Selçuk Haber

Ülgür Siyasete Devam Dedi

baskan-ulgur efes tiyatrosundaki resim

Selçuk Belediyesi Eski Başkanı ve aynı zamanda Esnaf Kefalet ve Kredi Kooperatifi Başkanı H. Vefa Ülgür, seçimlerin üzerinden geçen 3 ayı değerlendi. Ülgür, ayrıca Selçuk kamuoyunda yer alan bazı konuları da ele alarak bilgi verdi ve gündem değerlendirmesi yaptı.

Ülgür’den 3 aylık rapor

Yeni yönetimin kendini toparlaya bilmesi için bir yıl kadar bir süreye ihtiyaç olduğunu, bu konuda CHP grubu ve kendilerine düşen bir görev olursa katkı koymaya hazır olduklarını ifade eden Selçuk Belediyesi eski Başkanı H. Vefa Ülgür, seçimlerden sonraki 3 ayı değerlendirdi. Selçuk Belediye Başkanı Zeynel Bakıcı’nın henüz kafasının karışık olduğunu belirten Ülgür; “Yanlış başladığı işler var. Örneğin istihdam politikasında kafası karışık. Kimseyi çıkarmayacağım dedi ama çıkarıyor. Personel fazlalığı diyor kendisi sürekli personel almaya devam ediyor. Selçuk Belediyesi’nin personeli bana göre yetkin. Tabi bu alanlarda da çok önemli değişiklikler yaptı. Bazı birimlerde çok önemli değişiklikler yaptı. Dilerim olumlu sonuçlanır. Mesela çevre müdürlüğündeki değişimler çok radikal oldu, imardaki değişiklikler de çok radikal oldu. Dilerim başarılı olur bize de düşen bir şey varsa biz Cumhuriyet Halk Partisi örgütünün şemsiyesi altında katkı koymaya hazırız” dedi.

Başta Ayasuluk Kalesi Projesi olmak üzere gerek tarımsal sanayi alanının tamamlanması, gerekse 14 Mayıs Mahallesi ve Zafer Mahallesindeki ciddi imar problemlerinin çözümlenmemesi konusunun kendisini üzdüğünü ifade eden Ülgür; “Bu mahallelerde İmar planları durduruldu. Vatandaş büyük bir beklenti içerisinde. Bu konuda uyarıyoruz kendilerini ama işin ciddiyetinin farkında değiller. Çünkü belediye bu gün siyasi iradesini koysa buradaki sorun en geç 3 ay içerisinde çözülür. Ama yeni yönetimin dikkatleri dağınık, çalışmalara odaklanamıyorlar” dedi.

Bu konuda Selçuk Belediye yetkililerini uyarmak istediğini belirten Eski Başkan Ülgür; “14 Mayıs ve Zafer mahallesinde biz radikal bir karar aldık, hem de çok yakın bir tarihte aldık bu kararı. Burada siyasi bir fatura ödedik ve bu kentin şimdi bundan faydalanması gerekiyor. Yani belediyenin aldığı bu radikal kararlardan kentin ve kentlinin, orada mülkü olan insanların faydalanması gerekiyor. Bu konuda bu iradeye büyük bir görev düşüyor. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak şunu da yapabiliriz. Mevcut yürütme organına rağmen büyük şehir aracılığıyla yapabiliriz bunları. Ama biz bunları doğru bulmuyoruz. Bize göre buradaki yürütme organı Ak Parti de olsa bizim için önemli. Partimizin onlarla ortak bir çalışma yapma iradesi var. Bu benim kendi kişisel bir görüşüm değil, ama partimin organlarında konuşulan konular bunlar. Bu yüzden kendileri bekleniliyor. Ama bugün Ak Partinin iktidardaki temsilcileri şöyle düşünüyor. ‘Patron biziz, biz istediğimiz gibi bunu yaparız’ Öyle değil, özellikle imar konuları kesinlikle böyle değil. Yasalar bu görevi İzmir Büyükşehir Belediyesine, seçmen de bu görevi muhalefete vermiştir. Tabi CHP ile birlikte MHP’ye vermiştir. Onun için bana kalırsa yeni yönetim birazda bu anlayışla bakarsa idari konularda işleri daha kolay olacak diye düşünüyorum” dedi.

