site okul selçuk izmir

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir °C
site okul selçuk izmir

Vuhanİzmir! Pozitif vaka sayısı 3000’e çıktı

Vuhanİzmir! Pozitif vaka sayısı 3000’e çıktı
12.11.2020
A+
A-

İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Lütfi Çamlı, Çin’in Vuhan eyaletinden dünyaya yayılan ve Türkiye’yi kasıp kavuran koronavirüs salgınındaki son durumla ilgili açıklamalar yaptı. İzmir’de koronavirüs salgının yükseliş trendinde olduğunu belirterek vaka sayılarının 2500-3000 bandına çıktığını söyledi. Çamlı, “İzmir’de salgının alanı giderek genişliyor. Yoğun bakımlar, servisler dolu, yenilerinin açılma durumu var” dedi. Çamlı ayrıca 5-14 yaş arasındaki çocuklarda virüs vakalarının gözle görülür şekilde arttığını da vurguladı.
İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Lütfi Çamlı, SonSöz TV’ye konuk oldu. Gazeteci yazar Muhittin Akbel’in sorularını yanıtlayan Başkan Çamlı, koronavirüs salgını ve depremle ilgili gündeme dair çok önemli değerlendirmelerde bulundu.

KAYGIYLA İZLİYORUZ
Koronadan hayatını kaybedenlerin sayısının günde 50’li rakamlardan 80’lere çıkmasını yorumlayan Başkan Çamlı, şunları söyledi: “Salgın azalacağına büyüyor. Her şeye rağmen salgının önüne tabii ki geçebiliriz. Pandemi ilan edildikten sonra, Nisan ayında pik yapmıştı ama daha sonra alınan tedbirlerle mayıs ayında gözle görülür düşüş yaşamıştık. Demek ki, etkin tedbirler alırsanız, sonuçlar iyiye gidebiliyor. Daha sonraki süreçte normalleşmeyle, sonbaharın gelmesiyle vakaların tekrar artışa doğru gittiğini hep birlikte kaygıyla izliyoruz” dedi.

5-14 YAŞ ARALIĞINDA VAKALARIN ARTTIĞINI BİLİYORUZ
“65 yaş üstü grup, gerçekten riskli bir grup. Bu yaş grubu riskli bir grup, bu yaş grubunda vefat sayısı ve yoğun bakıma girme olasılıkları daha yüksek. Dolayısıyla bu uygulama koruma amaçlı. Getirdiği fayda kadar zararları oldu bu uygulamaların. Ruhsal anlamda ve fiziksel anlamda ciddi problemlere yol açtı. Çok katı uygulanmasını doğru bulmuyorum, toplumsal hareketliliğin yoğun olduğu saatlerde evde kalmaları uygun olabilir. Ama sadece bunlarla kovidi kontrol altına almak mümkün değil. Net bir veri olmamakla beraber 5-14 yaş aralığında vakaların arttığını biliyoruz. Okulların açılmasıyla ne alakası olduğunu açıklamamız için verilerin net olması gerekiyor. 31 Ağustos’ta, okulların açılması ertelenmişti. 15 Eylül’de vakalar, 31 Ağustos’a göre çok daha fazla olduğu halde okullar yüz yüze eğitime açıldı. Hatta açılmayan sınıfları da açmanın yolunu arıyorlar. Bu, akla mantığa uygun bir eğilim değil. Okulun açılmasındaki temel kriter şu olmalı; vaka sayısı gibi kriterler konulmalı. Siz bir tarih koyarsanız, o tarihte açmak durumunda bir irade kullanırsınız. Bu bilime akla mantığa uygun olmaz. Şu tarihte açacağız gibi bir karar uygun değil. Vaka sayıları şu kadar sayıya inerse, okulları açılır, demek lazım. Eğitim tabii ki önemli. Çocukların ruhsal sağlığı, sosyalleşmesi açısından çok önemli. Bizler tabii ki eğitimin açılmasını istiyoruz ama bu şartlarda bunu gerçekleştirmek bulaş oranı belli rakamların altına inmedikçe mümkün değil. Bilmediğimiz çok şey var. Bilim kurulunun bütün kararları ve önerileri direkt geçiyor mu? Bir başka üst akıl etkili oluyor mu? 1 Haziran’daki normalleşme süreci ekonomik kaygılardı. Şu anda yine bir tedbir alınmaması ekonomik kaygılardan ötürü diye düşünüyorum.”

