Bebek Katilini Takdir Edip Kutsayan Vali

Ülke öyle bir hale geldi ki çıldırıyoruz. Kan ağlıyoruz, kimi zamanda, gülüyoruz ağlanacak halimize… Üzülüyoruz, kahroluyoruz. AKP iktidarı ülkenin bir bölümünü resmen olmasa da, fiilen PKK’ya devretmiş. Kan akmıyormuş, her gün askerlerimiz yaralanıyor. Karşı müdahale yokmuş, askerin elini kolunu bağlarsan olacağı bu.
Çocuklar dağa kaçırılıyor BDP’den yardım dileniyorlar, asker kaçırılıyor, BDP’liler kahraman yapılıyor… PKK’lılar karakol basıyor, özür dilerim karakol yok ki, inşaatı var orayı basıyorlar, yakar top oynar gibi taşlıyorlar… PKK yol kesip, işçileri kaçırıp, araçları ateşe veriyor… Çocukları dağa kaçırıyorlar… Birileri anlaşmalardan, Cenevre’den, Helsinki’den söz ediyorlar…
PKK, eli kanlı çete mensuplarına sözde şehitlik yapıyor… Kürdistan Gençlik derneği kuruyorlar… Sokaklarda Kürtçe, okullarda Kürtçe, Belediyelerde Kürtçe konuşuluyor… PKK’lı gençlik çetesi mensupları polisçilik oynuyor… Üniversiteler, aynen hükümetin yaptığı gibi, dağları, şehirlerin bir kısmını PKK’ya devrettiği şekilde, kampusları, koridorları, sınıfları PKK’ya devrediyor.
Siyasiler özerklik diyor… İstediğimizi yapacaksınız diyorlar… Savaş başlar diye tehdit ediyorlar… Topraklarımız diyorlar… Ağızlarından kanla karışık salya saçıyorlar… Hükümet taşları bağlamış… Asker seyrediyor, sürece zarar vermesin diye. Sürece zarar vermesin diye polis seyrediyor… MİT Libya’da, Mısır’da, Somali’de, Nijerya’da, Suriye’de; ancak Güneydoğu Anadolu’da yok… Ve koskocaman bir tısssss. Güvenliğimiz, karanlıkta bir mum yak, ara ki bulasın misali.

XXXXXXX

Bütün bunlar sadece Güneydoğu’da olmuyor… Ülkeyi paralele teslim ettiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, İstanbul’un Fethi konuşması yapıyor, PKK İzmir Buca’da yol kesiyor, lastik yakıyor, İzmir Buca’da.
Lanet olası çözüm süreci, yok edilesi çözüm süreci, İmralı’nın yol haritası çözüm süreci… Bakın çözüm sürecinin devamı için dua eden Devlet görevlileri var. Çözüm sürecini kutsayanlar var… Bu lafları zikreden kişi, hükümete yataklık, yalakalık yapan yandaş veya havuz medyasından biri değil, Şırnak Valisi. Dediklerine bakın; “Daha önce de açıklamıştım. Yani çocuk yaştaki gençlerin savaşmak için götürülmesi uluslararası sözleşmelere aykırı bir tutumdur. Gençlerimizin dünya başarıları elde etmeleri gerekmektedir. 18 yaşından sonra politika yapma önleri açıktır. Yakında bu yaşta seçme ve seçilme hakkına sahip olacaklar inşallah. Bu anlamda gençlerimiz kutluyorum. Bu çözüm sürecini bu aşamaya getiren Başbakanımız Tayyip Erdoğan’a ve bu konuda ciddi gayretleri olan Abdullah Öcalan’ı takdirle karşıladığımı belirtmek istiyorum. Halkın bu yoğun ilgisine hiç kimse karşı çıkmasın istiyorum. Lütfen bin yıllık kardeşliği yeniden tesis etmek için bu güzel adımı devam ettirmelerini temenni ediyorum ve bekliyorum. Şırnak halkı da bekliyor. Kürt halkı bekliyor. Türk halkı bekliyor. Tüm Türkiye ve dostları bunu bekliyor.”
Evet, bu sözleri söyleyen, Devletin Şırnak Valisi… Takdir ettiği kim? Bebekkatili… Sıcak çorba verilen, yemek sunulan, su ve sıcak döşek verilen dağ kaçkını biri. Bu iktidar ne yapıyor, neyin peşinde? Koskoca Türkiye Cumhuriyetini perişan ettiler. Ülkenin şu geldiği noktaya bakın.

XXXXXXX

Fiziki bağlamda bölmek isteyenlerin yanında, mezhep bölünmesi yaşıyoruz. Bu mevzuyu kaşıyorlar yani etnik bölünme var, mezhep bölünmesi var, laik-antilaik kamplaşması her öğün sofrada, bir de sosyal manada bölünme yaşıyoruz, AKP’liler şimdilerde Fethullah Gülen taraftarlarını Müslüman olmamakla itham ediyorlar. Eski dönem Vatikan papazları gibi kafalarına uymayanları dinden aforoz ediyorlar, diyorlar ki, “Biz Müslüman’ız, onlar Fethullah’çı” “Biz, siz” diye ayrıştırıyorlar…
AKP iktidarı ülkeyi her açıdan ve her alanda bölüyor. Farkına olmayıp bu oyuna iştirak edenler de, farkında olup hizmet edenler de var. Her daim bu cennet vatanın, ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını teneffüs eden, sonrada yemek yediği kaba pisleyen hayvanlar gibi, bu ülkeye ihanet edenler, ihanette taşeronluk yapanlar, hümanizm adı altında aklından başka otorite tanımayan ‘milli kimlik’ yoksunu, Allahsızlar ordusu, Türkiye Cumhuriyeti Devletini batırmak için var güçlerini kullanıyorlar.
Kimse umutsuzluğa kapılmasın, aksine bu mevcut durum iğrentinizi arttırsın. Unutmayın elbet devran bir gün dönecek. Atsız’ın meşhur dizesi hayat bulacak; “Türk’e kefen biçenin ölümü korkunç olur” olacak da.
Sağlıcakla kalın!

Fikri Atılbaz