Selçuk Haber

Selçuk Sokaklarını Kadın Sesleri İnletti

selcuk-8mart (4)

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Selçuk’ta kutlanmadı, anıldı. Eğitim-Sen Selçuk Temsilciliği tarafından Kültür Merkezi ve Cem Evinde düzenlenen program, katılımcılara duygulu anlar yaşattı. Slayt gösterisinin akabinde, günün anlamına değinen şiirler, salondaki misafirlerden büyük alkış topladı. Kültür Merkezinde gerçekleşen etkinlik sonrası İstasyon Meydanına gelen Eğitim- Sen Temsilciliğine, Cumhuriyet Halk Partisi, Vatan Partisi, Atatürkçü Düşünce Derneği, Alevi ve Kültür Derneği, SEGEM, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile birlikte birçok vatandaş eşlik etti. İstasyon Meydanında toplanan kalabalık, sloganlar eşliğinde Atatürk Anıtı’na yürüdü. Kadına şiddeti ele alan ve mevcut iktidarın yönetimini gözler önüne seren topluluk, seslerini duyurabilmek adına sloganlar atarak, ellerindeki pankartlarla yürüdüler. Çelenk töreninin ardından yapılan konuşmalar ise, “Kadın” kavramının zorluğunu bir kez daha gündeme getirdi.

Eğitim-Sen Selçuk Temsilciği bünyesinde bulunan kadın sekreter, yapmış olduğu açıklamalarda 8 Mart’ın resmi tatil yapılması gerektiğini ve bunun için meydanlarda mücadeleye devam edecekleri belirterek, ” Sevgili Dostlar, değerli mücadele arkadaşlarım. Biz kadınlar, yüzyıllardır kapitalizme ve kapitalizmin mümkün kıldığı erkek egemenliğe karşı mücadele ediyoruz. Mücadelemizin bugün geldiği yer, haklarımızı alana kadar alanlarda olma kararlılığımız, 158 yıl önce New Yorklu dokuma işçisi kadınların yaşamları pahasına başlattığı isyanın bir mirasıdır. Biz bu mirası evlerde, işyerlerimizde ve sokaklarda büyüterek sürdürüyoruz. 158 yılda pek çok şey değişti. Ama hala, neo-liberalizmin, ekonomik ve siyasi istikrarsızlıkların neden olduğu ne varsa en ağır biçimiyle biz kadınlar yaşıyoruz. Bir yanda güvencesizliğin, yoksulluğun ve işsizliğin, diğer yanda yok sayma, ırkçılık, savaşlar ve militarizmin meşru kıldığı şiddetin etkilerine doğrudan biz maruz kalıyoruz. Ama 8 Mart’larla bugüne taşınan ve geleceğe taşınacak mücadelemiz ve kararlılığımız tüm bunları alt edebilecek, bir alternatif yaratacak güçte olduğumuzu gösteriyor. Şimdiye kadar verdiğimiz mücadele, bugün meydanlara taşan isyanımız, şiddetin her türlü biçimini ortadan kaldırma, sosyal, siyasal ve ekonomik olarak bizi yok sayanlara karşı buradayız deme kararlılığımızın bir ifadesi. Bu irade biz kadınların hepimizin özgür olduğu bir yaşamı örmeye başladığımızı müjdeliyor. Bu irade sayesinde tüm renklerimizle bugün burada meydanlardayız. Eşitsizliğiniz fıtratınızdan diyenlere, Sokaklarda yürümemizi ve kahkaha atmamızı iffetsizlik addedenlere, Uğradığımız taciz ve tecavüzü etek boyumuzla meşru kılmak isteyenlere, en az üç çocuk doğurmamızı buyuranlara, cinsel yönelimlerimize ve kimliğimize göre bize ölümü reva görenlere, tecavüzde rıza arayanlara, her gün akıllara zarar açıklamalar yaparak kadın katliamlarının, nefret cinayetlerinin, tacizin, tecavüzün ve kadına yönelik her türlü şiddetin sürmesini sağlayanlara karşı her gün büyüyen isyanımızla buradayız ve haykırıyoruz; Yasta değil isyandayız. Kadına yönelik şiddet son bulana kadar 8Mart’ın resmi tatil ilan edilmesi için alalardayız. Yaşasın 8 Mart, Yaşasın Kadın Mücadelesi” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi, Kadın Kolları Başkanı Güllü Kartal, Kadın Hakları mücadelesinin aynı zamanda insan olabilme mücadelesi olduğunu savunarak,” 8 Mart 1957, ABD de kadın işçilerin polis tarafından katledilmesinin tarihidir. 27 Ağustos 1910 da Clara Zetkin’in önerisi ile Dünya Kadınlar Günü olarak anılmaya başlanmıştır. 1921 yılında Moskova’da yapılan kadın kongresinde adı “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak belirlendi. Türkiye’de yaşamaya çalışan kadınlar, Kurtuluş Savaşından sonraki en zor dönemlerini AKP iktidarı zamanında yaşıyorlar. Kadınlar sürekli horlanıp, eksik etek denerek, ikinci sınıf insan olarak niteleniyor. Konuşması, gülmesi, süslenmesi, hamileliği tartışılıyor. Cinsiyet ayrımcılığı alabildiğine tırmandırılıyor. İş hayatından ve sosyal hayattan çıkarılması için çok çocuk doğurması ve eve kapanması isteniyor. Sürekli taciz, dayak, tecavüz ve öldürülme korkusu ile yaşatılıyor. Sadece 2014 yılında 296 kadın öldürülmüş veya intihara zorlanmış, 585 kadın darp edilmiştir. Bunlar resmi kayıtlardır. Kadın hakları mücadelesi aynı zamanda insan olabilme mücadelesidir. Atatürk “Bir toplumun yarısı zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer yarısının yükselmesi mümkün müdür” demiş. Biz her erkekten Atatürk’ün kadınlara verdiği değeri göstermesini ve Atatürk kadar feminist olmasını istiyoruz. Erkek egemen toplumumuzda erkek dilinin değişmesini istiyoruz. Biz kadın ve erkeğin eşit olduğu bir toplumda yaşamak istiyoruz. Cinsiyetimizden dolayı geride bırakılmak, dövülmek öldürülmek istemiyoruz. Bunun için 8 Martlar kutlama günü değil anma, mücadele ve dayanışma günüdür. Bunun için, kadınız isyandayız” dedi.