Şu anda yapılan işlerde herhangi bir kasıt’ın olduğunu düşünmediğini, ancak yapılan bazı hataların yeni seçilmenin vermiş olduğu acemilikten ya da yoğunluktan veya bilgisizlikten olabileceğini, bu nedenle yanlış kararlar alınabildiğini düşündüğünü ifade eden Ülgür, “Yeni Başkan bunları zamanla anlayacaktır. Ben Cumhuriyet Halk Partisi temsilcilerinin mevcut başkan için şans diye düşünüyorum. Yani en azından İzmir Büyükşehir Belediyesi ile imar konularında. Çünkü CHP’li arkadaşlarımız mevcut belediyemizin ilişkilerini kuracak düzeydedir, olumlu ve bu konuda vakıf olan arkadaşlarımızın aynı zamanda büyükşehir üzerinde de etkileri var. Bu durumu da belediye başkanının kullanması lazım. Ben mevcut arkadaşımız hakkında başarı veya başarısızlık diye bir değerlendirmeyi şuanda yapmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Beklemek lazım, hepimiz bu olgunluğu göstermemiz lazım” dedi.

Belediye borçlu değil

Kamuoyunda Selçuk Belediyesinin borçlu bir belediye olduğu konusunun doğru olmadığını ve bu konuya bir kez daha açıklık getirmek istediğini belirten Ülgür; “O makamlar şikâyet makamı değil. Ben bu konuda arkadaşımızın değerlendirmelerini bilgi eksikliğine dayandırıyorum. Bir kere Selçuk Belediyesi öyle anlatıldığı gibi borçlu bir belediye değil. Bizim beş yıl vadeli ve ilk ödemesi Haziran ayında başlayan 2 milyon 800 TL İller Bankası’na borcumuz var, bir yıl vadeli 3 milyon TL Deniz Banka borcumuz var. Bu iki borcun dışında belediyemizin 2 milyon 600 TL cari borcu var. Yani Selçuk Belediyesinin bir katı para dolu olsa bile belediyenin 3 milyon cari borcu hep olacaktır. Bugün de var, dünde vardı, yarında olacak. Toplam 8 milyon 800 TL borcu var, bizde başka bir şey söylemiyoruz. Şimdi bunun üzerinden telaşlanmasın. Ayakları yere basmayan savunmalar yapmak arkadaşımızı güç duruma sokar. Hatırlıyorum basın aracılığıyla ‘belediye başkanı ödemelere niye karışır, muhasebe bunları yapar’ şeklinde konuşuyordu. Demek ki olmuyormuş, yani para finans yönetimi önemli bir şey onu da daha beceremiyorlar. Ben bu düzenin bir süre sonra yoluna gireceğini düşünüyorum. Şuan finans yönetiminde iyi durumda değiller” ifadesini kullandı.

Şikâyetimi seçimden önce yaptım

Selçuk Belediye Başkanı Zeynel Bakıcı’nın Selçuk Belediyesinde görevli A.B’nin zimmete para geçirdiği iddiasıyla eski Başkan Ülgür’ün seçimlerden bir gün sonra şikayet dilekçesini verdiği konusuna açıklık getiren ve konunun yasal statüde ilerlediğini kaydeden Eski Başkan Ülgür, şikayet dilekçesini 30 Marttan önce yaptığını, zaten 31 Marttan sonra verilen dilekçenin Savcılık tarafından kabul edilmesinin mümkün olmadığı ifadesini kullandı. Ülgür; “Söz konusu şikâyetimi 30 Marttan önce yaptım. Mevcut başkan 31 Martta yaptığımı söylüyor. Ben belediye başkanlığı döneminde yaptım. Eğer onun dediği doğru olsaydı savcılık benim müracaatımı almazdı. Burada yolsuzluk yapanı bulduk diye beni belki de yargılayacaklar” dedi

