Tarihi Olayları Ayrışmanın Dayanak Noktası Yapanlar

1919 yılında meşhur Ali Kemal Milliyetçilere aşağı tabaka diyor. Sene 2013 Tayyip Erdoğan her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına alıyor. Ali Kemal ve benzerleri yabancı devletlerin himaye projelerine, müstemleke olmaya razı, bu gün AKP, BOP da BOP diyor. Yıllar geçse de, kişiler değişse de zihniyetler yaşıyor.
Topçu kışlası bir dönüm noktası kabul edildiği için bu gün yeniden canlandırılmaya çalışılıyor. 1919 yılında Belçikalılara verilen kışla yıkılınca hak da ortadan kalkmış. Bu gün 1909 yılında şeriat isteriz diyen 4.Avcı Taburunun çıkardığı isyan, Kurmay Başkanlığını Mustafa Kemal’in yaptığı Hareket Ordusu tarafından bastırıldı ve önde gelen isimleri Divan-ı Harpte yargılanarak ölüm cezasına çarptırıldılar.
Bazıları o yılları unutamadılar. Sadece bu gün değil aradan geçen onca yılda unutmadılar. Çünkü aynı zihniyetler hala devam ediyor. O günlerden bu günlere sadece o fikirleri savunanlar değişti. Hala o günün intikamı peşinde olan zihniyetler çarpışmaya devam ediyor. Bu intikam aşkından dolayı bu gün ülkenin yeniden kamplaşmasından zerre kadar kaygı duyulmamasının sebebi budur.
***
Türkiye artık bu tarihi olayları olduğu şekliyle kabullenip değerlendirmek zorundadır. Yoksa bu gidişle bu ayrılıklar, kamplaşmalar hiç bitmeyecektir. Amaca ulaşmak için her yolu mübah sayanların çeşitli kişi ve gruplarla, hatta dış güçlerle ilişkileri bu bağlamda normal karşılanır.
Devamlı çatışma halinde bulunan bu zihniyetlerin meselesi hiçbir zaman Türkiye olmamıştır. Çünkü her iki grubu da yönlendiren kuvvet meseleyi etnik köken, dini mezhep üzerinden siyasete bulaştırıp, Ümmet kavramını da gerçek anlamından saptırıp siyasileştirerek tek merkezin planladığı oyunu oynamaktadır. Hal böyle olunca başkalarına verilen AVM sözü, tarihi geçmişle birleştiğinde karşımıza vazgeçilmez bir proje olarak çıkar. Bütün bunlara ek olarak tarihe sahip çıkmak eklenince 4.Avcı Taburu hayaleti de canlandı.
Tarih çok önemli… Tarihi geçmişimize değer verip amacından saptırmamak da çok önemli. Tarihçilerden daha çok aydın sıfatlı kişiler, tarihi yalan tarih olarak ilan edip, kendi zihni yapılarına uygun bir tarih yazınca işler çok değişiyor. İş gerçeklerden uzak, tarihe göre yazmaktan, mensubu oldukları zihniyete göre tarih yazmaya dönüyor. İşte o vakit tolum devamlı bir şekilde bölünerek büyüyor.
***
Bütün bu olanı biteni, iktidara göre şekil alan devlet seyrediyor ya da körüklüyor. Siyasi alanda olan fikir ayrılıkları tarihi de kapsamı altına alıp bu günkü kamplaşmaların dayanak noktası yapıyor. Böyle davranmakla Türk gençliğine, Türk milletine, Türk vatanına zarar verenler, beraberlerinde taraftar gruplarını oluşturarak tarihi karalamaya, yönlendirmeye, gerçeklerin üstünü örtmeye devam ediyor.
Tarih alanında tarihçilerden çok yazarçizer takımı konuşunca ayrışma noktaları büyüyor. Mesela Bandırma Vapuru konusu hala herkesin kabul edeceği bir noktaya gelmemiştir. Birilerine göre bata çıka ilerleyen kırık bir tekne misali, kimilerine göre de İngilizlerin kontrolünde seyahat eden son model bir gemi. Kafayı vapurun fiziki konumuna takanlar “Bandırma Vapuru”nun içinde bulunan Mustafa Kemal’in düşünce dünyasından uzaklaşıyorlar. Oradan örtünme veya örtünmeme mevzusuna kadar geliyorlar.
Çünkü zihni ayrılıklar onları hep karşı karşıya getiriyor. Tarihi gerçekleri dönemi içinde değerlendirip olaylardan ders çıkarmayanlar, tarihi olaylardan kendilerine siyasi hareket alanı oluşturup, bu günün dünün ürünü olduğunu vurgulayıp ayrışmanın haklı nedenleri olarak ortaya koymaktadırlar.
***
Bu günkü iktidarın yaptığı işlere bakınca hep tarihle bir didişme içinde olduğu görülmektedir. Tarihi ile yüzleşmek adı altında girişilen söylemlerle hiçbir ülke bir noktaya gelememiştir. Aksine bu gün Amerikanya bile olmayan bir tarih yaratarak birlik ve bütünlüğünü muhafazaya çalışmaktadır.
AKP iktidarına böyle yaparak bir noktaya geleceğini söyleyenler varsa, çok büyük yanılgıya düştükleri bu gün tüm çıplaklığıyla orta yerdedir. Cumhuriyetle, Türk milletiyle, Türk bayrağıyla, Türk vatanının birliğiyle, mukaddesata karşı verilen savaş, cumhuriyetin kazanımlarını hiçe sayan anlayış iflas etmiştir. Önemli olan hiç olmazsa bundan sonra AKP iktidarının yakıp yıkmadan iktidardan ayrılmasıdır. Bunun yeri sandıksa gereğini yapmalı ve sandığa gitmelidir.
Türkiye bu AKP’yi ve yol arkadaşlarını daha fazla çekemez.
Sağlıcakla kalın!
Fikri Atılbaz