At İzi İt İzine Karışmasın!

Değerli okuyucular, bu yazı öncelikle sapla samanın karıştırılmaması ve geçmişte olanları hatırlatma ihtiyacı üzerine kaleme alınmıştır.

Yani lafı da çok uzatmadan konunun özünü anlatmam gerekirse eğer; yıllardan beri hem RTE ile şürekasını alkışlayıp, hem de bu gün ülkenin yaşamakta olduğu terör belası üzerine lanet dolu ifadelerin yer aldığı ağır eleştirilerde bulunanları, bu ülkenin gerçek vatansever ve milliyetçi insanıyla karıştırmamanızı öneriyorum. AKP ile saray yandaşlığından başka hiç bir meziyeti bulunmayanların bugün sergiledikleri tavrın samimi olmadığını üç beş yaşında çocuklar bile anlayabilmektedir ki; yetişkinler içerisinde, dökülen bu timsah gözyaşlarına inananların varlığı aptallıktan başka hiç bir şeyle ifade edilemez.

Söz konusu tipleri sadece havuz medyasının ekran ve sayfalarında değil, çevrenizde, oturduğunuz mahalle veya sokakta,hatta içinizde çok yakın çevrenizde dahi görebilirsiniz. Baksanız, onlar kadar hiç kimse ülkenin yaşadığı terör belasına, gelen şehitlerimize üzülmemektedir. 14 yıldan beri dün söylediğinden bugün tornistan etmesiyle meşhur dünya liderleri gibi; yakın geçmişte Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ ne açık ihanet girişimi sayılacak eylem ve politikaları destekleyen, hatta oluşmasına bilfiil çanak tutan sanki kendileri değilmişçesine, büyük bir pişkinlikle bugün başkalarını suçlayabilmektedirler.

Yukarıda da ifade ettiğim gibi, bu bir hatırlatma yazısıdır değerli okuyucular ve bu köşeye sığdırabildiğimiz kadarıyla; bugün hem AKP yandaşı olup hem de terörden muzdarip ve şehitlerimizden ötürü üzgün olduklarını ifade edenlerin dünkü tavırlarını bir hatırlayalım isterseniz…

Daha AKP iktidarının başlamasıyla beraber başta RTE olmak üzere AKP cenahının rejimle kavgaya tutuştuğu, Emniyeti, yargısı ve hatta eğitim gibi bütün Cumhuriyet kurumlarını ele geçirme faaliyetlerine (o günlerdeki kankileri FETÖ ile beraber) giriştikleri günlerde bugün sizden fazla ülkenin yaşadıklarına feveran edip salya sümük ağlayanlar, ses çıkarmamakla kalmadıkları gibi yaşananları özgürlük ve ileri demokrasi adına atılmakta olan adımlar olarak niteleyiP, iktidarda olanları deli gibi alkışlamaktan da geri kalmıyorlardı.

Yine rejimi savunmasız bırakıp kolayca yıkabilmek için, ülkedeki en güzide kurumumuz olan TSK yı kendi istek ve edeallerine mahkum etmek üzere (yine o günkü ortakları FETÖ) ile beraber kurguladıkları yalan ve iftiralarla dolu alçakça ve büyük bir çirkeflikle hazırlanmış, başta Ergenekon olmak üzere ardısıra gelen davalar için ”Ben bu davanın savcısıyım” diyenleri o günlerde büyük bir biadkarlıkla alkışlayanların, (o günlere atıfla) Pansilvanya’ daki malum şahıs için en ağır ifadeleri kullanıp, terör örgütü liderliğini bugün yine sizden çok daha fazla tekrarladığını göreceksiniz.

AKP iktidarının açılım süreci ile beraber birbirini takip eden, Habur, Oslo ve Dolmabahçe rezaletleri yaşandığı sıra, büyük bir aymazlıkla olanları suspus izleyip, şehit cenazelerinde yakılan ağıtları ”yaygara” diye niteleyen dünya liderlerini yine deliler gibi alkışlamaktan geri kalmayanların; o sürecin ülkemize malolduğu bugünleri yaşarken, sizden fazla üzülüyormuş ve hatta ağlıyormuş gibi yaptıklarına da aldanmayın.

Bugün, ülkenin güneydoğusunda resmen bir savaş hali yaşıyor ve bu ülkenin sınırları içerisindeki il veya ilçelerde vatandaş evine bile giremeyip yaşadığı yeri terketmek zorunda kalıyorsa bunun en büyük mimarı; eski Diyarbakır Belediye Başkanı’ nın belediye binası önündeki bayrak direği dibinde (elindeki PKK paçavrasını göstererek) ”bayrağımızı burada göndere çekmek istiyorum” dediği günlerde çıt çıkarmayan iktidar sahiplerini yine büyük bir aymazlıkla aşkışlayan ve bugün yaşananlardan zerre kadar sorumluluk hissetmeyip, utanıp sıkılmadan sizden fazla milliyetçi kesilen AKP iktidarının yandaş ve yanaşma takımıdır.

Özetle değerli okuyucular başlıkta da ifade etmeye çalıştığım üzere özellikle bugünlerde bu ülke için gerçekten kaygılananlar ile, kişisel ve siyasi menfaatlerinin gereği olarak ağız değiştiren siyasetçilerin peşinden koşan yalaka takımını birbirine karıştırmayın.

Düne kadar biz, ”insanları evlendirme programlarıyla uyuşturup Ankara da olup bitenden bihaber hale düşürüyorlar” diye feveran ederken salya sümük bize saldıranlar, bugün şehitler gelirken bu programların normal yayına devam etmelerinden dem vurup gazetelerinde eleştiriyorlarsa zinhar samimi olduklarını düşünmeyin!

Onlar, evlendirme programlarına karşıt bir düşünce de oldukları için değil, (kendi yarattıkları cehennemde) mehmetçiğin kanı üzerinden milliyetçilik yapmanın kendilerine prim sağlayacağını düşündükleri için bu tavır içindedirler.

En nihayet geçmişte ”Bir kaç Mehmet için Meclis Toplanmaz” diyenleri alkışlayanlar da bu cenahtır ki; sözlükte bunun karşılığı pişkinlik ve utanmazlıktan başka bir şey değildir…