site okul selçuk izmir

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir °C
site okul selçuk izmir

Kılıçdaroğlu’dan İzmir de ‘Esnaf’ Sofrası

Kılıçdaroğlu’dan İzmir de ‘Esnaf’ Sofrası
07.06.2013
A+
A-

kilicdaroglu-izmir-esnaf

İzmirli esnaf, işadamı ve sanayicilerle çeşitli temaslarda bulunmak amacıyla İzmir’e çıkarma yapan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, son olarak iş adamları ile bir araya geldi.

İzmir’in önde gelen iş adamları, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile Hilton Otel’de buluşan Kemal Kılıçdaroğlu’na İzmir’in ekonomi ve iş dünyasının önde gelen isimlerinin yanı sıra CHP Genel Başkan Yardımcıları Adnan Keskin, Umut Oran, CHP İzmir Milletvekilleri, İlçe Belediye Başkanları ve belediye meclis üyeleri de eşlik etti.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin üçüncü sınıf demokrasiye layık olmadığını belirterek, Gezi Parkı protestocularının gerçekleştirdiği eylemliliklerin daha fazla büyümemesi için Başbakanın toplumla inatlaşmaktan vazgeçmesi gerektiğini söyledi.

‘’Biz Birinci Sınıf Özgürlük İstiyoruz’’

Başbakan Erdoğan’ı eleştirerek konuşmasına başlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Değişeceksiniz ama değişirken de güzelleşeceksiniz. Gezi Parkı olaylarının bir dönüm noktası olduğu söyleniyor. Bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacak deniyor. Siyasetçinin sorumlulukları var. Aynı şekilde vatandaşın da… Ülkeye, doğaya, insanlığa karşı… O sorumlulukların bilincinde hareket etmeliyiz. Siyaset adamı ülkeyi yönetmeye ve sorunları çözmeye talip kişidir. Siyasetçi, “Ben sorunları çözmek için iktidara talibim” diyebilmelidir. Gezi Parkı olayı sıradan bir olay değildir. Herkes bunun farkında. Bu bir avuç gencin başladığı bir olay değil. Onlar ilk kibriti çaktı ama bütün ülke onlara sahip çıktı. Özgürlük ve demokrasi at başı gider. Şiddet bunun tersi olan bir olaydır. Şiddet farklı bir şeydir. Özgürlük ve demokrasinin olduğu yerde şiddet olamaz. Kendimize önce şunu sormamız gerekiyor. Bizde batı standartlarında özgürlük ve demokrasi yok mu? Eğer yoksa, onun mücadelesini vermeliyiz. Biz 3’üncü sınıf bir demokrasiye layık değiliz. Biz 1’inci sınıf bir özgürlük istiyoruz. Biz bu 3’üncü sınıf demokrasiyi şiddetle reddetmeliyiz. Toplumla inatlaşmayan kişi birinci sınıf demokraside yerini alır. Toplumun dediğini değil de, kendi dediğini yapmak demokraside yer almaz” şeklinde konuştu.

‘’Sen Kime Otel Sözü Verdin?’’

Toplumda huzuru inşa etmenin siyasetçinin temel amacı olması gerektiğinin altını Kılıçdaroğlu, “Aksi takdirde, ne yurtta, ne de dünyada barışı sağlayamazsınız. Bunu sağlamanın yolu izlediğiniz politikalardan geçer. O gençler bu ülkenin gençleri. Ağaçların kesilmesini istemiyorlar. Bu ülkenin başbakanı “Ben orayı keseceğim” diyor. Neden kardeşim? Zorun ne? Neden kesiyorsun? Otel yapacakmış. Sen kime otel sözü verdin? Bu ülkenin büyük kesimi de bu gençlere destek verdi. Huzur istiyorsanız, halk ile inatlaşmayacaksınız. Toplumu sokağa taşmayacaksınız. İnsanları isyan ettirmeyeceksiniz. Hiçbir şey dayatama ile kabul ettirilemez” diyerek Başbakan’ı eleştirmeye devam etti.