İZMİR’DE YOĞUN BAKIMLAR, SERVİSLER DOLDU
“İzmir’de salgının alanı giderek genişliyor. Yoğun bakımlar, servisler dolu, yenilerinin açılma durumu var. İzmir’de günde 2500-3000 kişinin testi pozitif çıkıyor. Şimdi bunun böyle gitmesini dünyadaki hiçbir sağlık sistemi karşılayamaz. Bununla baş etmeniz mümkün değil. Pandemiyle mücadele hastanelerde olmaz, sahada olur. Siz bulaşıcılığı önlersiniz, tedbir alırsınız. Ne kadar çok test, o kadar çok erken izolasyon getiriyor. O kadar çok evde izolasyon var ki, filyasyon ekipleri artık yetişemiyor. Hepimiz medyada duyuyoruz; testi pozitif çıkanlar evde durmuyor. Evdeki izolasyonların ne kadar kontrol edildiği de bir sorun. Bu tür kişilerin ayrı bir barınma merkezinde izolasyona alınması çok daha doğru olacaktır. Şu anda baktığımız zaman pandemi böyle devam ederse, hastanelerin bu gidişatı karşılaması mümkün değil. Şu anda yoğun bakımlarımızı pandemi servislerimiz dolu.”

BİZ BUGÜNLERİ, O ZAMANLAR GÖRMÜŞ VE UYARMIŞTIK
“İzmir’deki vaka artışı, aslında Ekim ayının başında başladı. Bununla ilgili Tabip odalarıyla vakaların artabileceğini, üst solunum yolu enfeksiyonları çıkmasıyla çok vahim sonuçlar ortaya çıkacağı konusunda uyarmıştık. Çünkü kapalı ortamla geçiş başlayacaktı. Öngördüğümüz gibi, 3,5- 4 kata kadar bir artışlar meydana geldi. Deprem sürecinde başlangıçta ne yazık ki fiziksel mesafeye çok uyulamadı. Bu süreçte çok kontrolsüz kalabalıklar gördük ve uyardık. Vaka sayılarının giderek arttığı dönemde çok ciddi sonuçlara yol açabileceğini ve salgının giderek şiddetleneceğini söyledik. İzmir Valisi Sayın Yavuz Selim Köşger, depremin başından bu yana, kentte vaka sayısının 2 kat arttığını söyledi. Kontrolsüz kalabalıklar var. Bu kalabalıklarda yeterince hijyen sağlanamaması, bu sonuçları doğurdu.”

SOKAKTA SİGARA İÇME YASAĞI, DOĞRU VE YERİNDE BİR KARAR
“Genel perspektiften baktığımızda sigara sağlığa zararlı bir ürün ve hiç kullanılmaması daha uygun. Sigara içerken maskenin çıkarılması durumu, covidi önlemede en önemli şey olan maske kullanımını ortadan kaldırması açısından bakıldığında, yasaklanması çok doğru. Sigara içenlerde enfeksiyonların çok daha ağır geçtiği bir gerçek. 60-65 yaş grubunun daha riskli bir grupta yer alması ve toplumsal hareketliliğin çok olduğu saatlerde dışarı çıkmamasını önermek de doğru. Bu tedbirler, bu kötü gidişatı durdurmakta elbette yeterli olmayacaktır. Kararlar uygun ama bizim çok daha etkili tedbirlere ihtiyacımız var. Bunları net bir şekilde ortaya koyabilmek için sahadan alınan verilerin bilinmesi gerekiyor. Elde edilen salgınla ilgili veriler, kamuoyuyla paylaşılmıyor. Dolayısıyla detaylar konusunda çok bilgi sahibi değiliz. Bilmeden yorum yapmak doğru olmaz ama toplumsal hareketliliğin yavaşlatılması gerektiğini söyleyebiliriz. Zorunlu sektörler dışındaki sektörlerin bir süre için durdurulması, bütün bunları yaparken de sosyal devlet ilkesinin yerine getirilmesi şart. Vatandaşların, ekonomik kayıplarının devlet tarafından karşılanması uygun olur.”

ARAMA KURTARMA EKİPLERİNE TEST UYGULANDI MI?
“Edindiğim bilgilere göre deprem için 3’üncü düzey alarm verilmiş. 1. İl düzeyinde, 2. Düzey bölge çevresi ve 3. düzey de ulusal düzey. Dolayısıyla Türkiye’nin dört bir yanından çok yoğun bir ekip geldi. Konuştuğum bazı ekipler, 1 veya 2 yeterli olabilirdi, dedi. Bu gelen ekiplerin ne kadarında Covid testi yapıldı, düzenli taramalar oldu mu, bilgim yok. Çok sayıda çalışan gönüllü vardı, hepsinin testi var mıydı? Depremzedelerle yakın temas halinde oldular. Bu yüzden taramaların düzenli olarak yapılması gerektiğini düşünüyorum. “

