site okul selçuk izmir

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir °C
site okul selçuk izmir

Mesele Yetim Hakkı Yiyen Hırsızlar Çetesi

Mesele Yetim Hakkı Yiyen Hırsızlar Çetesi
22.12.2013
A+
A-

fikri-atilbazFonda Ahmet Kaya müziği, mazot bağlantısı kurulan Barzani ve şakşakçısı Şivan, Barzani’nin başından konfeti temizleyen Başbakan, sözde çözüm süreci, yolsuzluklar, üniversiteler PKK’lıların işgali altında, asker seyirci, karakollar baskında, sınırlar delik deşik, kukumavlar kan emmeye hazırlanıyor, ekonomi zorda, ahlaksızlık almış başını gidiyor, asayiş ne yazık ki berkemal değil, açlık kapıda, yoksulluk yanı başımızda, AKP iktidarı babalı oğullu lira-döviz milyonlarla iç içe… İşte size bir Türkiye fotoğrafı.
Yetimler, öksüzler türkü yakmış söylüyor;
“Ben yetim ben yetim ben yetim vay
Ben öksüz ben öksüz ben yetim vay
Binmişsen binmişsen dert atına
Yavaş get yavaş get ben yetim vay”
Bu sese kulak tıkayanlar yetim hakkını ayakkabı kutusuna koyup götürüyorlar. Başbakan her zaman olduğu gibi yedirtmem mantığıyla hareket etmekte. Hırsızlara ve babalarına tek laf etmezken, onları suçüstü kıskıvrak yakalayanları “çeteci” ilan ediyor.

XXXXXXX

Yıllar önce şöyle demiş Tayyip Erdoğan; “Bugüne kadar evladından hırsızlık öğrenen baba görmedim duymadım. Hırsızlık babadan evlada geçer, evlattan babaya değil. Dolayısıyla yönetimlerde hırsızlık yukarıdaki üst yöneticilerden alttakilere yöneticilere, oradan da halka yansır.” Şimdi sormak lazım hırsızlıktan, yolsuzluktan gözaltına alınan çocuklar bu yolları Bakan babalarından mı öğrenmişler? İkinci sorumuz da, Erdoğan’ın açıklamasının içinde; hırsızlığı yapan hangi üst yöneticiler? Bunu değerlendirirken “Kişi kendinden bilir işi” kıstasını kullanacak mıyız?
AKP bu kadar aleni bir yolsuzluk olayında dahi dik duramadı. Böyle bir skandalı ortaya çıkaranların arkasında durup, destek çıkacağına, o onları görevlerinden aldı. Bir tek kulaklarını çekmediği kaldı. Peki, bu iş böyle mi olmalıydı? Yetim hakkı yiyenlerin gırtlağını sökmek, devlet olanın asli görevi değil mi?

XXXXXXX

Şaşkınlıktan ne söylediğini duyamayan bir Bakan bakın ne diyor; “Bakın yolsuzluk iddialarının üzerine gidilmeli ama operasyonun bu şekilde yapılmış olması 25 katrilyon bu ülkenin kaynağına mal olmuştur.” Ya ne olacaktı? Bu kadar para gidiyor diye, hırsızlığın, yosuzluğun üstüne sünger mi çekilecekti. Ne yapacaklardı sayın Bakan, davullu zurnalı, tellallı operasyon mu yapacaklardı? ‘Duyduk duymadık demeyin, yarın üç Bakan’ın oğullarının evleri basılacak, gözaltına alınacaklar’ diye her yere haber mi vereceklerdi?
Bu olayda Başbakan Erdoğan ve AKP hükümeti sınıfta kalmamış, adeta çakmıştır. Bu saatten sonra düzelmesi, belini doğrultması çok zordur. Yaşananlar hep bilinen şeylerin somut bir şekilde ortaya çıkarılmasıdır. Yine bu şaşırmış Bakan, meseleyi dershane olayına bağlıyor ve diyor ki; “Bunu baskıyla, inatla çözemeyiz dedik. Bu kadar basit bir konu bakın nerelere gitti.” Adeta günah çıkartıyor. Demek istiyor ki, dershane meselesinde anlaşabilseydik bunların hiçbiri olmayacaktı. Kardeş kardeş gidecektik, yetimlerin hakkı rahat rahat yenecekti.
XXXXXXX
Mesele o kadar basit değil bayım. Cemaatle AKP arasındaki kavga değil sorun. Mesele hırsızlık, mesele yolsuzluk, mesele vurgun, mesele talan, mesele yetim hakkı, mesele çalmak… Mesele ihale yolsuzluğu, mesele rüşvet, mesele altın kaçakçılığı, mesele oturma izni, mesele Türk vatandaşlığının verilmesi, mesele vatandaşın hakkının yenmesi…
Bırakın bu gereksiz tartışmaları. Herkes bıraksın. Cemaat düğmeye basmış, AKP’e cemaati yiyecekmiş. Kim kimi yerse yesin. Kim kime ne derse desin, bize ne? Biz dönen dolaplara bakalım, hırsızlıkların hesabını soralım, bakan ya da çocukları, kim olursa olsun onları yargılayalım, bizden mantığıyla aklamayalım. Ne dersek diyelim nafile, AKP iktidarı bildiğini okumaya devam ediyor: “Yolsuzluk soruşturmasını yürüten Savcı Celal Kara’nın yanına iki savcının daha atanmasından sonra Başsavcı Turan Çolakkadı tarafından savcılara bir yazı gitti.
Yazıda “Mukteza tayininde ve herhangi bir hususta hukuki ihtilaf olduğu taktirde, görevli 3 cumhuriyet savcısından ikisinin imzasıyla işlem yapılacaktır” deniliyor. Böylece Zekeriya Öz devreden çıkarılıyor. Olay direk Başsavcıya götürülüyor. Böylece AKP skandal bir şekilde yargıya darbe yaparak yandaşlarını, yoldaşlarını ve çocuklarını aklama yoluna gidiyor. Hayatının en büyük yanlışını yapıyor. Kimse merak buyurmasın aynen o türkün devamında dediği gibi,
“Gün gelir gün gelir bu da geçer
Aç gözün aç gözün ağlama vay”
Ağlamak çözüm değildir. Bu iktidar artık bitmiştir. Ve herkes emin olsun ki, bunların hepsi aynen bu şekilde birer ikişer düşeceklerdir. En sonunda iş, dönüp dolaşıp, 1 numara ve çocuklarına gelecektir.
Sağlıcakla kalın!
Fikri Atılbaz

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.