‘Ben Bilirim, Ben Karar Veririm’ Demek…

Recep Tayyip Erdoğan’ın halkın sesini hiçe saydığını savunan Kılıçdaroğlu, “Ortak akıl, bir araya gelip bir konuyu tartışmak ve bir karar almaktır. Ama, “Ben bilirim ve ben karar veririm” demek, bir kadının kaç çocuk yapacağına karar vermek, nasıl çocuk yapılacağına karar vermek… Türkiye Cumhuriyeti siyasetinde böyle bir anlayış, böyle bir dayatma yoktur. 21’inci yüzyılda yaşıyoruz. Gezi Parkı’ndaki gelişmeler sonrasında sağduyuya davet etmek benim görevim. O gençlere kulak ver demek benim görevim. Halkını dinle demek benim görevim. Birisi çıktı dünya yuvarlaktır dedi. O söyleyinceye kadar kimse buna inanmıyordu. Bir aykırı fikir bunu söyledi. O bir kişinin düşüncesi, bugün dünyanın ortak görüşü. Demokrasilerde karşıt düşünceye saygı diye bir şey vardır. Siyasetçinin görevi insanlara sus demek değil, onları dinlemektir. Bunu yapamazsak yine sorunumuz çıkar” açıklamalarında bulundu.

‘’Eli Çivili Sopalarla…’’

İzmir’de olayların başlamasıyla birlikte sıkça gündeme gelen ‘Eli Sopalılar’a da değinen Kılıçdaroğlu şunları kaydetti: “Siyasetçi kadar kamu görevlilerinin de sorumluluğu vardır. İzmir’de sivil kıyafetli, eli sopalı polis görevlileri olamaz. Bu kabul edilemez bir şeydir. Polis korumasında, ellerinde çivili sopalar ile halkın üstüne gidilemez. Bunlara polis denmez. Polisin görevi halkın güvenliğini sağlamaktır. Anayasada silahsız ve saldırganlık yapmadığı sürece herkesin eylem hakkı olduğu yazmaktadır. Polis eğer eylem yapanların üzerine çivili sopalarla giderse bu olmaz. Gezi Parkı’nın belleklerimizde oluşturduğu bir fotoğraf var. O elinde çantası olan kırmızı kıyafetli kadın… Bu Gezi Parkı eylemleri, Türk kadının direncini gösterdi. Onları yürekten kutlamak lazım” ifadelerini kullandı.

‘’Kırmızı Çizgilerimiz Var’’

Devam eden anayasa görüşmelerine de değinen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Biz özgür ve demokrasiyi içselleştirmiş bir anayasa istiyoruz. Bu konuda bazı kırmızı çizgilerimiz var. Biz anayasadan Türk sözcüğünün çıkmasını istemiyoruz. Anayasadan Türk milleti kavramının da çıkartılmasını istemiyoruz. Anayasanın başlangıcında Atatürk’ün kurucu ve önder rolünün mutlaka yer almasını istiyoruz. Anayasanın bu ilk üç maddesine kimse dokunamaz. Buna izin veremeyiz. İlk üç madde ilgili ne alıp veremediğimiz var? Bunlardan ne rahatsızlığınız var? Neden bunları değiştirmek istiyorsunuz? Bunlar devleti kuran iradenin maddeleridir. Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran irade halkoyu ile iktidara gelen bir irade değildir. Acı ve gözyaşı ile bağımsızlık savaşı vererek, ülkeyi kuran iradedir. Herkes buna saygı duymalıdır” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu’ndan Metro Örneği

“İzmir’de yaşıyorsunuz, şanslısınız. Türkiye’nin aydınlık kenti…’’ diyerek sözlerine devam eden Kılıçdaroğlu, ‘’Herkes İzmir’e imreniyor. Göç almasına karşın, kent içinde barışın hakim olduğu bir yer. Demokrasiyi özümseyen bir kent. Bu kentin diğer kentlerden bir farkı var. Örnek olarak, metro. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı metronun kilometresi 56 milyon lira, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin 100 milyon lira, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde ise bu rakam 142 milyon lira. Sormamız gerekiyor, bu fark neden? İzmir güzel şeyler yapıyor. Ankara ve İstanbul’un bütçeleri daha fazla… Ama abu iki kent yapamadık diyerek havlu attı ve metrolarını Ulaştırma Bakanlığı’na devretti. İzmir ise halen kendisi yapıyor. İkinci önemli nokta da, İzmir yapılan araştırmalarda dünyanın en sağlıklı gelişen 4’üncü metropolü seçildi” diye konuştu.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.