Bir diğer açıklamada bulunan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ise, “Tüm kadınlar haklarını alıncaya dek mücadelesini sürdürecek” diyerek, yaşananların kader olmadığını vurguladı. “2015 Türkiye’sinde hâlâ her gün kadınlar bir cinayete kurban gidiyor. Birçok kadın şiddet görüyor. Kadınlar iş yaşamına ve toplumsal yaşama katılamıyor. Erkeklere eşit eğitim hakkından yararlanamıyor. Yerel ve merkezi yönetimlerde yeterince temsil edilme hakkı bulamıyor. Tüm kadınların var olan yasal haklarının bilincine kavuşması ve bu hakları kullanabilmesi için, gerçek bir eşitlik için neden gerekenler yapılmıyor? Tüm kız çocuklarına eğitimde neden erkek çocuklarla eşit fırsat sağlanmıyor? Kadınların cinsel, fiziksel şiddet görmemesi, töre ve namus cinayetlerine kurban gitmemesi, küçük yaşta evlendirilmemesi, kuma ve berdel edilmemesi için neden önlem alınmıyor? Kadınlar neden “ikinci sınıf insan” olarak yaşıyor, sadece cinsel obje olarak görülüyor, günah keçisi olarak örtülere sokulmaya çalışılıyor? Neden kadınlar hayatın her alanında tüm temsili görevlerde erkeklerle eşit oranda yer alamıyor? Kadınlar için Cumhuriyet’le başlayan değişim ve dönüşümün önüne çıkarılan engellerden kimler çıkar sağlıyor? Kadınları her gün biraz daha toplumsal yaşamın dışına itmeye çalışanlar kimler? Tüm kadınlarımız ülkemizin aydınlık geleceği için; laik, demokratik, sosyal, gerçek bir hukuk devleti için bu soruları her gün soruyor; yaşananların “kader” olmadığını anlatmak için var gücüyle çalışıyor; bütün hukuksuzluklara karşın, boyun eğmiyor. Tüm kadınlar haklarını alıncaya dek mücadelesini sürdürecek. Tüm kadınların “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” kutlu olsun.”

Uzun yıllardır süre gelen ve son günlerde oldukça artan kadın cinayetleri, 8 Mart’ta tekrar gündeme getirildi. Genç bedenlerin işkence çekip, vahşice öldürülmeleri, bugün kadın vatandaşların acısını tazeledi.

Haber: Seda KonukSelçuk Haber

HABERİN VİDEOSUNU AŞAĞIDAN İZLEYEBİLİRSİNİZ.

Exit mobile version