Selçuk Haber

Selçuk Köy Olmaktan Nasıl Kurtulur

selcuk-izmir (2)

Yıllardır söylenir gelir, dillere pelesenk olmuş bir söz var: Selçuk köy oldu. Neydi sebepleri? Herkes bir şeyler söyledi, eli kalem tutanlar yazdı, çizdi. Sorun neydi, sebebi ne olabilirdi diye? Yıllarca verdik veriştirdik dönemin yöneticilerine. Dünyanın en güzel coğrafyasında doğal ve tarihi güzellikleri barındıran Selçuk neden bu kadar sönük ve neden bu kadar geri kaldı diye. Bu güne kadar yaptığımız eleştirilerden bir sonuç alamadığımız ne yazık ki ortada. Şimdi ise yep yeni bir döneme başladık. Dileriz ki yaptığımız eleştiriler dikkate alınır Selçuk layık olduğu yerlere ulaşır. Bize de bu saatten sonra yeni yöneticilere destek olmak, doğru işleri onaylamak, yanlışları eleştirmek görevi düşer.

Baştan peşin konuşalım hiç kimse benim gibi düşünmek zorunda da değil, her fikre de saygım sonsuz. Okuduğunuz yazıyı da mekânım olan Cumhuriyet Meydanından yazıyorum. Bir diğer adı da istasyon meydanıdır buranın. İşçisi, emeklisi, memuru, çiftçisi, avcısı, balıkçısı herkes ama her kesimden insanlar akşama kadar bu meydanın müdavimidir. Çiftçi tüccarı, tarla sahibi işçisini burada bulur. İşçi işini, otelci müşterisini burada karşılar. Başınızı kaldırdığınızda su kemerlerinin üzerinde leylekleri görürsünüz. Sanırsınız ki leylekler misafirdir orada. Asıl misafirin bizler olduğunu bilmeden. Kemerlerin inşasından bu güne binlerce yıldır oradadır leylekler. Dişi leylekler kuluçkaya yatmış, anne olmanın sabırsızlığı ile yavrularının gelmesini beklediklerini görürsünüz.

Leylekler yaşama kavgasına devam ederken peki biz ne yapıyoruz. Öncelikle kendimize bir bakmamız lazım. Mesela…

Selçuk’un en güzel caddelerinin kesiştiği bu meydandan, her gün yüzlerce yerli yabancı turistin indiği tren istasyonuna,  Carpouza  Cafe’ye ulaşır, tavşan kanı demli bir çayın tadında binlerce yıllık bir tarihi ciğerlerinize çekersiniz.

Hemen polis karakolu vardır, Carpuza kahvenin yanı başında, asayiş yönünden 7/24 Polisimiz nöbet tutmaktadır orada.

Turistlerin yemek yediği salaş lokantalar vardır İstasyon meydanında. Kahvehaneler yerini almıştır meydandaki havuzun yanı başında. Sohbete dalmıştır masanın etrafındaki yaşlılar. Farkında olmadan rahatlatır burada oturanları, dans eden suyun sesi. Havuzun hemen yanı başında, çaylar kahveler yudumlanırken sohbete dâhil olur leylekler takırdayan sesleriyle.

Şimdi durun ve düşünün nerede yaşadığınızı. Yaşadığımız yer, Selçuk’tur. Ön Asya eyaletinin başkenti, Aydın oğlu İsa Bey’in anayurdu.

Selçuk’ta yaşayan bir dost, bir arkadaşın söylediği sözler duygulandırdı şimdi beni, bir sevdadır aslında Selçuk’ta yaşamak, evet yaşadığım yerin adıdır Selçuk.

Çok uğraştım senin adına, yıllarca emek verdim, ter döktüm, üzüldüm çoğu zaman. Yoruldum mu asla! “Bir amaç için yola çıkanlar asla yorulmazlar” demiş bir düşünür. Yola çıktık ya bir kere, durmak haram artık bize. Yüreğimizi Selçuk sevdasına adamışız. İsteriz ki gelip gezenler de yüreklerini burada bırakıp gitsinler.
                                                         
SELÇUK İÇİN YENİ BİR PROJE

Selçuk için ne yapabilirim diye düşündüklerim oldu sıradan bir vatandaş olarak. Hep demiyor muyuz? Selçuk köy olmaktan nasıl çıkar diye. Alın size bir öneri; İstasyon Meydanından Carpouza Cafe ile tren istasyonu arasında kalan cadde için bir sözüm ve de çözüm önerim var benim. Tarım Kredi Kooperatifine kadar giden yol yeşil alan olarak düzenlenmiş ya? Yapılacak yeni düzenlemeyle bu yol turist getiren tur otobüslerine tahsis edilebilinir.

Böylece… Otobüslerinin park etmesi sağlanabilir. Şehir içi trafiği de tek yön olarak yeniden düzenlenirse, Carpouza Cafe önünde otobüsten inen turistler avcılar ve atıcılar kahvesi önünden yayan yürüyerek posta hane önüne ulaşır. Oradan da bankaların bulunduğu yere vardıktan sonra, tur rehberlerinin nezaretinde ”Yabancılar leylek resmi çekebilmek için iki büklüm olmuyorlar mı” Kemerlerin üzerindeki leyleklerin de fotoğraflarını çekerek, eski tekel binası olan şimdiki kent belleğine yapacakları ziyaretleri de böylece sağlanmış olur. Dolaşmak istemeyenler isterse Carpouza  Cafe’de oturur. Veya meydanda ki kahvelerde halkla kültür sohbeti bile yapabilirler. İşimiz, gücümüz turiste hizmet değil mi? Dünyaca tanınan Şirince artık mahallemiz olmadı mı? Hatta birçoğumuzun bilemediği dünyanın yedi harikasında biri olan Artemis mabedi kapatılan eski askerlik şubesinin arkasında değil mi? Bence, her turist bir lira bıraksa, hem işletmeler zarar etmez, hem de çarşıya, pazara hareket gelir. Çay kaç para? Kısacası teklife sıcak bakmayan olabilir. Saygı duyarım ama bazı konuları tartışmak için vakit geldi sanırım.

DHA Mehmet Uyaroğlu

HABERİN VİDEOSUNU AŞAĞIDAN İZLEYEBİLİRSİNİZ…

 

Selçuk İzmir

Exit mobile version