Selçuk önemli bir evladını daha toprağa verdi.Uzun yıllar hem öğretmenlik hem de gazetecilik yapan Veysel Erol “Gazeteci olunmaz,gazeteci doğulur” tezinin son temsilcilerinden biriydi.
Boynundan eksik etmediği kamerası ile arşınladığı Selçuk sokaklarında selam vermediği, konuşmadığı insan yoktu Veysel hoca’nın. Hem öğretmen, hem iyi bir muhabir hem de iyi bir gündem takipçisiydi Hoca.
Selçuk gündeminde olup biten her şeyden haberdar olduğu halde sahip olduğu bilgileri açığa vurmaz, kişilerin özel hayatları ile ilgili haber ve bilgileri kamuoyuna sunmaktan kaçınırdı.
Gazetecilik ona göre, değeri olan konuları haber yapmaktı. Yıllarca Selçuk ve çevresinin haberlerini ulusal basına yansıttığı halde hiç kimseyi kırmamış,özeline girmemiş ve incitmemiştir.
Veysel Hoca’nın en önemli özelliği temiz kalpli, alçak gönüllü ve esprili bir mizaca sahip olmasıydı. Her olayın komik bir yanını bulur, espri yapar, alınanlar olursa onlardan da özür diler, gönüllerini almaya çalışırdı.
Yaklaşık üç yıldır beraber çalıştık. Birlikte çok haber yaptık. Bu süre içinde bana öğrettiği en önemli düstur: “Her şeyi duy, her şeyi bil ama, her şeyi yazma” olmuştur. Bunun gibi kendine özgü mesleki etik tutumları vardı Hoca’nın.
Diğer yandan da Veysel Hoca, Selçuk’un ve dünya tarihinin en önemli değeri olan Efes Antik kenti ve Meryemana’nın Türkiye ve yurtdışında daha iyi tanınması için birçok haber ve araştırmaya imza attı.
Selçuk ve Efes’i ziyarete gelen dünyaca ünlü sanatçı ve devlet adamlarının haberlerini yaptı sık sık.Yine son yıllarda Selçuk’un öne çıkan bir başka değeri tarihi Şirince köyünün adının duyulmasına da katkı verdi
Evet ne demiştik Selçuk yeri doldurulamayacak önemli bir değerini daha toprağa verdi. Gazetecilerin kaderidir bu, her şeyin herkesin haberini yaparsın fakat, kendi haberini başka gazeteciler yapar.
Mekanın cennet olsun, Allah rahmet eylesin. Nur içinde yat sevgili arkadaşım.
Mehmet Uyaroğlu
