İmralı Sürecinin ve Suriye Politikasının İflası

Bu ülkenin sınırlarını kim, hangi devlet kurumu kontrol etmektedir? TSK sınırların kontrolünden sorumlu değiliz diye açıklama yapmıştır. Ordunun işleyiş mekanizmasında ve görev tanımında resmi ya da resmi olmayan tanımlamalarda bulunan, ordunun bazı önemli görevlerini elinden alan AKP iktidarı, sınırlarımızı kim korumaktadır? Son 6 aydır yaşananlara bakacak olursak sınırlarımız, eşeğin bağlanmadan Allah’a emanet edilmiş gibidir. Ne 911km olan Suriye sınırımızda bir güvenlik mevcuttur, ne de Kandil yolunda…
8 Mayıs günü teröristlerin sınır dışına çıkış başlangıç tarihi olarak bildirenler, anlaşılan anlaştıkları MİT yetkililerini, onlara emir veren hükümeti avutmaktan, aldatmaktan başka hiçbir şey değilmiş. TSK bu konuda da ülkeyi terk eden terörist görmediğini, hiçbir hareketliliğin yaşanmadığını bildirmiştir. O zaman ne oluyoruz beyler, kumpasa mı geldik diye sormak herkesin hakkı olmalıdır ve bu soruyu herkes birbirine sormalıdır.
***
Sözde çözüm, sözde barış içeren bu İmralı süreciyle hedeflenen nedir? Bunu çıkın tüm açıklığıyla, hedeflerinizle beraber açıklayın. Onca yapılan reklama, şova rağmen hala bu belirsizliğin sebebi nedir? BOP’un nihai hedefine ulaşması için gerekli aşamaların sahneye konmasının gerekliliğini anlatın. Analar ağlamasın gibi söylemlerin arkasına sığınarak, Türkiye Cumhuriyetinin anasını ağlatmanın hiç mi hiç gereği yoktur. BOP eşbaşkanı olarak üstlendiğiniz görevin ne olduğunu açıklayın! Yalanla hiçbir yere varılamadığını görün. Sürdürdüğünüz İmralı süreci dediğiniz çözülme projesinin, Suriye batağına girme politikanız Türkiye’yi büyük bir açmaza sokmuştur. Bütün bunların sebebi onca Ortadoğu ve Türkiye kürsüsü olmasına rağmen ne eşbaşkanınız Obama’nın: içinde yaşamanıza rağmen ne de sizin Türk insanı, kültür, tarih, sosyo-politik yapısını anlamamış olmanız devamlı yanlış yapmanıza sebep olmaktadır.
Türk’ün tarihteki yerini, varlık sebebini idrak edemeyen zihniyetler; ancak Küresel Baronların taşeronluğuna talip olurlar. Onların verdikleri görevle öğünüp, hava atar ve onların kanlı oyunlarına eşlik eder, kan deryası içinde kayık yüzdürürler. Türkiye’nin bugün yaşadığı İmralı süreci dediği çözülme projesi, bir türlü geri adım atamadığı Suriye politikası BOP’un parçaları olduğundan kaynaklanmaktadır. Amerikanya bile Suriye’de yeni çıkş noktaları aramaya girmiş, Rusya ile masaya oturacakken, AKP iktidarının ısrarcı olması koltuk telaşından, ben bilmem merkez bilir idrakinden kaynaklanmaktadır. AKP iktidarının izlediği İmralı süreci ve Suriye politikasının iflas ettiği, dağlarımızda cirit atan PKK’lılar, Diyarbakır’da, Reyhanlı’da patlayan bombalarla ortaya çıkmıştır.
***
Siyasi zihniyet olarak geçmişten bugüne taşıdıkları dini mezhep ve etnik köken sevdası, ümmetçi tavır içinde yok etmeye çalıştıkları millet gerçeğine savaş açanlar, Türklüğü ve sahip olduğu Cumhuriyeti hedef almıştır. Bu düşmanlık o kadar histerik boyutlara ulaşmıştır ki, Türk’ün karşısında olan her zihniyetle işbirliği içine girmelerine sebep olmuştur.
Hemen her yüzyılın ilk çeyreğinde başlatılan paylaşma süreci Küresel güçlerin öncülüğünde yapılmaktadır. Türkiye yine bu paylaşma arzusuyla yanıp tutuşanların vazgeçilmezi konumundadır. Tarihin hiçbir döneminde başaramadıklarını bu yüzyılda başaracaklarını sananlar yine hüsrana uğrayacak, elleri boş kalacak, kucaklarına oturttukları işbirlikçileriyle hemhal olacaklardır.
Oynanan bu oyunların bilinçli veya bilinçsiz ortağı olanlar açıklamaları, tavırları ve yönlendirmeleriyle bu Küresel kozmik planların lehine çalışmaktadırlar. Bunu yaparken de ilahlaşan bedenlerinde Allah ***
Yine konumuza dönecek olursak AKP iktidarı İmralı sürecini sürdürmeye devam etmekte, okyanus ötesinde bulunan bay Gülen bu gidişatı ‘doğru sulh süreci yaşanıyor’ diye tanımlamaktadır. Reyhanlı’da meydana gelen vahim hadiseyi aynı Başbakan Erdoğan gibi, “Melun saldırılarla kardeşliği yeniden tesis adına atılan adımları sekteye uğratmayı…” diyerek sürece yapılmış bir saldırı olarak gördüğünü açıklayıp, ona inananları yönlendirmektedir. Bunlar nafile birlikteliklerdir. Türk milleti gerçekleri saklamaya çalışanların gayretine ve yasaklarına rağmen görmektedir.
İmralı süreci ya da sürecin diğer ortakları tarafından “Kurtuluş süreci” olarak adlandırılan çözülme, ayrışma sürecine karşı olanlara kendince soru tevdi edip, -E derdiniz nedir sizin? Diye soran Gülen’e derdimizin ne olduğunu yarınki yazıda anlatacağım.
Sağlıcakla kalın!
Fikri Atılbaz