sonunda, kendisinin bulunduğu bloğun dışındakilerin iktidar olma durumunu ülke için tehdit olarak görüp, bu durumda “Türk Milleti ayağa kalkacak, geçit vermeyecektir” ifadelerini kullanarak halkı şimdiden sokaklara dökülmeye çağırmış, adeta iç savaş çıkarmaya yönelik çığlıklar atmıştır.

Medyadaki nefret dilini ise uzun uzun anlatmaya hiç gerek yok değerli okuyucular. CIA uşaklığında Fethullah kumpaslarının hüküm sürdüğü günlerde bu ülkede Türk halkının nazarında itibarsızlaştırma çabasıyla, özellikle Türk Silahlı Kuvvetlerine her türlü iftiralar atılmış, hakaret ve küfürlerle vatanperver TSK mensupları aşağılanarak yalan haber ve ihbarlarla Genel Kurmay Başkanı’na varıncaya kadar hapislere kapattırılmıştır.

Türk medyasının çoğunluğunda hakim olan bu aşağılık düzen, hiç son bulmamıştır değerli okuyucular. O günlerde Fethullah’a uşaklık ederek türk toplumunun içine nifak sokanlar, bugün de kalemlerini satarak, yalan, iftira, hakaret dolu haber ve yorumlarında tanık olduğumuz omurgasız, onursuz hâlleriyle vazifelerine devam etmektedirler. Hem de kullandıkları nefret dilinin etkisinde kalan zırcahilleri, yaşadıkları ortamlar için pimi çekilmiş bir bomba durumuna getirdiklerini bile bile!

Dolayısıyla değerli okuyucular başa dönersek; İslam kaynaklarında deccalin kıyamete yakın ortaya çıkacağına katılmadığımı tekrar vurgulamak istiyorum zira, bugün nereye baksanız bir deccal görürsünüz.

Bırakın mesleğinin etik kurallarına uymayı, her türlü ahlâksızlığı alışkanlık haline getirmiş onursuz gazeteci müspettelerinin haber, yorum ve yazılarında, bazı siyasilerin kullandığı nefret dilinde, bu nefret dilinden etkilenerek ortalıkta saatli bomba gibi dolaşan cahillerde ve görüşlerine katılmadıkları insanlardan tutun da bu devletin kurucularına kadar hakaret ve küfür etmeyi düşünür (!) olmak zanneden alçaklık ve ahlaksızlıkta sınır tanımayan, ihanet söylemleriyle dolu yüzlerce sosyal medya sayfa sahiplerinde deccalı göreceğiniz muhakkaktır değerli okuyucular.

Yani, içinde bulunduğumuz durumu Şair Behçet Aysan bir cümle ile özetlemiş aslında;
“Yok başka bir cehennem, yaşıyorsunuz işte…”
Hüseyin Taşyakan

ETİKETLER: ,
YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
26 Mart 2024
19 Mart 2024
20 Şubat 2024
4 Şubat 2024
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.