Selçuk Haber

Günay, Adaylığa Yeşil Işık Yaktı

ERTUGRUL-GUNAY-İZMİRAK Parti, 2014 yerel seçimlerinde CHP’nin kalesi olarak kabul ettiği İzmir’i alabilecek mi? Sadece İzmir değil, tüm Türkiye bu sorunun cevabını merak ediyor. Kentte geçmiş dönemlerin aksine CHP’den çok AK Parti’nin adayının konuşulması, iktidar partisinin umutlarını artırıyor. 2011 genel seçimlerinde İzmir’den parlamentoya seçilen Kültür ve Turizm eski Bakanı Ertuğrul Günay’a göre, AK Parti yerel seçimde tahmin edilenden çok daha başarılı bir sonuç elde edecek.

“Asılırsak büyükşehri alırız” diyen Günay, “Aday mısınız” sorusuna “Buna şu anda ‘evet’ ya da ‘hayır’ diyemem” cevabını veriyor…

“Büyük ilgi görüyorum”

* Bakanlık görevinden ayrıldıktan sonra İzmir’den büyükşehir adayı olacağınıza dair söylentiler arttı. Bu yakıştırmaları nasıl karşılıyorsunuz?

Bütün siyasetçiler böylesine teveccühlerden hoşnut olur. Bende bir siyasetçi olarak elbette ki mutluluk duyuyorum bu durumdan. Sizin de söylediğiniz gibi bakanlıktan ayrıldıktan sonra sokakta, Meclis’te, Ankara’da bu adaylık meselesiyle ilgili müthiş bir teşvik görüyorum. İnsanlar beni bir yerlere yakıştırıyorlar. Ama sadece İzmir’le sınırlı değil, Antalya ve kısmen Muğla ile ilgili yakıştırmalarda bulunanlar da var.

* Sonuçta İzmir milletvekilisiniz. Partiniz sizi İzmir Büyükşehir’e aday gösterme kararı alırsa cevabınız ne olur?

“Yerel seçimde İzmir’den aday olur muyum” sorusuna şu aşamada evet ya da hayır diyemem. Ben İzmir Milletvekili olmaktan çok mutluyum. 2011 genel seçimlerinde CHP’nin en güçlü olduğu yerde kafa kafaya bir sonuç aldık. Bu nedenle İzmir halkına siyasi açıdan büyük bir minnet borcum var. Şu anda da çok büyük ilgi görüyorum İzmir’den. En son gittiğimde Alsancak’ta gençlerden, kadınlardan, esnaftan çok olumlu tepkiler aldım. Kucaklayanlar, dükkanından çıkıp elimi sıkanlar oldu. İzmir’de gördüğüm ilgiden çok hoşnut kaldım.

“İyi ki bu kentten milletvekili seçilmişim” diye düşündüm.

* AK Parti 2011 genel seçimlerinde İzmir’de oyunu hatırı sayılır oranda artırdı. Bunda Binali Yıldırım ve sizin kentten aday gösterilmeniz şüphesiz etkili oldu. İzmir’i artık yakından tanıyan tecrübeli bir siyasetçi olarak, 2014 yerel seçimlerinde nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?

Kesinlikle 2009 yerel seçimlerinden farklı bir sonuç ortaya çıkacağını söyleyebilirim. AK Parti olarak biz artık potadayız. Şu anda İzmir’in büyük ilçelerinin önemli bir bölümünü bizim alacağımız çok net bir şekilde görünüyor.

“İmkansız değil”

* Peki büyükşehir için ne diyorsunuz? Alabilecek misiniz?

İzmir’de sokağın nabzını tutuyorum, insanlarla görüşüyorum. Bana kalırsa bizim büyükşehir için şansımız var. Yani bana imkansız görünmüyor. “Asılsak olur mu” diye düşündüğümde “olabilir” sonucuna varıyorum. Bu önemli bir gelişme. Kişisel görüşüm odur ki, 2014’te AK Parti İzmir’de tahmin edilenden çok daha iyi bir sonuç alacak.

* İzmir’de yerel yönetimle merkezi hükümet arasında sürekli bir gerginlik var. En son metro krizinde bir kez daha iki taraf karşı karşıya geldi. Bunu aşmanın bir yolu yok mu?

İzmir’de yerel yönetim işleri politize etmekten medet umuyor. “Biz burada güçlüyüz, işleri ne kadar siyasi tartışmaya dökersek AK Parti’yi o kadar zor duruma düşürürüz” diye düşünüyorlar. Ama sonuçta İzmir’e zarar veren, hizmetin gecikmesine yol açan bir anlayış bu. Ben 5.5 yıllık bakanlığım boyunca CHP’li belediyelere en küçük bir ayrımcılık yapmadım. İzmir’in işleri süratle halledilsin mantığıyla hareket ettim. Bana gelen kişilerin siyasi eğilimine değil, getirdiği sorunun niteliğine baktım. Yerel yönetimlerin İzmir’deki sorunları politize etme tarzı bu kentin önündeki en büyük engellerden biri.

