site okul selçuk izmir

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir °C
site okul selçuk izmir

Karantina günlerinde uyku ritmi bozulmamalı

Karantina günlerinde uyku ritmi bozulmamalı
06.04.2020
A+
A-

İnsanların kendilerini evlerde korumaya almalarına ve dışarıya kontrollü çıkmalarına neden olan Koronavirüs salgını, hayatın her alanında olduğu gibi uyku üzerinde de olumsuz etkiler yaratıyor. Koronavirüs, bireylerde stres, kaygı ve evde olmanın verdiği rahatlık dolayısıyla uyku düzeninin bozulmasına yol açıyor. Uzmanlar bu süreçte sağlıklı bir insanın geceleri düzenli olarak ortalama 7 – 8 saat uyuması gerektiğine dikkat çekerek önemli tavsiyelerde bulunuyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Barış Metin, koronavirüsten kaynaklı kaygı ve stresin uykusuzluğa yol açabildiğini belirterek bireylerin bu soruna karşı dikkatli olmaları gerektiğini söyledi.

Ev rahatlığı da uyku düzenini bozuyor
Bu dönemde özellikle evden çıkmayanların uyku sorunları yaşayabildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Barış Metin, “Hem yaşanan stres ve kaygı nedeniyle hem de evde olmanın verdiği rahatlık dolayısıyla insanlar bu dönemde uyku sorunu yaşayabilir. Koronavirüsün yayılım haberleri, hasta ve ölüm sayıları, işini ve gelirini kaybetme korkusu birleşince uyku kaçıran bir kaygı durumu oluşuyor. Uykusuzluğun bir diğer nedeni ise gece-gündüz ritminin aksaması. Düzenli işe gitme ve gelme saatlerinin olmaması uyku ve uyanma saatlerinde ciddi kaymalara neden olabiliyor. Kaygı ve ritm kayması birleşince uykusuz geceler, gündüz geç saatlere kadar uyuma, gece uyuyamama kısır döngüsü devamlı bir hal alıyor” dedi.

Uykusuzluk günlük performansı düşürüyor
Birçok insanın evden çalışmak zorunda kaldığına işaret eden Metin sözlerine şöyle devam etti: “Evden çalışmayanlar da evdeki çocuklarıyla ilgilenmek ve onların eğitimini takip etmek zorunda kalıyor. Uyku düzenimizin olmaması günlük rutinlerimizin akışında belirgin bozulmalara neden olabilir. Evden çalışmak zorunda olanların üretkenliğinde azalma, çocukların ders çalışma saatlerinde aksama ve çocuklarda davranışsal problemler ortaya çıkabilir. Ayrıca gündüz uyuyup gece uyanık kalmak, insanın duygudurumu ve psikolojik sağlığı açısından da olumsuz etkilere neden oluyor.”

Kriz zamanlarında rutini bozmamak daha sağlıklı
Metin, sağlıklı bir uyku süresinin kişiden kişiye değiştiğini ifade ederek şunları söyledi: “Ortalama sağlıklı uyku süresi 7 – 8 saattir. Kriz zamanlarında insanlar endişenin kendilerini ele geçirmesinden korumaları ve rutin saatlerinde uyuyup, uyanmaları daha sağlıklıdır. Özellikle uyku başlangıç saatini geciktiren ve kaygıyı artıran sosyal medya paylaşımlarının gece geç saatte takip edilmemesi gerekli. Sabah işe gitme zorunluluğu olmadığından geç saate kadar uyuma ritm kaymasına neden olabilir. Bu nedenle ritmi koruyacak şekilde sabah saatlerinde uyanılmasını öneriyorum.”

Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Barış Metin, uyku sağlığının sağlanması için şu tavsiyelerde bulundu:

Aynı saatte uyunup uyanılmalı,
Yatakta televizyon izlenmemeli ve telefon kullanılmamalı,
Gündüz şekerlemesi diye tabir edilen kısa uykulardan uzak durulmalı, gündüz yatakta uyumadan zaman geçirmek de gece uykusuzluğa neden oluyor,
Gece geç saatlerde ağır yemekten kaçınılmalı,
Günlük programlar yapılmalı, çalışma, ev işi ve oyun zamanları belirlenmeli,
Can sıkıntısı ve paniğe teslim olunmamalı, aile ile konuşmalar yapılmalı, bir salgınla mücadele edildiği ve kurallara uyulması halinde salgının geçeceği söylenmeli,
Özellikle çocuklar verecekleri tepkinin şiddetini ayarlamakta zorlanabileceği için aile bireyleri ile kaygı içeriğini artırıcı paylaşımlar yapmaktan kaçınılmalı,
Evde yaşlı birey varsa onları incitici sözler sarf edilmemeli, salgının yalnızca yaşlıları etkilediği gibi yanlış ifadeler kullanılmamalı çünkü salgından gençler de ciddi düzeyde etkilenip hastanede tedavi görmek zorunda kalabiliyor.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.