ÇADIRLARDA YAŞAMAK ZORUNDA KALAN SAĞLIK ÇALIŞANLARIMIZ VAR
“Sağlık çalışanlarımız, depremde yakınlarını kaybettiler. Sağlık çalışanlarımızdan kaybettiklerimiz oldu. Şu anda çadırda yaşamak zorunda kalan sağlık çalışanlarımız var. Duyumlarıma göre, çadırda kalıp gündüzleri mesaiye giden sağlık çalışanları var. Bu covid döneminde sürecin giderek uzaması ve kontrol altına alınmaması, önerilerin dikkate alınmaması gibi durumlar, üstüne üstlük depremle gelen olumsuzluklar, sağlık çalışanlarının yükünü giderek arttırdı. Sağlık çalışanları bu süreçte gerçekten tükendi. Sağlık çalışanlarını koruyamazsanız, toplum sağlığını koruyamazsınız. Tıbbi ekipmanlardaki eksiklikler var. Bazı tıbbi ekipmanların güvensiz olduğuna dair açıklamalar yapıldı. Sağlık çalışanları bunları kullanırken hasta oldular. Çalışanlar bu kadar yorulmalarına rağmen izin alamıyorlar. Emeklilik istekleri ve istifaları kabul edilmiyor. Sağlık çalışanların kreş sorunu var. Çalışanlar işe giderken çocuklarını güvenle emanet edebilecekleri bir kreş yok. Ulaşım sorunları bir nebze çözümlendi ama diğer sorunlar devam ediyor. Son 3 günde 13 sağlık çalışanını kaybettik covidden ve hala daha covid, meslek hastalığı olarak kabul edilmiyor. Sağlıkçılara verilen değer açısından düşündürücü bir durum. Ekonomik koşulların pratikte çok da gerçekleşmediğini, düzensizlikler çıktığını görüyoruz. 10 kat daha yüksek hasta olma riski olan çalışanlara düzenli tarama yapılmıyor. Futbolu, futbolcuyu seviyoruz, milletvekillerine saygı duyuyoruz. Ama sağlık çalışanları da futbolcular gibi düzenli olarak test olmalı. Bu ilgisizlik, bizleri çok üzüyor ve motivasyonumuzu düşürüyor. Çalışanlar bu süreçte korunmuyor.”

AŞININ BULUNMASI GÜZEL AMA YİNE DE SORU İŞARETLERİMİZ VAR
Bilim insanları Prof. Dr. Uğur Şahin ve eşi Özlem Türeci Şahin’in bulduğu aşıyı da değerlendiren İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı, şunları söyledi: “Aşı çok önemli, aşının halk sağlığı açısından önemi tartışılmaz. Bu aşı için koruyuculuk yüzdesi yüzde 90 deniyor. Grip aşısının koruyuculuk oranı yüzde 60 olduğu düşünülürse, bulunduğu söylenen aşının koruyuculuk oranı çok yüksek. Ancak bazı kaygılarımız var. Aynı gripte olduğu gibi bu virüsün de mutasyona uğraması mümkün. Şu anda dünyada yaşayan milyarlarca kişiye yetecek doz ne kadar süre alacak? 2021 sonunda 3-4 milyar doz üretileceği düşünülüyor. Sosyoekonomik düzeyi düşük olanlar bu aşıdan nasıl yararlanacak? Sosyal adalet devreye girecek mi? Ben dünyanın büyük bir kesiminin bu aşıya ulaşamayacağını düşünüyorum. Koruyuculuk yüzde 90 olsa da mutasyonlara karşı ne kadar yeterli olacak? Aşının bulunmasına çok seviniyorum ancak soru işaretlerim de mevcut.”

