Zihniyet Değişmeli Eğitim Millileşmeli

Anadilde savunma hakkı önümüzdeki hafta Salı günü TBMM’ye getiriliyor. Oylama yapılacak. Bakalım o gün atmosfer nasıl olacak. Kimler kimlerle birlikte hareket edecekler. Bekleyip göreceğiz. Görmek bir şey kazandıracak mı? Çeşitli çıkarımlarda bulunabiliriz; ancak bu kanun geçince Milli Devlet ve Üniter Yapı çok büyük bir yara almış olacak. Göreceğimiz şey bu oylamada yarayı kimlerin açtığı olacaktır. Bunun da Türk milleti üzerindeki etkisinin büyük olacağına inanıyorum.
Çok büyük umutlar ve söylemlerle uygulamaya konan 4+4+4 sistemi ne yazık ki başarılı bir şekilde başlamadı. Başta fiziki imkânsızlıklardan kaynaklanan küçücük, daracık sınıflarda öğrenciler sefer tası misali 40, 50, 70, en baba haliyle 133 kişilk nüfusla ders yapmak ya da yapamamak zorunda bırakıldılar. Canım ilk yıl olur böyle aksaklıklar diyemeyiz. Çünkü söz konusu ettiğimiz bağ, bahçe, tarla değil, geleceğimizi emanet edeceğimiz yavrularımız. Yine başlı başına sorun olan 4+4+4 eğitim sistemiyle beraber 136 bin çocuk örgün eğitimi bırakmış. Bu değişim can sıkıcı ve asla ileriye dönük, gelişme içeren bir değişim değil, tam aksine geriye doğru olan bir değişimdir.
****
Tek başına beyaz tahta uygulaması, bilgisayar desteği ve benzeri teknolojik destek sağlamayla eğimde kalitenin artacağını sanmak yağmurda bir damla ıslanmamak gibidir. Siz sadece bu teknolojik yardımla eğitimin mükemmel olacağına inanıyorsanız, bu yaptığınız teknolojik destek size öğretmenlerin, programların, eğitiminin içeriğinin önemini unutturur. Teknolojik kullanımı eğitimin zenginleşmesinde, daha verimli hale gelmesinde, yaratıcılığı geliştirmesinde öğretmene ve eğitim müfredatı içinde yardımcı araç olarak değil de amaç olarak görürseniz bu uygulamaların sonu hüsran olur. Okulları teknolojik araç gereç mezarlığına döndürür, oradan mezun olanları da eğitimden nasibini almamış insanlar olarak mezun edersiniz.
Gerekli teknolojik alt yapıyı tüm yurda yaymadan, öğretmenden ve müfredattan daha büyük bir önem vererek eğitimi sürdürürseniz, bu durum bizi her türlü fırsat eşitsizliğine götürür. Bütün bunları yaşıyor olmamız, her yeni gelen Bakana göre bir eğitim sistemi uygulamaya kakışmamızdan kaynaklanmaktadır. 10 yıldır tek başına iktidar olan AKP bile her gelen Bakanla birlikte sistem değişikliğine gitmiştir. Bu da bize göstermektedir ki, bu hükümetin belirli bir eğitim politikası, eğitim sistemi yok. Aynen her konuda olduğu gibi eğitimde de Milli bir stratejimizin olmaması bize bilinçsizliği yaşatmaktadır.
****
AKP’nin 10 yıllık iktidarında Milli Eğitimin başından resmi olarak kalkmasa da fiili olarak Milli sıfatı kalkmıştır. Acilen çok detaylı bir Milli Eğitim Stratejisi gerekmektedir. Ancak Milli olmayan bir hükümetin bunu başarması mümkün değildir. Yeni sunulan Üniversiteler Yasasında da Milliliğe aykırı maddeler bulunmaktadır. Yabancı Üniversitelere izin veren yasada, yabancı üniversitelerde uygulanacak programların o ülke programına uygun olması hakkı veriliyormuş. Bunun sakıncalarını varın siz sıralayın. Yabancı dille eğitime o dilin kullanıldığı ülke insanı gibi düşünür, o ülkenin çıkarlarını öne koyar diye karşı çıkıldığını hatırlarsak, bu yabancı üniversitenin kendi ülkesine göre vereceği eğitimden nasıl bir insan tipi çıkar?
Evet, bölücü senaryoların her günümüzü işgal etmesi, hayati önem taşıyan konularda görüş bildirmemizi, yazmamızı engelliyor. Oysa eğitimin bir millet için önemini hepimiz çok iyi biliyoruz. İmralı’ydı, Paris’ti, Suriye’ydi, BOP’tu diyerek geleceğimiz hakkında hayati önem taşıyan konuların üzerinde duramıyoruz. Nedeni de şu an canımıza kastedilmiş olmasından kaynaklanmaktadır. Bu bölücü senaryolarla birlikte eğitimin bölgeselleşmesi bile gündeme gelecektir. Bunun gerçekleşmesi Milli Devlet ve Üniter Yapı açısından oluşan derin yaraları, uzuvların bir bir kesildiği kopuşa doğru götürecektir.
****
Bütün bunları göremiyor olmamız bakar kör olduğumuzu ortaya koyar. Bakar körlükten tamamen kör olmaya giden bu yolda kendimize gelmeli ve amaçları, stratejisi belirlenmiş bir şekilde eğitimi Millileştirmekten geçmektedir.
Milli Eğitim Stratejisi, Milli Eğitimin amaçları Milli Devletin önemli dayanak noktalarını oluşturmaktadır. Milli Devlet de ancak ve ancak Milliyetçiliği kendine şiar edinenlerin vasıtasıyla gerçekleşir. Aynen Türk Milliyetçiliği fikrini Cumhuriyetin kurucu temel felsefesi yapan Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi…
Sağlıcakla kalın!
Fikri Atılbaz