Erdoğan’dan 03.00 da Miting, Ülkeyi Germeye Devam

Başbakan Erdoğan Atatürk Havalimanı’nda kendisini karşılamaya gelen AKP’lilere hitap etti. Başbakan’dan özür bekleyenler, yerine bol bol tehdit, demagoji ve yuhalama aldı… Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Atatürk Havalimanı’nda tüm çabalara rağmen zor toplanan 20 bine yakın AKP’liye seslendi. Erdoğan’ın konuşması sırasında yorgun ve moralsiz olduğu gözlerden kaçmadı. Erdoğan, birleştirici değil ayrıştırıcı bir konuşma yaptı.

Türkiye bu gece Başbakan Erdoğan’ın yapacağı konuşmaya kilitlenmişti. Başbakan Yardımcısı Arınç ve Cumhurbaşkanı Gül’ün açıklamalarının ardından “Acaba Başbakan da özür dileyip, direnişteki halkı sakinleştirecek mi” soruları sorulmaya başlanmıştı. Tüm beklentiler Başbakan’ın Taksim Gezi Parkı’nda bekleyenleri tatmin edecek bir konuşma yapacağı şeklindeydi. Ama olmadı… Başbakan yaklaşık 100 bin kişinin karşısına geçti ve içinde bol bol şiir, demagoji ve vandalizm geçen konuşması sonrası herkes aynı şeyi söyledi. “Başbakan tarafından değişen bir şey yok!. Kafa aynı kafa!!!”

İşte Tunus dönüşü  Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:

İSTANBUL BURADA ÇAPULCULAR NEREDE

“Bu saatte, bu güzel İstanbul gecesinde muhteşem bir coşkuyu sarsılmaz bir kararlılığı işte bu heyecanı bizlere yaşattığınız için sizlere teşekkür ediyorum… Şu anda İstanbul’dan İstanbul’un kardeşi Saraybosna’yı, Bakü’yü, Beyrut’u, Kahire’yi, Üsküp’ü, Bağdat’ı, Şam’ı, Gazze’yi, Ramallah’ı, Mekke ve Medine’yi selamlıyorum…

(İstanbul burada, Çapulcular nerede sloganları atılıyor)

BU KEZ DE BANKACILARA TEHDİT

Bizim kavgayla işimiz olmaz. Bizim çatışmayla işimiz olmaz. Bizim vandallıkla işimiz, vurup kırma, yakıp yıkmayla, kırıp dökmeyle işimiz olmaz. Üreterek, icra ederek, Türkiye’yi büyüterek bugünlere geldik. Şimdi altını çiziyorum. Faiz lobisine rağmen buralara geldik. Bu faiz lobisi şu anda borsada spekülasyonlara girmek suretiyle bizi tehdit ettiğini zannediyor. Şunu da çok iyi bilmeleri lazım, bu milletin alın terini biz onlara yedirtmeyeceğiz. Bir bankanın genel müdürü çıkıp da eğer bu vandalizmin yanında olduğunu söylüyorsa onlar karşısında bizi bulacaklardır.

Editörün notu: Erdoğan burada Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen’i kastetti. Çünkü Özen direniş sonrası bazı müşterilerin Garanti Bankasından paralarını çekip kredi kartlarını iptal etmeleri üzerine açıklama yapmış ve “Ben de çapulcuyum. Taksim Gezi Parkı’nı destekliyorum” demişti. Başbakan’ın bu sözleri üzerine halka yaranamayan Garanti Bankası’nın sahibi Ferit Şahenk’in, Başbakan’a da yaranamadığı dikket çekti. Şimdi herkes Şahenk’in nasıl bir tutum alacağını konuşuyor…

BİZİMLE UĞRAŞIYORLAR

“Biz bu günlere ekonomiyi büyüterek geldik. Karşımıza geldikleri zaman 5 kat daha zengin olduk diyenler bugün bizimle uğraşmaya başladılar.Biz buralara insanımızı yükselterek geldik. Artık dünya Türkiye’yi konuşuyor, Türk insanını konuşuyor. Böyle bir dönemde nereden çıktı bu işler? Kardeşlerim, birileri diyor ki, başbakan yüzde 50′nin başbakanı olduğunu söylüyor. Elinize dilinize dursun. Biz bugüne kadar 76 milyonun hizmetkarı olduğumuzu söyledik. Türkiye’nin en batısından en doğusuna kadar ayırt etmeden hizmet götürdük.”

