site okul selçuk izmir

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir °C
site okul selçuk izmir

Üreten Tarım Ekonomisi Mi? Tüketen Tarım Ekonomisi mi?

23.07.2015
A+
A-

Ziya-sevim1Dünya konjektörüne baktığımızda, üretmeyen tüketen toplumların, bitmeye mahkum oldukları görülmüştür.

Ülkemizde; üretimin tam anlaşılmaması sorunu olduğundan direk ithalata yönelmenin ileride çok büyük sorunlara yol açacağı görülmektedir.

Dışa bağımlılığın en kolay yoluda; İthalat yönüyle ülkenin ele geçirilmesidir.

Dünyada tarımda ileri olmak kendini kendini doyura bilmek çok önemlidir. Zira 2020 yılında gıda depoları kurulacağını ön görürsek, tarımdaki önemi bir nebze anlarız.

Afrika vb. ülkeler açlıkla savaşırken; 8 bin yıllık Anadolu tarımın nereye gittiğini anlamak daha kolay olur.

Ülkemizde üretimin yeterince anlaşılmamasıda büyük sorundur.

İlk okuldan bu yana duyduğumuz “Türkiye tarımda kendine yetebilen üç ülkeden biridir” sözü şimdilerde unutulmuşmudur?

Tarımda güçlü olan Türkiye şimdi nerededir bir bakalım;

-Saman ithal ettik ; patates ithal ettik, buğday ithal ettik.

-Kendi tohumumuzu üretemiyoruz;ürettiğimizde batılı teknoloji ile üretiliyor.

-Gübre üretimimiz de aynı batı teknolojisi,

-Çiftçilik git gide azalıyor; her geçen gün çiftçiler şehir hayatına göç ediyorlar.

-Çiftçi üretmek istemiyor. Çünkü mutsuz ve kazanamıyor.

-Çiftçilik yapılan alanlar rant sahasına dönderilmekteler; beton yığını haline getirilmekteler.

-Mazot ve gübre fiyatları yani girdi fiyatları, çiftçinin belini büküyor.

-Yenilik yok, taklitçi yönteme devam; batı söyler biz yaparız.

Ankaranın Beypazarı ilçesi; havucu ile ünlüdür. Beypazarını ziyaret edenler bilir; Beypazarı’nın ortasında havuç heykeli vardır. Kim hediye etti acaba. Hep kınadığımız İsrail tohum şirketi hediye etmiştir.

Üreten tarım ekonomisi için Çözüm nedir;

-Çiftçilik yapanlara, Devlet eli ile teşvik yapılmalıdır, Çiftçilik özendirilmelidir.

-Gübre,mazot gibi ürünlerden vergilerin azaltılmalıdır.

-Üniversitelerimizin ve bilim adamlarımızın acilen kendi topraklarımıza uygun tohum üretmelidir.

-İmara açılan alanların, Tarım yapılıp yapılmayışına dikkat edilmesidir. Zira beton yığını günü birlik rant sahasıdır. İleride ise hüzün ve hezimettir.

-Köy Enstitülerine benzer; köylü çiftçiyi Avrupalı ileri zirai teknolojilerine uygun tarım yapılmasını öğreten okullar açılmalı.

-Çiftçinin ürettiklerini;komisyon tuzağından kurtarmak ,kooperatif kurulup direk halk ile buluşturmasını sağlamaktır. Tarladan 10 kuruşa çıkan kavunu; marketlerde, pazarlarda 1 TL ye görmemek hem halkın cebini hem de Çiftçiyi desteklemek.

Bu çözümlerin başlıcaları,ne sebep biter saymak ile nede çözüm biter.

Aklımıza gelmişken hani şu Tvleri açtığımızda enflasyon canavarı; meşhur enflasyonun en büyük sebebi meyve ve sebze fiyatlarıdır; biber,patates bazen limon bunlar enflasyonumuzu yükseltmektedirler. Tüik her açıklama yaptığında, birini mutlak kullanır.

Dünyada tarım üretiminde sözde, ilklere giren Türkiyede neden enflasyon vardır; bununda cevabını tarıma önem verdiğimizde anlaşılacaktır. Enflasyon ve faiz düşsün polemikleri ile değil; gidip köylünün yanına sorunlarına çözüm ile düşürülür.

Tarımda üretimin önemini ne zaman anlayacağız derseniz; İthalatçı tarıma geçtiğimizde anlayacağız. Yediğimiz limonun Hollanda, Kavunun İran, Domatesin İtalya’dan geldiğin de anlayacağız. Anadolunun boşalıp, şehirlere göçtüğünde bir avuç tarım köylüsü kaldığında anlayacağız. Marketlerde, pazarlarda yerli ürün diye arayıp durduğumuzda ,bulamadığımızda anlayacağız. Açıkçası o Anadolu’nun nasırlı ellerini özleyip duracağız. Her taraf beton yığınları olduğunda , o geçici paraların bize mutluluk getirmediğinde ama iş işten geçecek.

İşte bu dediklerimizin olmaması için çözüm bulmamız lazım; Milli bir yapı Üreten Tarım Ekonomisine; köylüye çiftçiye destek olmamız lazım. Geleceğimizi karanlığı değil aydınlık yarınlara çıkartmamız lazım.

Üreten Türkiye, Üreten Tarım Ekonomisi lazım.

Ülke sizin karar sizin…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.