İzcioğlu’nun Demokratikleşme Paketi Hakkında ki Görüşleri

CHP Selçuk Belediye Başkan Aday adayı Sabahattin İzcioğlu,  Başbakanın son açıkladığı demokratikleşme paketi ile ilgili düşüncelerini kamuoyuna açıkladı. Söz konusu paketle ilgili olarak;

Deveye sormuşlar neren eğri diye, devede nerem doğru diye cevaplamış. Deve misali, bu ülke ne zaman demokrasinin lezzetini tattı. Ne zaman demokrasiyi yaşadı? Bir kere demokrasiden söz etmek isteyenlerin, ülkeyi yönetenlerin kendilerinin ve partilerinin demokrat olması gerekmez mi? Nerede?  Daha bu ülkede gerçek anlamda hatta burjuva demokrat nitelikte bir parti bile yokken nasıl demokratikleşme paketi hazırlayabilir ve sunabilirler.
   
Daha açıkçası, bu ülke hiçbir dönem demokrasiyi içselleştirerek gerçek anlamda tam olarak demokrasiyi yaşamadı. Bu anlamda halk, demokrasinin tadını bilmiyor ki, yıllardır ve hala da bu halkın önüne konulan sandığı demokrasi dile yutturdular, açıkça benim anladığım anlamda veya en azından vahşi olmayan, eşitlik, özgürlük, adalet ilkelerine ve temeline dayanan bir burjuva demokrasisi bile yaşanmadı. Evet, Cumhuriyet kuruldu. Cumhuriyet,  Dünya savaşının o karmaşık, kaotik ortamında kuruldu, O dönem, dünyada doğru dürüst daha demokrasinin esemesi pek okunmuyordu. Mustafa Kemal ve arkadaşları Cumhuriyeti kurdu. O savaş ortamında demokrasinin öne çıkmaması bir ölçüde doğal ama o zamandan beride doğru dürüst Cumhuriyetin demokrasi yanı ilerlemedi, öne çıkmadı. Hala o dönem kurulan Cumhuriyetin nimetlerinden faydalanarak biraz nefes alabiliyoruz. Orta Doğu ülkelerinden farkımız bu. O dönemden beri iktidarlar tarafından ağırlıklı olarak hep devleti ve bürokrasiyi koruma öne çıktı, halkı koruma kollama hep ikinci planda kaldı. Bakınız bir düşünelim. Bu ülkede bu güne dek parası pulu olmayan kaç milletvekili seçildi? Bir yerel seçimde dahi sıradan halktan biri, çok donanımlı olsa dahi seçilme olasılığı var mı? Halkın gerçek iradesi yönetime yansıdığı bir dönem oldu mu? Öyle bir devlet ve bürokrasisi anlayışı ve dışa bağımlılık gelişti ki bu sınırlı sorumlu Cumhuriyeti bile kabul edemeyip ikide bir darbe yapmak zorunda kaldılar.

Demokrasinin lezzetinden kastım da, işte böyle, zaman, zaman kaşığın ucu ile verip de sapı ile gözümüzü çıkarttıkları bir durumun yerine insanların özgürce, eşitçe, adaletlice yaşamalarının ve de kendilerini ifade etmelerinin tadına varmasıdır. Bu da ancak gerçek demokrasi ile olur. Bu ülkede yaklaşık elli milyon seçmen var iken seçim sisteminin adaletsizliği nedeniyle kullanılan 8-9 milyon oy Meclis iradesine yansımıyor. Alevi vatandaşlarımızın, Kürt halkının özgür talepleri, istekleri açık ve net olarak pakete girmiyor ise ve de 12 Eylül darbe ortamında kurulan bazı kurumları, Anayasası hala ayakta ve söz sahibi iseler, gelir adaletsizliği korkunç boyutlara ulaşmış ise bu nasıl bir demokratikleşme paketidir. Bu bir oyalama, halkın ağzına bir parmak bal sürmeden başka bir şey değildir. Bu paketin içindeki bazı maddelerde zaten doğal olarak normalde olması gereken maddeler, bunların demokratikleşme ile ilgisi yok. Bunlar ayrıca bir lütuf gibi biz veriyoruz anlamında demokrasi diye yutturuluyor.
 
Aslında bu konuda o kadar çok söylenmesi gereken şey var ki sayfalar almaz. Önümüzdeki yerel seçimler hem partilerin kendi içinde, hem de ülkedeki demokrasi mücadelesinde önemli bir mihenk taşı olacaktır. Umarım bu seçimlerin sonucunda demokrasi bir adım öne çıkararak yüzünü görür lezzetini az da olsa tadarız.