Memleketim

Yurdumun güzel insanları hepinize en içten sevgi ve selamlarımla. Bu haftaki köşe yazımda yine ülkemin felaketlerinden bahsedeceğim. Allah aşkına nereye doğru gidiyoruz, ülkemin şu düştüğü duruma bakın hele.

Zengin daha zengin fakir daha fakir ve bitap. Maden ocaklarında kurtarma odaları olmazken ve bunun için nice olan canlar, ey dostlar bu yitirdiğimiz canlar bizim değil mi? Sendendi bendendi diye yitirdiğimiz evet ya o canlar.

Memleketim güzel yurdum nereye gitmekteyiz. Bugün vatan haini diye yargıladığımız binlerce yurttaşım ceza evlerinde çürümekte. Bu vatan için elini, ayağını kaybetmiş canım yurdumun insanı, bana yürüyebileceğim bir bacak, bir kol verin diye haykıran bu vatan için şehit olmuş binlerce evlat ve bunların aileleri diyor ki; Beyler evet siz şatolarda yaşayın siz kravatlı monşerler dünyanın her yerine turlar düzenleyin. Siz yetimin garibanın hakkını yiyenler, evet evet siz bu yurdumun güzel insanlarının göz yaşlarıyla alay edenler, bir kenara unutulmaya itilenler üzülmeyin, ağlamayın siz bugün değilse yarın ya da yarından da yakın bu kravatlı monşerler mutlaka bunun hesabını vicdanlarında değilse de Allah katında mutlaka verecekler. Ben bunları yazdığım için vatan haini isem evet ben vatan hainiyim.

Vatan çiftliklerinizse; kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın, fabrikalarınızda kanımızı içmekse vatan, vatan tırnaklarıysa ağalarınızın, vatan mızraklı ilmihalse, vatan polis copuysa ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan, vatan ülkemin gözü yaşlı insanının merhametsizliği ise vatan kurtulmamaksa kokuşmuş karanlığımızdan ben vatan hainiyim.

Şimdi birazda CHP li arkadaşlar, sizden biraz bahsetmek isterim. İsteyen kızar, isteyen bundan bir ödev çıkartır ve yeni bir oluşum içerisine girer. Evet, sosyal demokrat dostlar bakın şu memleketin haline, sürekli konuşuyorsunuz sadece konuşuyor konuşuyor ama maalesef… Siz evet siz güya bu memleketin ezilen, sömürülen dahası emekçinin, köylünün umudu sosyal demokratlar, bırakın artık içinizdeki kavgayı hiç mi acımıyor içiniz, bu yurdumun güzel insanları yanmakta, acı çekmekte, kıvranmakta. Size umut bağlamış binlerce yorgun demokrat ağabeylerim, kardeşlerim, ablalarım, bacılarım ve analarım, gözü yaşlı analarım.

Ey umut ağacının kurumuş kökleri, hadi artık siz çekilin, çekilin de bu işi gerçekten bilen birisi alsın nöbeti. Şuymuş buymuş girmeyeceğim bayatlamış konulara. Şimdi yeni bir vizyon oluşturdunuz, yaptığınız kongre sonucunda bir başkan seçtiniz. Sayın Hasan Uysal sana birkaç söylevim olacak, dinlersin dinlemezsin ama ben yine de yazacağım ki belki sen bu sefer başarırsın. Madem ki çoğunlukla seçildin o zaman sende bir şeyler gördüler ki şuan partinin başındasın. Peki değerli dost kolay gelsin de üstlenmiş olduğun misyon çok meşakkatli ve bir o kadar zor. Şimdi sormak istiyorum, sen de şakşakçı ve omuz sıvazlayan kesimin hamisi mi olacaksın? Sen, günümüz kravatlı monşerlerden mi olacaksın? Sırf törenlerde takım elbiseni giyerek anıtlara çelenk koyan monşerlerden mi olacaksın? Emekçinin, yoksulun ve bu vatan için göğsünü siper etmiş binlerce vatan severin haklarını savunan lider mi olacaksın? Yoksa bir daha ki seçimlerde Belediye Başkanlığına aday olmak için garibe fukaraya umut aşılayıp hayat taciri mi olacaksın?

Bakın sayın CHP’nin yeni başkanı, biz ne istiyoruz biliyor musunuz, bilmiyorsunuz. Atatürk’ün bu partisini yenden hak ettiği saygıyı ve işlerliğini vizyonlaştırın. Bütün küskünleri kucaklaştırın. İçinizdeki savaşı bitirip bütün küskünlerin kucaklaştığı bir oluşuma mutlaka gidin. Lafta değil, özde Atatürkçü olun ve gençlere sahip çıkın. Uyuşturucu ve fuhuşun kol gezdiği bu bataktan kurtarın gençliği. Bilerek zehirliyorlar gençliği, oy savaşını bir kenara bırakın Atatürkçü gençliğini bir an önce güçlü anlamda oluşturun. Hak etmiyor bu gençlik bu çirkinlikleri. Evet sayın Başkan, sana yeni görevinde başarılar diliyorum umarım geçmişin hatalarına siz yenisini eklemezsiniz. Saygılarımla.

Evet yurdumun güzel insanları, bu haftaki köşe yazımı bu söylevlerle tamamlamış bulunmaktayım. Gönül isterdi ki sizlerle iç açıcı şeylerden bahsedeyim ama ülkem bu denli yorgun düşmüşse, ben sizlere lay lay lom yapamam. Güneşin zaptı yakın, güneşi birlikte zapt edeceğiz. Sağlıcakla kalın.

Selahattin Huluz