Herkese Bir Armağan

Hoş geldin onbir ay’ın sultanı… Biliyoruz ki senin rahmetin bereketin büyük. Gülleri derme zamanı geldi, gül alıp gül satma zamanı şimdi. Her şeye aklımızın yön verdiği hâkim olduğu yaşamımızda kalbimizin sesine kulak vermemiz gerek şimdi, çünkü hayatın esas gerçeği ölümdür. Nasıl ki doğduğumuzda bize sorulmadıysa öleceğimiz zamanda bize sorulmayacak. Ölüm ve onunla birlikte bir başlangıca inanmak din’imizin gereğidir. Peygamberimizin deyimiyle;  ölüm sizi arar ve bir gün mutlaka bulur. Din kalptir, gönüldür, vicdandır.

Bu güzel ay’da kalbimizi bakıma almalıyız, her nerede, her ne halde, her kim olursak olalım; kalbimize açıp bakma zamanı geldi, çünkü iman kalp’ten gelir. İnanmak kalp’te başlar ve yine orada yaşar. Allah c.c biz kullarını nefsimizle birlikte yaratmış ve onunla imtihan etmektedir. Bizi yüce Mevlam çok iyi bilir, Bu yüzden ramazan ayı kullara hediye edilmiştir.

Bir ihsan, bir armağan, bir lütuftur bu ay tüm insanlığa. Ramazan ayı tüm özellik ve güzellikleriyle Müslümanları büyük mükâfatlarla müjdelemiştir. Çünkü hatalarımızı gözden geçirmek, bencilliklerimizi görmek, egoistliğimizi bilmek adına, meselenin özü şu ki nefsimizin kötülüklerinin farkına varıp nefsimizi tanımak fırsatını yakalıyoruz bu ay. Peygamberimizin önemli bir hadisi şöyledir; nefs kötülükle emrolunmuştur. Yani biz her zaman nefsimizin imtihanı içindeyiz.

Nefsimizi tanıyıp bizi bilirkişi yapacak olan önce halimizdir, edebimizdir. Bizi kemale erdirecek olan halimizdir. Alışkanlıklarımız, yaptıklarımız, yapacaklarımız bizim karakterimizi belirleyeceği için yaptıklarımız önem taşır, Çünkü Nasıl göründüğümüzden çok nasıl hareket ettiğimiz bizim kendimizdir. Edep inanmanın mihenk taşıdır,mesele  çok edepli görünmek değildir,olmaktır.İnancımız kalbimizde yoksa,varmış gibi görünmenin manası bir hiç’tir.Tabi ki hem edepli olmak hem görünmektir hak olan.Fakat olmak önemde öncelik arz eder.

Bu muhteşem ay tüm halimizi incelemek için önemlidir, Çünkü o kadar çok hatalar içinde yaşıyoruz ki, yaşamaya bırakılıyoruz ki, kalbin kirlenmemesi mümkün değil. Nasıl bir evin açık penceresinden toz toprak girecekse, kalbimize de bulunduğumuz ortam ve karşı karşıya olmak zorunda kaldığımız her şeyden, kimselerden kirlilik sıçrayacaktır. Kalbimizi arındırmalıyız tüm kirlerden, ancak böyle huzuru bulabiliriz,ruhumuz mest olur o zaman,çünkü ruh Allaha c.c meyleder,Ruh kirliliği kabul etmez varsa insanda huzursuzluk yaratır.

Bütün maneviyatımızı korumak için bu ay bize huzur vermeli çünkü insanın hayat damarı huzurdur buda mutluluk getirir. Bu ay egoist, bencil, kibirli, riyalı her ne kadar ben biliyorumculuğumuz, hoş olmayan tüm duygularımız düşüncelerimiz varsa hepsinden arınma vakti. Buna ihtiyacımız var çünkü vicdan’dan uzak bir sürü şeyi görüyoruz, duyuyoruz ve üzülüyoruz.

Üzerimizdeki tüm huzursuzluk yapan her şeyi bırakalım, çünkü yaşadığımız sürece sıkıntılara maruz kalacağız, yaşamın gereğidir bu, çünkü yaşam bir mücadeledir. Önemli olan her şeyin geçeceğini bilmektir, ne sıkıntı ne ferahlık daim kalıcı değildir.

Bu güzel ay’ın feyzinden mutlaka faydalanmalıyız, kendi huzurumuz ve sağlığımız için bir armağandır bu ay.

Ruhumuzun nefes alması demek bizim mutluluğumuz demektir. Ruhunuza nefes aldırın, her şeyde sadece hayır arayarak, sevenlerimizi sevdiklerimizi arayarak, egonuzu çiğneyerek, her insan hata yapabilir düşüncesiyle, varsa affetmemiz gerekenler onları kalpten af ederek, Bu aya güzel bir başlangıç yapın.

BU GÜZEL DEĞERLİ AYA İYİLİKLER, GÜZELLİKLER DUALARLA GİRMENİZ DİLEĞİYLE.

RAMAZAN AYINIZ HAYIRLARA VESİLE OLSUN.