* Biraz da genel siyaset konuşalım. Nevruz’da Diyarbakır’dan yansıyan görüntüler çok tartışıldı. Kürt meselesinin çözümü için atılan adımlar başarılı olacak mı size göre?

Türkiye 30 yıldır çok sancılı ve acılı bir süreç yaşadı. Şimdi ise bir barış umudu yakalandı. Bunca acıya katlandıktan sonra bu umudu kaybetmemek adına süreci desteklememiz lazım. Ben sözümü gizleyen insanlardan değilim. Temenni ederdim ki, 30 yılın sonunda, 15 yıldır tutuklu olan Öcalan etkin bir siyasi figür haline gelmeseydi. Doğrudan doğruya Kürt vatandaşlarımızın parlamentoya gönderdiği siyasetçiler süreçte daha fazla rol alsaydı. Olmadı, şimdi bize düşen bağrımıza taş basmak ve barışın sağlanması adına çaba göstermek. İşin özü budur.

Diyalog olmalı

* Sosyal medyadan yazdığınız mesajlarda sürece CHP’nin de katılması gerektiğini söylüyorsunuz. Neden CHP bu sürecin içinde olmalı?

Benzer sorunları yaşayan her ülkede, iktidar ve ana muhalefet aralarında anlaşarak bu işi halletmiştir. İki büyük siyasi akımın arasında bu meseleyle ilgili bir diyalog mutlaka olmalı. Aksi takdirde bir tarafı bütünleştirmeye çalışırken, diğer tarafta başka çatlaklar oluşabilir.

“İzmir daha çok çalışmalı”

* Şu aralar İzmir’de devam eden bir tartışma var. Bir STK’nın başkanı İzmir’in özgüvensizliğin, endişelerin, köksüzlüğün sembolü olduğunu iddia etti. Sizce İzmir nasıl bir şehir?

Bahsettiğiniz ifadelerle ilgili bir bilgim yok. Ancak hangi nedenle olursa olsun İzmir’i incitecek bir söz söylenmesine gönlüm razı olmaz. İzmir’in elbette ki bazı ciddi sorunları var. En başta çok göç alması geliyor. Buna bağlı olarak çevre ve kentsel dönüşümle ilgili sıkıntılar yaşıyor. Bütün bu sorunlara karşın, müthiş bir potansiyele de sahip. Ticareti, turizmi, ihracatı, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle Türkiye’nin önümüzdeki dönemde en çok parlayacak şehirlerinden biri olacak. İzmir’in bu potansiyelini daha etkin kullanmak için özgüvenini biraz daha yukarıda tutması gerekiyor. Bunu yaptığı anda hem Türkiye’ye hem dünyaya kendini daha iyi anlatacak. Ama bunu başarmak için biraz daha gayretli olmak ve çalışmak şart. İzmir’de iş yapan Doğulu bir işadamımız bana “İzmirliler tatil yaparken, biz çalıştık. Onlar fakirleşirken, biz zenginleştik” demişti. Bu İzmir’e dair çok önemli bir tespittir. Hani Perşembe’den Çeşme’ye gidip Pazartesi öğlen İzmir’e dönmek olayı var ya, onu anlatıyor. İzmir’in yerlisinde böyle bir konformizm olduğu doğru. İzmirli yaşamayı sever. Ama geçmiş dönemlerdeki ekonomik üstünlüğünü sürdürebilmek istiyorsa daha çok çalışmalı.

“Öcalan’ın mektubu çok dikkatli okunmalı”

* Öcalan’ın yolladığı ve Diyarbakır’da okunan metin için ne diyorsunuz?

Çok dikkatli okunması gereken bir metin. Öyle TV’lerde Apo’nun sözlerini bir barış manifestosu gibi yorumlayanların umdukları ya da anlattıkları gibi değil. İçinde bazı şifreler var. Bunu da devletimiz çok dikkatli bir şekilde takip ediyor ve gerekli önlemleri alıyordur. Tabii burada asıl önemli olan, ne Doğu’dakilerin ne de Batı’dakilerin çocukları için endişe etmeyeceği, gençlerin ölmeyeceği ve silahların susacağı bir noktaya gelmek. Umarım Türkiye’nin her yerinde sahiplenilen kalıcı bir barış olur. PKK ve BDP’den gelen bazı açıklamalar sürece zarar veriyor. Biz ölümler olmasın, Türkiye’nin duygudaşlık bağı yeniden kurulsun diye uğraşıyoruz. Ama BDP ve PKK cephesi aynı duyarlılıkta davranmıyor.

“Genel seçimde çok sıkıntı çektim”

İzmir’den milletvekili seçileceğimi listeler açıklandığında öğrendim. Ben 1’inci bölgede çalıştım. 2’nci bölge bize göre daha hazırlıklıydı. İş dünyası, medya, STK’ların desteği hep 2’nci bölgenin yanındaydı. Çok sıkıntılar çektik kampanya döneminde. İtiraf edeyim psikolojik olarak ezildik. Ama dağ, tepe gezdik ve çalmadık kapı bırakmadık. Şükürler olsun İzmir halkı beni utandırmadı. Siyasi hayatımın en güzel sonuçlarından birini aldım.

Yeni Asır

Exit mobile version