Selçuk Haber

Meslek Yok Olmaya Yüz Tutmuş Ama O Hala Mesleğine Aşık

Genç yaşta, Memur çocuğu olarak Selçuk’a yerleşmiş Yılmaz usta, mesleğime aşığım diyor ve eski İzmir Cad. İsabey mah. 2012 sok. No:10 da kunduracılık mesleğini sabırla ve ısrarla yürütmeye çalışıyor.

Yaklaşık 60 yıldır ayakkabıcılık mesleğinde işinin sahibi ve alaylı, Selçuk’un en eski ustalarından: Yılmaz Zaim; Başta da dedik ya, memur bir babanın oğlu olarak dünyaya gelmiş. Baba Soma’dan Torbalıya tayin olduğunda kendisi 2,5 yaşındaymış, ilkokulu Torbalıda bitirmiş, daha sonra da ortaokula başlamış.

Küçük yaşta ben bu mesleği yapacağım diyerek mahalledeki Ayakkabı ustası olan Memiş ustanın yanına çırak olarak girmiş fakat okulunu da terk etmiş. Torbalıda çırak olarak mesleğe başladıktan sonra babasının bu sefer de Ödemiş Kiraz’a tayini çıkmış. Baba İki yıl Ödemiş Kiraz’da görev yaptıktan sonra, Selçuk’a yerleşmişler.

O gündür, bu gündür mesleğime karşı hiç saygısızlık etmedim, kararlı bir şekilde işimi hala severek yapıyorum, mesleğin de son temsilcilerindenim, yeni yetişen çırak yok diyor.

Neden yok usta diye soruyorum; Vardı diyor Zaim usta, ama çıraklık yapan çocuk trafik kazasında öldü sonrada başkada hiç kimse bana gelip ben bu işi yaparım demedi diyor. Hiç kimsenin mesleğe sıcak bakmadığını söylüyor. Deri işçiliği çok ince iştir. Zordur. Sevmelisin; Benim gibi âşık olmalısın diyor.

Yıllardır Selçuk’ta yaşayan bizler yediden yetmişe tanıyoruz ayakkabı tamircisi Yılmaz Ustayı ama… Şimdiki nesil beni pek tanımaz diyor, marka moda oldu diyerek, sitemli bir şekilde hafif bir de tebessüm ediyor. Ancak; Yılmaz usta Selçuk halkının meslek konusunda uzun yıllardır takdir ettiği bir isim; İşinin erbabı, mesleğin hakkını veren bir kişi olarak bilinir Zaim usta.

Çocukluk yıllarını ve Anılarını anlatmaya devam ediyor.

Ailesi kendisini okutmak istemiş, çok uğraşmışlar okusun diye ama o tutturmuş ben kunduracı olacağım diye; Ortaokuldaki İngilizce öğretmeni bir gün kunduracı dükkânına gelmiş. Öğrencisi olan çırak Yılmaz’a senin imtihana girmen gerekli demiş, Ama Yılmaz usta kafasına koymuş bir kere ayakkabı tamircisi olacak ya! Cevaben: Hocam ben rüyamda ayakkabı dikiyorum diyerek okula gitmemiş. Öğretmen de peki anlaşıldı sen mesleğini seçmişsin diyerek konuyu kapatmış. Anlattıklarından anladığım kadarıyla bu güne kadar mesleğine hiç ara vermemiş. Başarılı olmak için de çok çalışmış. Yılmaz usta.

Bu günlere gelince; O Hala eski günlerini arıyor. Yıllar çabuk geçti diyor. Geçmiş yılları ve Selçuk’ta yaşananları heyecanlı bir şekilde anlatmaya devam ediyor.

Ayakkabı fiyatları çok düştü diyor, eskiden sipariş alıp üstü deri altı kösele ayakkabı yapardım diye söze devam ediyor. Elli sene öncesinden dem vuruyor,  40 sene önce herkes körüklü çizme giyermiş, lastik tabanlı ayakkabılar bu günkü kadar çok fazla yokmuş, işçilikte kalite vardı, bu gün olduğu kadar(kalitesiz malzeme) hile hurda yoktu, katiyen olmazdı diyor.

Günümüzde her esnaf gibi kendisi de işsizlikten şikâyetçi, makine yapımı ayakkabılar çıktı, işin tadı kaçtı ama ne yapabilirim, yinede işimin başındayım diyor. İş olmadığı zamanlar geçmişin yorgunluğunu çıkarırcasına bacak bacak üstüne atıp televizyon izliyor.

Meslek aşkı onun damarlarına kadar yerleşmiş, konuşurken geçmişine dalıyor, çocukluk anılarını unutamadığını, kunduracılık mesleğinden çok ekmek yediğini, işlerinde azalma olsa da ayni şevk ve heyecanla mesleğe ömrü yettiğince devam edeceğini belirtiyor. Yaşı yetmiş(70)olmasına rağmen o hala çalışıyor. Bisiklete binmeyi seviyor. Kısadan hisse; Ne diyeyim! Seninde ömrün uzun olsun Usta.

Haber: Mehmet UYAROĞLU

Exit mobile version