site okul selçuk izmir

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir °C
site okul selçuk izmir

Biz Memleketiz Biz Türkiye’yiz

Biz Memleketiz Biz Türkiye’yiz
17.11.2012
A+
A-

TBMM hararetli, sokaklar çatışma alanı, cezaevleri bazılarının 60 günü geçtiği söylenen Rambovari açlık grevcileri, vekillerin açlık grevine başladığı Diyarbakır, bu arada Başbakan Erdoğan’ın da gözü aydın kendisine “bu işi nacak Erdoğan çözer” dediği için görüşme isteği kabul edilen Leyla Zana da TBMM’de açlık grevine başlamış. Bütün bunlar olurken bu açlık grevi talimatının yerine getirilmesi için canla başla çalışan, durmadan konuşan ve devleti tehdit etmeyi unutmayan bir BDP.
Ülkenin terör sorunu halledilmediğinden başka sorunlar hakkında, sanat, edebiyat, gelecek hakkında bir türlü kalem oynatmaya fırsatımız olmuyor. Bu da bizi tek yanlı, terörden başka bildikleri bir şey yok, hep aynı şeyler vatan, millet Sakarya edebiyatı yapıyorlar eleştirisiyle karşı karşıya bırakıyor. Bilmiyorlar ki vatan tehlikedeyse Türk Milliyetçilerinin önceliği memleket olur. Memleketin selameti için ne gerekiyorsa onu yaparlar. İşte bu yüzden de bunlar başka bir şey bilmezler konumuna girmiş olurlar.
* * *
Varsın onlar ya da başkaları öyle düşünsün, varsın onlar bu içinde bulunduğumuz durumu görmezden gelsinler. Varsın onlar geleneğimizde, inancımızda, dinimizde, imanımızda olmayan şeyleri varmış gibi gösterip, diyaloglarıyla, tavizleriyle milli ve manevi olmayan sulara yelken açıp, özlerinden uzaklaşsınlar, kopsunlar.
Varsın bu memleketin fedaisi biz, enayisi biz olalım. Varsın özel hayatından fedakarlık eden, makam, mevki, şan, şöhret, para pul için dik duruşunu bozmayan biz olalım. Milli Mücadele yıllarında da bu böyleydi… Bir yanda Pera Palas’ta kadeh tokuşturan aymazlar, satılmışlar… Diğer yanda Anadolu’ya adam geçirme humması içinde yanan Özbek Tekkesi… Bir yanda işgal komutanlarına kendilerini pazarlayan güruh… diğer yanda cepheye mermi, top mermisi, cephane taşıyan kadınlarımız… Bir yanda işgal kuvvetlerinin faziletinden, onların sayesinde ülkenin gelişeceğinden dem vuran yazarlar çizerler… Diğer yanda sayfalarını siyaha boyayan, yazdıklarıyla milli ruha su veren kalemler… Bir yanda ülkeyi yöneten siyasisi, bürokratıyla işgal kuvvetlerinin emrine girmiş kiralık görevliler… Diğer yanda eline silahı alıp işgal kuvvetlerine kurşun sıkanlar… Bir yanda Kuvayi İnzibatiye… Diğer yanda Kuvayi Milliye…
Bir yanda düşman postallarının aziz yurdu, mukaddesatımızı çiğnemesine göz yumup, hatta o postalları cilalayanlar… Diğer yanda “değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli” diyerek can alıp, can veren, oluk oluk akan kanlarıyla vatan toprağını sulayan vatan sevdalıları…
* * *
Evet, varsın biz olalım Türkiye Cumhuriyeti dediği için aşağılananlar… Evet, varsın biz olalım “Allah indinde yegâne hak din İslam’dır” Allah kelamına iman ettiği için hayıflananlar… Evet, varsın biz olalım etin ne budun ne? Ne yapabilirsiniz diye horlananlar… Evet, varsın biz olalım bazılarının bırakın kendilerini, çocukları, yakın akrabaları paralar içinde yüzerken, cebindeki son kuruşu davası için harcayanlar…
Evet, yanan bir evin içinde insan varken mal kurtarma şerefsizliğine düşemeyiz biz. Parsel parsel toprak vermeye yeltenenlerin olduğu yerde, ne güzel satıyorlar diye seyredemeyiz biz. İçeri atacaklar, zindana koyacaklar diye haksızlıklar karşısında susup da şeytanlaşamayız biz.
* * *
Türk ve İslam olmanın omuzlarımıza yüklemiş olduğu tarihi misyonu yok farz edip, günümüzü gün edemeyiz. Biz memleketiz. Biz Türkiye’yiz. Biz: Tanrının kırbacı diye anılan Atilla. “Üstte gök çökmedikçe, altta yer denizi delinmedikçe, ilini töreni kim bozabilir?” diye Bengü taşları oluşturan Bilge Kağan; “1064 yılında Anı’da açılan kapıların. 1071’de tapuya basılan mühür Malazgirt’in; Anadolu’ya Türkiye dedirten 1176 Miryokefalon; çağ kapatıp, çağ açan 1453 İstanbul; Çanakkale’yi geçilmez yapan; Türk yurdunu koruyan ve yeni bir Cumhuriyet kuran Mustafa Kemal Atatürk; İslam’ın öncülüğünü yapan Yüce Türk Milletinin mensubuyuz.
Ve şimdi de Atam Bilge Kağan gibi diyoruz ki, kıyamet kopmadan yok olmayacağız. Bu yüce tarihinle, adanmışlığınla, milli ve manevi hasletlerinle “Türk milleti sensiz asla” diye haykırıyoruz. Biliyoruz ki sen yoksan devlet yok, sen olmazsan milliyetçilik yok.
Kim ne yapmak isterse yapsın, hangi yolda yürüyecekse yürüsün; ancak bilinsin ki biz vatan hainleriyle aynı sudan içmeyeceğiz, biz bu vatanı bölmek isteyen müstemlekeci zihniyetlerin karşısında dimdik duracağız. Ve biz yine dünyaya adalet dağıtan, yön veren, hakkın yanında, Türkiye’nin olması gereken yerde olması için var gücümüzle çalışacağız, başaracağız. Bu kutlu yolda bizi yalnız bırakan dava arkadaşlarımız olursa, sadece bizim değil şehitlerimizin de iki elleri yakalarında olacak.
Sağlıcakla kalın!
Fikri Atılbaz

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.