ECDADIMA SALDIRIRSA BOĞARIM

“Birilerinin işine gelmeyebilir… Ne diyor Akif, “Zulmü alkışlayamam zalimi asla sevemem geçmişe asla sövemem. Biri ecdadıma saldırırsa boğarım, boğamazsam da yanımdan kovarım… Yumuşak başlıysak kim dedi uysal koyunum. Çekmeye gelmez boynum….”

“Biz, nasıl demokrasiye seçime, milli iradeye saygılıysak herkesten ama herkesten çok haklı olarak bize de saygılı olmalarını istiyoruz. Biz yola çıkarken bir şey söyledik. Hedef ileri demokrasi dedik. Ve bunu başaracağız… Kardeşlerim, emaneti veren millettir, emaneti alacak olan da sadece millettir. Millet dışında hiç kimse gelip de bu emanete el uzatamaz. Sandık dışında hiç kimse bu emanete kast edemez…”

GÖZ YUMMAYACAĞIZ

“Hiç kimsenin ama hiç kimsenin bu ülkede hukuksuzluk yapmasına demokrasiye kast etmesine, vandallıkla yakıp yıkmasına, şehirlere, kamu mallarına, insanımıza zarar vermesine göz yumamayız.

(Kalabalık yuhalıyor)

“Şimdi, gezi parkında, (kalabalık yuhalıyor) sayısı 15′e bile varmayan ağaç için yapıldığı söylenen gösteriler, bugün arkasında 3 kayıp bıraktı… 2 gencimiz hayatını kaybetti, 1 baş komiserimiz şehit oldu. (kalabalık yuhalıyor) Şimdi ben buradan bir şey söylüyorum kardeşlerim, bu gençlerin ölümü ne kadar önemliyse benim polisimin ölümü şehadeti de en az o kadar önemlidir.

POLİSİ ÇEKMEM, BURASI YOL GEÇEN HANI DEĞİL

“Polisi çekin diyorlar, ne olacak? Burası yol geçen hanı değil. Bu ülke Türkiye Cumhuriyeti devletidir ve kamu kurumlarına varıncaya kadar, kamu araç gereçlere varıncaya kadar, sivil araçlara varıncaya kadar, insana varıncaya kadar herkese saldıranlara karşı polisimiz görevini yapmıştır… Yeri gelmiş aşırı güç kullanmış olabilir, talimat verdiğimizi daha önce söylemiştik. Konuyla ilgili içişleri bakanım gereğini yapıyor, takipçisidir.”

YOL VER GİDELİM, TAKSİM’İ EZELİM

“Kimsenin bunlar üzerinden bize saldırmaya hakkı yoktur. Kardeşlerim bakınız. Baş komiserimizin daha doğmamış bebeği anne karnında yetim bırakıldı. Şehirler yağmalandı, dükkanlar yağmalandı, esnafa zarar verildi. (kalabalık yuhalıyor) Bunlar Türk bayrağını yakacak kadar azgınlaştılar. Utanmadan, sıkılmadan Türk bayrağını ellerine alıp gezdirenler bunlara ne yazık ki bunlara oyuncak oldu.

(Gidelim Taksim’i ezelim yol ver sloganları atılıyor)

“Kardeşlerim, gazeteciyim diyerek (kalabalık yuhalıyor), sanatçıyım diyerek  (kalabalık yuhalıyor) siyasetçiyim diyerek  (kalabalık yuhalıyor) son derece sorumsuz bir şekilde nefretin ayrımcılığın hukuksuzluğun kışkırtmanın alasını yaptılar. Demokratik gösteri hüviyetini kaybederek, vandallığa, hukuksuzluğa dönüşen bu eylemler derhal son bulmalıdır. Samimi hissiyatlarıyla çıkıp, terör örgütlerine aracı olan vatandaşlarımız asıl oyunu görüp bu hukuksuzluktan uzak durmalıdır.”

HADİ HERKES EVİNE

“Siz, 10 gün boyunca vakardan, ağır başlılıktan, aklı selimden taviz vermediniz. Şimdi buradan evlerimize dağılacağız. Vakardan, ağır başlılıktan, aklı selim ve sağduyudan asla taviz vermeyeceğiz. Sizin elinizde tencere tava yok değil mi? İşte bu çok önemli. Bu çok önemli… Siz sokaklarda  tencere tavayla dolaşanlardan değilsiniz…  Bu gençlik bilgisayarıyla dolaşan bir gençlik oldu…”
Kaynak: Sözcü Gazetesi