AŞI OLMADIK DİYE KORKMAYIN; KORONA ÖNLEMLERİ, SİZİ GRİPTEN DE KORUYACAKTIR
“Grip aşısı sıkıntısı da çekiliyor. Gerek Türk Tabipler Birliği, gerekse İzmir Tabipler Odası, grip için çalışmalar yapıp bahar aylarında gribin baş göstereceğini, bunun için yeterince aşı stoku yapılması gerektiğini söylemişti. 65 milyon nüfuslu İngiltere 30-35 milyon doz aşı sağlarken, Türkiye neden 1,5-2 milyon doz elde edebildi? Bu neye göre düşünüldü? Hangi bilimsel araştırmaya göre? Bakan bey paramız var, diyor. 7 -8 milyon doz 65 yaş üstü var. Sadece 1 milyon 100 bin sağlık çalışanı var. Depremzedelere de aşı yapılmalı. Kronik hastalığı olan 20-25 milyon insan var. 2 milyon doz kimseye yetmez. Bir takım kriterlere göre aşı olabilirsiniz, diyorlar, birçok kişi bize de geldi bir çok sorunu var ama aşı olamıyor. İlk gelen dozda en en en riskli olanlara yapıldı. 2’nci dozda belki risklilerin bazılarına yapılacak. Vücut bağışıklığını yüksek tutmak, maske, fiziksel mesafe, hijyen, aşıya yakın bir koruma sağlayacaktır. Yani sizi koronadan koruyacak önlemleri alırsanız, o önlemler sizi gripten de koruyacaktır. Örneğin güney yarım kürede geçtiğimiz aylar kıştı ve koronavirüs tedbirleri, orada grip için de koruma getirdi.”

BELLİ YAŞTAN SONRA DÜŞÜK DOZ ASPİRİN KULLANIMINI UYGUN GÖRÜYORUM
“Koronavirüs bizim çok iyi tanıdığımız bir virüs değil, bunun sadece bir solunum yolu enfeksiyonu olmaktan öte damar sisteminde bir takım hasarlar yarattığı söyleniyor. İlla solunum yolları sıkıntıları ötesinde beyin, kalpte de sorunlar çıkarabiliyor. İspanya gribi sırasında da aspirin kullanılmış ve iyi sonuçlar aldıklarını söylemişler. Sonuçta bu bir bilimsel çalışmanın sonucu daha ileri çalışmalarla desteklenebilir, daha detaylı çalışmalarla netlik gelir. Ölüm nedenlerine baktığımız zaman birinci sırada kardiyak sorunlar geliyor, yani kalple ilgili… Burada düşük doz aspirinin, bir takım iyileştirmeler sağladığına dair görüşler var. Belirli bir yaştan sonra düşük doz aspirin kullanımını uygun görüyorum.”

AÇIKLANAN RAKAMLARIN EKSİK OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM
“Açıklanan vaka ve ölüm sayılarının gerçek dışı değil de farklı yansıtıldığını söyleyebiliriz. Örneğin, tabloda açıklanan sayı, dün akşam itibariyle 2 bin 700’lerdeydi. Sadece İzmir’de günlük pozitif test sayısı 3 bin civarı. Tüm covid enfeksiyonlarını konuşmamız bu sayıyı bilmemiz gerekiyor. Semptomu olmayanları açıklamıyorlar, bunlar iki gün sonra semptom gösterebiliyorlar. Bu kişiler bulaştırıcı. O yüzden daha çok test yapılması ve daha erken izolasyon yapılması gerekiyor. Başka hiçbir ülkede hasta-vaka ayrımı yok. PCR covid testi pozitif olanların hepsi yayınlanmalı. Bunu Dünya Sağlık Örgütü de söylüyor.”

KIŞ GELMEDEN DEPREMZEDELER KONUTLARA YERLEŞTİRİLMELİ
“İzmir, bir deprem geçirdi ve şu anda yaklaşık 8 bin vatandaşımız çadırda yaşıyor. Önümüz kış. Bu vatandaşlarımızın, sağlıklı yaşam için yeterli olmayan koşullarda kışı geçirmelerini doğru bulmuyoruz. İzmir’in kaynaklarının yeterli olduğunu düşünüyoruz. İzmir’de üniversitelerde eğitim yok, yurtlar boş, kamu misafirhaneleri var. Yerel yönetimin çabaları ortada. Boş duran 60 bine yakın konut olduğu söyleniyor İzmir’de. Sonuçta yurtlar, misafirhaneler orada dururken, kışta yağmurda vatandaşlarımızı çadırda tutmak doğru değil. Bir an önce organizasyonun yapılıp konutlara yerleştirilmeleri gerekir. İzmir’in bu konuda yeterli gücü kaynağı olduğunu düşünüyorum. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kira yardımı kampanyasında çok önemli sonuçlar alındı. Yerel yönetimlerin bu süreçte çok hızlı refleks gösterdiğini biliyoruz. 18’e yakın yerde geçici barınma merkezleri vardı ve buralarda yerel yönetimlerin çok iyi çalışmalarını gördük. Koordinasyonlarda birçok sivil toplum örgütü bu alanlara alınmadı. O sivil toplum kuruluşlarından biri de tabip odası.. Bizim görüşlerimiz, önerilerimiz dikkate alınmadı. Bunun için üzgün olduğumuzu özellikle belirtmek isterim.”
EGEDESONSÖZ

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.