Söz konusu olayın ortaya nasıl çıktığı konusunda bilgi veren Ülgür; “Biz bu konuyu her yıl olduğu gibi kurulan komisyon kapsamında yapılan iç denetim çalışmasında öğrendik. Yeni başkan bunu bilmiyorsa öğrenecek. Bir yıl öncesinin hesaplarını inceliyorlar arkadaşlar. Bu arada idare ne yapıyor? Belediye başkanı o komisyonun çalışması için memurlarla mesai yapıyor. O denetimi yapan memurlar ve meclis üyesinin işini kolaylaştırmaya çalışıyor. Bu hazırlık sırasında memur arkadaşlarımız gelir servisinde yıl içerisinde satılan bilet paralarını gözle görülür bir şekilde uyuşmadığını fark etmişler. Ben o dönemde izinliydim ve izindeyken arkadaşlarımız konuyu bana ilettiler. İzinde olmama rağmen geldim. İlgililerle bir toplantı yaptık. Ondan sonra bir strateji belirleyin, çalışın, bu konu biraz daha somutlaşsın dedim. Olaydan sonra bir komisyon kurduk ve komisyon çalışmalarını tamamladı. 20 -25 günde bu çalışmalar tamamlandı. Sadece bilet rakamlarına bakmadılar. Diğer gelir servisin işlerine de baktılar ve bilet konusunda bir problem olmadığı belirlendi. Bu konu bana rapor halinde verildi ve ben de Mart ayının 10 veya 15’i gibi konuyu hukuk servisine gönderdim. Hukuk servisi ön hazırlığını yaptı. Hatta bana şikayet dilekçesini seçim bürosundayken getirdiler ve orada imza attım. Daha seçim bürosu açıktı, yani seçimden önce olduğuna eminim. Bu durum kurum içerisinde yapılmış olan ahlak dışı bir şey. Bu konuda da çok konuşmak istemiyorum. Konuyu Maliye polisi inceliyor. Kimlerin kusuru var, kimler bu konuda menfaat sağlamıştır. Yargı bu konuda gereğini yapacaktır. Ayrıca bana bu tarihte seçim öncesinde gazetenin birinden biri Meryem ana ve Efes biletleri ile ilgili sorular yöneltti. Sanki onlar bunu bulmuş gibi bir şey yok. Onların takıntısı biletlerin kimlerin bastığı ile ilgiliydi. Burada konumuz biletlerin kime bastırıldığı değil. Çünkü bu konuda bir sıkıntı yok. Selçuk Belediyesi 30 senedir nasıl yapıyorsa bu işi aynı şekilde devam ediyor. Bana sorulan soruların şuan ki konuyla ilgisi yok. Onlar vergi usul kanuna göre basılıp basılmadığı soruluyordu. Bu ise başka bir şey. Kayıt altındaki biletlerin satılmış olması konusu bu. Bu işlerle vatandaşın kafasını karıştırıp sanki geçmişte bu konuda şaibe varmış gibi gösterilmesin. Bu konuda yargıya başvurup tekzip isteyeceğiz. Bu konu ciddi bir konu sessiz kalmayız. Bu günlerde cevap vermiyorum. Cevap vermemeye çalışıyorum. Bizi rahat bırakmadılar, bizi rahat bırakmaları lazım. Net bir şekilde belediye başkanlığı süresince benim öğrenmem süresinden sonra yapmış olduğum resmi görevlendirmeler oldu. Yapmış olduğumuz resmi görevler raporların hazırlanması ve incelenmesi 1 ayı buldu. Biz gelir denetimi yaptık, yani iç denetimi yaptık. Şuan kamuoyunun bildiği sıkıntılı olan konu budur. Bu gün senin bilet parasını götüren adam senin kira paranı da alıp götürür. Bu konuyu belki bize de soracaklar. Mali polis bir rapor verecek savcıda bir iddianame oluşturacak sonrada göreceğiz. Zimmet mi var, yoksa hesaplarda bir problem mi var, bunları göreceğiz. Bize göre zimmet var. Kimin yaptığını diyebilmek için henüz erken. Savcılık işlemlerini yapması gerekir. Anlamadığım bir şey var. Mevcut yönetime yakın basın organlarının 1milyon 132 bin gibi çok ciddi bir rakamın nasıl kaybolduğunu araştırıyor olmamızdan neredeyse bizi sorumlu tutacaklar. Dediğim gibi bunu öğrenme tarihim Şubat ayıdır. Yılbaşından sonradır. İşin doğasında da bu vardır. Sonra döndüler 2014 yılının son 4 ayın da da benzer vakalarının yaşandığını da tespit etiler. Denetim komisyonu diğer denetimlerde bilet sayımı yapmamış. Yani raporlar üzerinde inceleme yapmış. Döndüler 2012 yılının raporlarına oradan döndüler 4 ay daha. Yani bu olayın bulunma sebebi yılbaşından sonra her yılın 1 Ocak’ı ile 30 Mart arasındadır. Belediye başkanı her sene şunu yapar. Her iş yeri sahibi gibi, her esnaf gibi, yönetici gibi, geçen sene ne almışım, ne vermişim, nereden gelirim olmuş, nereye giderim olmuş buna bakar. Bu konu da bunların izlenmesi sırasında ortaya çıktı. Rakamlarla bilet sayıları tutmayınca gözle görülür şekilde tutmayınca tesadüfen olay ortaya çıktı. Daha doğrusu iç denetim sırasında çıktı. Biz bunu yok edelim örtelim diye bir şey olamazdı” şeklinde konuştu.

