site okul selçuk izmir

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir °C
site okul selçuk izmir
15.05.2022
A+
A-

Macera türündeki tarihi romanlarıyla meşhur Alexandre Dumas “SUÇ” adlı kitabında “Suçluyu bulmak istiyorsanız, önce işlenen suçun kime yaradığını araştırın” der.

Geçtiğimiz günler içerisinde özellikle sosyal medya ile beraber televizyon kanallarındaki tartışma programlarında yoğunlukla Ekrem İmamoğlu’nun Karadeniz Gezisinde otobüsüne aldığı mâlum gazeteciler konuşuluyorken, aklımdan hep bu söz geçiyordu değerli okuyucular.

Bana katılır mısınız bilmem ama, kanımca İmamoğlu belki iyi bir devlet adamı olabilir fakat usta bir siyasetçi olduğunu düşünmüyorum. Zira politik operasyonlar üzerine biraz bilgi ve deneyim sahibi olan birisi, o gazetecilerin kendi iradesi üzerinden davet ettirilmesinin apaçık bir tuzak olduğunu anlayabilirdi.

İstanbul’da 25 yıllık bir iktidar imparatorluğunu alaşağı etme başarısını gösteren İmamoğlu’nun, geçmişi sabıkalı sözde gazetecileri kendi düşüncesiyle davet ederek karıyerine ne büyük bir zarar getireceğini bilmemesine imkan var mıdır sizce?

Dolayısıyla bu geziye o isimlerin davet edilmesinin en büyük sebebi, önümüzdeki seçimlerle ilgili olarak Ekrem İmamoğlu isminin sürekli zirvede dolaşıyor olmasıdır. Bunu 10 yaşındaki bir çocuğa bile sorsanız, halk nezdinde bu kadar itibar edinmiş bir adamın; geçmişleri yalan, iftira ve saldırganlıkla dolu bazı gazeteci müsvettelerini asla kendi isteği ve arzusuyla davet etmeyeceğini bilir. Kısadan geçmek gerekirse, Ekrem İmamoğlu’na birileri tarafından (helâlleşme ayağıyla) çok fena kumpas kurulduğu apaçık ortadadır.

Şimdi gelin o tobüste kimlerin olduğunu, Yılmaz Özdil’in 10 Mayıs 2022 tarihli Sözcü Gazetesi’nde yer alan “Belediye otobüsü” başlıklı yazısının bir bölümünden hatırlayalım isterseniz…
“Balyoz sanıklarının eşleri maarif takvimine soyunsun diyenler orada. Yarbay Ali Tatar canına kıyarken, Kaşif Kozinoğlu hapiste öldürülürken, Kozmik Oda soyulurken alkışlayanlar orada. Ergenekon iftiralarını gerçekmiş gibi yazanlar orada. Profesör Türkan Saylan’ın evi basılırken, Yargıtay onursal başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun evi basılırken, kumpasların tetikçiliğini yapanlar… Ve sonra, rutubet gibi bağımsız medyaya sızarak, bunları unuttuğumuzu zanneden mutantlar orada. Profesör Mehmet Haberal, Profesör Erol Manisalı, Profesör Fatih Hilmioğlu gibi, varlığıyla onur duyduğumuz biliminsanları “beton tabut”lara tıkılırken, Akp’nin adalet bakanıyla birlikte Silivri cezaevine “turistik tur” düzenleyip, hiç utanmadan, Silivri cezaevinin adeta tatil köyü gibi olduğunu yazanlar orada.
Atatürk’e diktatör diyenler orada. Benim Atatürk diye atam filan yok diyenler orada. Hiçbir zaman Atatürkçü olmadım diyenler orada. Hukuku imha eden “yetmez ama evet”çiler orada. Pkk açılımının şakşakçıları orada. “Milletin orasına koyacağını” söyleyen yandaş müteahhite güzellemeler yapanlar orada. Ekmelettin İhsanoğlu’nun basın danışmanları orada.
Mustafa Kemal ve Kuvayı Milliye hakkında idam fetvası veren şeyhülislam Mustafa Sabri’nin ayağının dibinde yatan adamın oğlunu, Chp adayı olarak, Atatürkçü diye bu millete kakalayanlar orada. 15 yaşındaki Berkin Elvan kafasından biber gazı kapsülüyle vurularak öldürülürken, Ali İsmail dövüle dövüle öldürülürken, Ethem suratına tabancayla ateş edilerek öldürülürken, bu katledilen çocukları bile suçlu gösterebilmek için “başörtülü bacı”ya saldırıldığını iddia edenler, Gezi direnişine katılanların sırf başörtülü olduğu için kadıncağızın başörtüsüne işediklerini, cinsel organlarını başörtüsüne sürttüklerini söyleyenler, altı aylık bebeğini yaraladıklarını söyleyenler, Kabataş yalancıları orada. Levent Kırca’yı Tarık Akan’ı Müjdat Gezen’i Fazıl Say’ı “darbeci, militarist, islamafobik” gibi iftiralarla linç edenler orada.”

Özdil’in yazısında hatırlattığı bu detayları milyonlarca insan biliyorken, Ekrem İmamoğlu’nun bilmemesi tabiî ki düşünülemez. Dolayısıyla sosyal medyadaki kişisel sayfamdan sorduğum üzere bir kez daha buradan sormak istiyorum ; Hangi irade İmamoğlu’na böyle bir davette bulunmasını telkin etmiştir ki, akılları sıra vatandaş nezdinde itibar kaybına uğratacaklarını düşünmüştür.

Bu düşünceyle bu kumpası hazırlayanlara da ifade etmek isterim ki; acemiliğinden kaynaklı bu olay belki bazı insanlarda hayal kırıklığı yaratmış olabilir, ancak toplumda kendisine karşı güvensizlik yaratma beklentiniz kesinlikle boşa çıkacaktır.

Dolayısıyla, toplumun özlemle beklediği değişim mutlaka gerçekleşir ve bu süreçte kumpasçıların düşündüğünün aksine, birkaç isimle beraber İmamoğlu ismi de zirvede dolaşmaya devam ederken; aklıselim sahibi hiç kimse de bundan zerre kadar şüpheye ve tedirginliğe kapılmaz.
Hüseyin Taşyakan

ETİKETLER: ,
YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
26 Mart 2024
19 Mart 2024
20 Şubat 2024
4 Şubat 2024
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.