site okul selçuk izmir

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir °C
site okul selçuk izmir

Katillerle Aynı Masaya Oturmanın Sonu Budur

10.10.2014
A+
A-

huseyin1Daha açılım diye saçmalayıp, çözüm süreci diyerek zırvaladıkları ilk günlerden beri feryat figan haykırıp uyarmaya çalıştıysak ta, ne ülkeyi yönetenler ne de onların peşinden yürüyen yanaşma takımı söylenenleri ve yazılanları zerre kadar dikkate almayıp; ”dediğim dedik, çaldığım düdük” mantığıyla bildiklerini okumuş ve ülkeyi bugünkü durumlara düşürmüştür. Bugün Türkiye’ nin dört bir yanında, sokaklar şiddetin, çatışmaların ve hatta aşağılık derecesindeki saldırıların yaşandığı yangın yerine dönmüşse, bunda RTE ile beraber kendisine körü körüne biad ederek seyirci kalanların da sorumluluğu büyüktür. Hele hele söylem ve eylemleriyle kin ve nefretten ibaret meşrebini ortaya koymuş bir adamı, biadkarlık kültürüyle dünya lideri (!) nidalarıyla alkışlayan bir yığın aymaz ve hatta bugün ki tablo karşısında bile aymazlığından utanmaz bir kesimin sorumluluğu en üst düzeydedir ki; Bugün ülkeyi kan gölüne çevirenlerin döktüğü kan onların, asla devlet adamı olamayacaklara alkış tutan ellerine bulaşmıştır.

Bugün ülke genelinde yaşadığımız tabloya rağmen halen ekranlara, mikrofonların önüne çıkıp hiç utanıp sıkılmadan ”Çözüm sürecini istemeyenler var, eylemlerin arkasında paralel yapı var” söylemleriyle kendi suçlarını ört bas etmek isteyenlerin varlığı ise tam anlamıyla sabır taşını çatlatacak cinsten pişkinlik örneğidir değerli okuyucularımız. Bu işin başından beri gizlisi saklısı yok, bugün yaşadıklarımız başta RTE olmak üzere AKP iktidarının, Türk halkından gizleyerek ve belli ki asla yerine getiremeyecekleri ölçüde, terör örgütüne verdikleri sözlerin ve bulundukları taahhütlerin eseridir.

Ülke genelinde, yine RTE ve şürekasının yıllarca besleyip, güçlendirdiği IŞİD denilen cani sürüsünün KOBANİ’ ye saldırılarını bahane ederek olaylar çıkaran eli kanlı PKK yandaşları, belliki kendileriyle masaya oturanlardan çok büyük bir taahhüt almış ve bunun şimdi uygulamaya geçirilmesi için baskı, şantaj ve tahdit uygulamaktadır. Kobani ise, İmralı’ daki caninin de, Meclisteki, PKK yatakçısı Selahattin Demirtaş’ ın da söylemlerinde saklı olduğu üzere; Kurulacak Kürdistan coğrafyasında önemli bir yer tutması açısından kullanılabilecek bahanelerin en alasıdır.

Bu arada Devlet erkanından birilerinin kendilerine uzatılan mikrofonlara, şiddet uygulayanlar bunun karşılığını misliyle göreceklerdir söylemleri tam bir kuyruklu yalandır zira, 12 yıllık iktidarlarında gördük ki; AKP zihniyetinin Laik, Atatürkçü ve Cumhuriyetçi olanlardan başka hiç kimseye karşı olumsuz bir yaklaşımı olmadığı gibi, saydığım bu kesimlere karşı özel bir kin ve nefret duygusu beslediklerine de defalarca şahit olmuşuzdur. Kısacası Gezi olaylarında hayatını kaybeden çocuklar için yorum yaparken ”vur emrini ben verdim” diyecek kadar vicdan yoksunluğuyla pişkinlik gösterenlerin, sırf çözüm süreci zarar görmesin gafletiyle eli kanlı katillere karşı ne kadar hoş görülü davrandığına bakınca, bunların sıyırdığı yalanlara çocuklar bile inanmaz sevgili okuyucularımız. Açıkçası zaten kendi elleriyle bu denli şımarttıkları katillere karşı da ne kadar aciz duruma düştükleri, 3 günde ülke geneline yayılan ve onlarca insanın ölümüne yol açan olayları durduramadıklarıyla da tescillidir.

Kısacası değerli okuyucularımız, yukarıda da açıklamaya çalıştığım üzere, bugün bütün Türkiye’ yi saran çatışma ve şiddet olayları, ne çözüm sürecine karşı olanların provakasyonu, ne de Kobani’ de yaşamını yitirenler için sözde kaygılananların tepki eylemidir. Yaşananlar, çözüm süreci adı altında RTE’ nın Türk halkından gizleyerek terör örgütüne verdiği sözlerin yerine getirilmesi vadesinin gelmesiyle örgütün, şiddet ve çatışma tehdidiyle verilen bu sözlerin yerine getirilmesini sağlamaya yönelik baskısından başka bir şey değildir.

Sonuç olarak ise, ülkenin içine düştüğü durumun en büyük sorumlularından biri de muhalefettir ki; Göstermelik birkaç hamasi nutuk çekmenin dışında, 12 yıldır Türkiyenin başına bela olmuş böyle bir iktidarı alaşağı etmek için parmaklarını bile oynatmamışlardır.

Hüseyin Taşyakan

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
26 Mart 2024
19 Mart 2024
20 Şubat 2024
4 Şubat 2024
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.