UNESCO’da suçlu aramasınlar, suçlu merkezi idaredir

Başkan Bakıcı’nın Efes’in Dünya Miras Listesine girememesi konusunu eski Başkan Ülgür’ün ilgili bakanlar ile ters düşmesinden kaynaklandığı konusunda değerlendirme yapan Ülgür; “Selçuk Belediyesi her alanda olduğu gibi UNESCO konusunda da üzerine düşeni yapmıştır. Bizim her zaman söylediğimiz gibi turizm bakanlığı neresinden tutsanız elinizde kalıyor. Eğer Efes Müzesi CHP’li bir belediyenin gözetiminde veya CHP’li bir kültür bakanlığın elinde olsaydı böyle 3 sene kapalı kalsaydı Selçuk’taki turizmciler Selçuk’u yakardı. Selçuk mevcut başkana turizm esnafı ciddi bir kredi açtı bunun kıymetini iyi bilsinler. Burada bir müzemiz vardı, burada bu müzeyi fabrikaya çevirdiler. Tekstil fabrikasına müzeden başka her şeye benziyor. Müze tadilatının 3 ay süreceği söylendi, bu yıl 3. yılı oldu. Sezon dolmak üzere yani müzede olduğu gibi UNESCO’da da bakanlık görevini yapmadı” cevabını verdi.

Siyasete devam
Siyaset yapmaya devam edeceğini, bir iş yerinin bile para politikası gibi, müşteri politikası gibi, reklam politikası gibi siyaseti olduğunu ifade eden Selçuk Belediyesi Eski Başkanı H.Vefa Ülgür; “Yani politika ve siyaset yaşamın her alanında var. Yani siyaseti bıraktım söylemleri boş şeyler. Yapmaya devam edeceğiz ama benim belediye başkanlığı konusunda görevim dolmuştur. Ancak bana göre Cumhuriyet Halk Partisi Selçuk’ta bütün siyasal partilere göre bir adım öndedir. Çünkü çok genç bir ilçe başkanı ve yönetimi var. Bundan anlaşılacağına göre benim kuşağımın Cumhuriyet Halk Partili bu arkadaşlarımıza katkı koymaktan başka bir şeyi olmamalıdır. Seçimlerde aday adayı olmuş arkadaşlarımızın iki tanesi hariç. Aday adayı olmuş arkadaşlarımızın çevresinde olmuş arkadaşlarımız seçim öncesi bana muhalefet olduğu gibi şuan ki yönetime de muhalefet olmaya devam ediyor. Cumhuriyet Halk Partisi Selçuk ilçesi tarihinde aday adayı olup da mevcut adaya oy vermemiş geçmişte arkadaşlarımız oldu. Ama başka siyasi partilerle iş birliği yapan hiç olmadı. Daha doğrusu partiye tuzak kuran aday adayı hiç olmadı. Bu seçimlerde Partiye tuzak kurdular. Bunların kimler olduğunu kamuoyu biliyor. Tuzak kurdukları yetmediği gibi birde yönetimi istiyorlar. Cumhuriyet Halk Partisi Örgütü ve Cumhuriyet Halk Partililer 13 oyla kaybedilen bu seçimin faturasının kimlere kesilmesi gerektiği konusunda kafası net. Ama bu arkadaşlarımızın kafası kuma gömük durumda. Bu anlamda kamuoyunda benim ne bir belediye başkanlık konusunda ne bir ilçe başkanlığı konusunda bir düşüncem yok. Bu anlamda ben CHP’nin mevcut yönetimini oldukça başarılı buluyorum. Bugün 40 kez genel kurul yapsak bana göre mevcut yönetim çıkar” ifadesini kullandı.

Çatı adayı destekleyeceğiz
Son olarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerini değerlendiren ve Türkiye’de son günlerde çok ciddi bir hukuk kazalarının olduğunu, bu süreçte CHP’nin çok önemli bir adım attığını ifade eden eski Başkan Ülgür, “Bana göre mevcut aday, en azından Başbakan kadar yolsuzluklara bulaşmamış, hukuksuzluklara bulaşmamış diye düşünüyorum. Bunu kamuoyu daha iyi değerlendirecektir. Tabi bu biraz da siyasi partilerin çekişmesinden çok yeni Cumhurbaşkanı çalışması olarak partiler tarafından öngörülmüştür. Zannediyorum bu kararı alan organlarımız aksi bir şey olursa, bunun hesabını da onlar vereceklerdir. Genel Başkanımız ve Milletvekillerimizin verdiği bu kararı destekleyeceğiz” dedi.

HABER: NİLÜFER ÖZTÜRK SİLAYSELÇUK AJANS

Exit mobile version