TEOG İle Batağa Saplanan Eğitim Sistemi

Yıllar önceleri de Milli Eğitim Politikalarında değişiklikler olurdu. Devamlılığı esas olması gereken, değişmesi belirli değerlere göre olması gereken Milli Eğitim Politikaları hemen her iktidara gelen partinin el attığı bir alandı. Devletin Eğitim Politikası olması gerekirken, bu durum partiler sayesinde iktidara gelenlerin cirit attığı yer oldu. İktidara gelen partiye göre köklü olmasa da değişiklikler oluyordu.

İktidara gelen siyasi partilerin kendi Eğitim Politikaları çizgisinde Temel Eğitim Politikası hakkında değişiklikleri biraz da olsa normal karşılanabilir. Ancak bu alan tamamen milli ve bilimsel olmalıydı. Ne yazık ki siyasiler bu alanda da ideolojik davranıyordu. Üç ayda karpuzun bile zor yetiştiği bu topraklarda üç ayda öğretmen yetiştirmek ideolojik mantık eseriydi.

En çok bakan harcayan kurumlardan biri Milli Eğitim Bakanlığıdır. Ayrı ayrı partilerin iktidara gelmeleri bunun sebeplerinden biri olabilir. Ancak tek başına 10 yıllık dönemlerde, hatta 12 yıldır iktidar olanların gömlek değiştirir gibi Milli Eğitim Bakanı değiştiriyorlarsa bu alanla ilgili en ufak bir politikalarının olmadığını göstermektedir. Böyle olunca Milli Eğitim iktidar partisinin Eğitim Politikalarına göre değil de, Bakan olanların icraatlarına göre şekil alıyor. Bu durum da göreve gelenin bir öncekinin yaptıklarını değiştirmekle, bozmakla işe başlamalarına sebep olur.

AKP iktidarı her 12 yılda 5 bakan değiştirerek, Milli Eğitimi sadece Eğitim Bakanlığına çevirmenin yolunu aramış, Eğitim Sistemini felç etmiştir. Hatırlayalım, sırasıyla Erkan Mumcu, Hüseyin Çelik, Nimet Çubukçu, Ömer Dinçer, Nabi Avcı… Aralarında intihalle suçlananlar bile var. Kılık kıyafet değişikliği yapan, tarihi saptıran, “Ne mutlu Türküm diyene” vecizesini ortan kaldırmaya çalışanlar, öğrencileri mutsuz eden, sistemi felç eden bu adamlar.

AKP iktidarının en son açmazlarından biri TEOG Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş yerleştirme sınavı. Seviye Belirleme Sınavlarının iptal edilmesiyle oluşturulan yeni sistemin adı. TEOG çocukları liseye gidecek ailelere, çocuklara hayatı zindan etti. Onları hayatlarından bıktırdı. Sistemin getirdiği A grubu, B grubu, C grubu, tercihler, sınıflamalar, ikamet adresine göre kontenjana bakılarak yerleştirmeler insanları perişan etti.

İkamete göre en yakın yerleştirmelerde, 125 km uzaklığa yerleştirilen, İstanbul’un bir yakasından diğer yakasındaki okullara verilen öğrenciler var. Anlayacağınız aynı FATİH Projesi gibi TEOG’da iflas etmiş bulunmaktadır. Sistemdeki bu sıkıntı, hükümetin de teşvik yardımında bulunmasıyla özel okullara olan ilgiyi arttıracağa benziyor. Acaba bu sistem parası olmayanın sağlıkta bakılamayacağının söylenmesi gibi, eğitim alanında da parası olmayanlar, zeninler hariç okuyamayacaklar mı?

AKP iktidarının Eğitim alanındaki girişimleri çok büyük tehlike arz etmektedir. Türkiye, 12 yıldır AKP iktidarıyla “Yeni Türkiye”nin milli olmayan, bir işe yaramayan eğitim sistemini yani sistemsizliğin sistemini kurmaya çalışmaktadır. Hangi açıdan bakılırsa bakılsın bir batağın içinde olanlar, yolsuzluğun boyutunu arşa çıkaranlar, talana teslim olanlar, Vandallığın çağdaşını türetmeye çalışanlar, Türkiye’de değerler sistemini yok etmişlerdir.

Türk m illeti artık bu gerçeği görmek ve bu duruma son vermek zorundadır. Yeni sistem Milli eğitim’de tsunami oluşturmaktadır. Ardada meydana gelen depremler Eğitim Sistemine çok büyük yaralar vermiştir. Sistem kendi uydurdukları dine, Türk’ü sildikleri tarihe göre, demokrasi inancı olmayan, yargıyı tanımayan, hukukun üstünlüğüne inanmayan, baskıya, şiddete boyun eğen, yalaka, soytarı olan, yükselmenin bunlara bağlı olduğu, ihanetin pençesinde bir eğitim sistemini oluşturmaktadır.

Görüntüden, bağırmaktan başka bir ehliyeti olmayan birinden alınan iktidarı ehil olmayan başka birine teslim etmek mevcut durumun sürmesi demektir. Geleceğimize, çocuklarımıza sahip çıkalım.

TEOG doğurduğu yan etkiler esası yıkmadan çözüm bulunmak zorundadır. Yoksa bu Eğitim dönemi de Türkiye için kayıp olacaktır.

Sağlıcakla kalın!
Fikri Atılbaz