Selçuk Haber

Tarihi Minaredeki Çatlak Tehlike Sinyali Veriyor

selcuk-akincilar-mescidi

Selçuk İlçe Merkezde halen ibadethane olarak kullanılan Akıncılar Mescidi minaresi depreme karşı adeta direniyor. Yüz yıllara meydan okuyan mescidin minaresi, her gün birçok kişinin yanından geçtiği güzergâhta bulunuyor. Günümüzde yaşanan depremler sebebiyle, minare çevresindeki çatlakları görenler ise endişe duyuyor. Yağan şiddetli yağmurların ve fırtınanın minareye verdiği tahribat ve minarede oluşan çatlaklar sebebiyle geliyorum diyen bir tehlike var. Ve minare dış etkenlere karşı daha fazla dayanma gücünün kalmadığı yönünde sinyaller veriyor. Yayaların geçiş yolu olarak kullandığı önemli bir noktada yer alan mescit minaresi, yılların yorgunluğuna adeta direniyor.

14 yy yapıldığı belirlenen mescit’in geçmişte yapılan onarımlar sebebiyle günümüze kadar sağlam kaldığı görülürken, minare üzerindeki çatlakların şimdilerde mescit civarından geçenleri huzursuz etmeye başladığı bir gerçek, olabilecek bir sarsıntıyla yıkılacağı öngörülen minarenin, artık yılların yorgunluğuna daha fazla dayanamayacağı yönünde görüşler var. Bu kapsamda vatandaşlardan da tepkiler gelmeye başladı.  Uzun yıllardır Selçuk’ta ikamet eden (emekli )Ali Gazi’nin de vermiş olduğu bilgiler doğrultusunda sonucun tehlike arz ettiği yönünde. Eğer tedbir alınmazsa yaşanacaklardan kimin veya kimlerin sorumlu olacağı da tartışma konusu.

HABER: Mehmet UYAROĞLU

Akıncılar Mescidi’nin tarihçesi

Selçuk–İzmir yolu üzerinde, şehir merkezinde yer alan Akıncılar Mescidi, moloz taş ve tuğla malzeme ile yapılmıştır. Kare planlı tek kubbeli olan mescidin sivri kemerli bir girişi bulunmaktadır. Tuğla ve taş malzemenin özellikli olan kısımlarda düzenli, diğer bölümlerde ise gelişigüzel kullanıldığını görmekteyiz. Kare planlı harim, yapı boyutuna göre fazla yüksek olmayan, uyumlu bir yüksekliğe sahip sekizgen bir kasnak üzerine oturan basık bir kubbe ile örtülmüştür.

Kubbenin yapı bünyesinde çok fazla dikkat çekmiyor oluşu, gözün farklı öğelere yoğunlaşabilmesinde etkili bir uygulama olarak görülmektedir. Yapı iki sıra kirpi saçakla çevrelenmişken sekizgen kubbe kasnağında ise kirpi saçak tek sıra halinde uygulanmıştır. Kubbe kasnağı yapı genelinden farklı olarak düzgün bir işçilik ile tuğla malzemeyle örülmüştür. İç mekân doğudan ve batıdan açılan birer pencere ile aydınlatılmıştır. Mihrap güney cepheden dışa taşıntı yapmaktadır.

Kuzeybatı köşesinde, kuzey cephesine bitiştirilerek yapılmış olan minare klasik özellikleri taşımaktadır. Bir sıra moloz taş ve iki sıra tuğla ile örülmüş olan silindirik bir paye üzerine sekizgen bir pabuç bölümünün oturtulması ve gövdeye geçişin de prizmatik üçgenlerle sağlanması söz konusudur. Geçişten sonra bir bilezik ile sağlamlaştırılan gövde, tuğla ve harçla oluşturulan “S” biçimli bir örgüyle hareket kazanmıştır. Günümüzde fazlasıyla tahrip olmuş şerefe mevcut olup, petek ve külah bölümü yoktur.

Yapı için önemli bir nokta olarak; daha önceki halinde son cemaat yerinin batıda olma ihtimalini güçlendiren izler mevcuttur. Yapının batı cephesinin kuzeybatı köşesinde ve güneybatı köşesinde izlenebilen duvar izleri ve üst yapıya gidişatı gösteren yapı izleri son cemaat yerinin olduğuna işaret etmektedir. Aynı zamanda batı cephede açılmış olan pencerenin sonradan yapılmış olduğu yapı duvarındaki izlerden anlaşılmaktadır. Burada muhtemel bir kapı açıklığının kapatılarak kuzey cepheden minare ile yapı birleşiminin hemen yanından açılan kapının günümüzdeki konumu bellidir. Akıncılar Mescidi’nde günümüze gelene kadar belirgin değişmeler olduğu söylenebilir.

 

Exit mobile version