O Ticaret Yaparken Değil Nöbet Tutarken Vuruldu

Balıkesir ziyaretinin ikinci gününde sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan konuşma yapmış. Bu konuşma esnasında Gazi olan bir vatandaş,
-“Bebek katiliyle masaya oturuyorsunuz. Bu ne demek oluyor” diyerek söze karışıyor. Başbakan kızmış ve sözlerine şöyle devam etmiş:
-“Bir arkadaş bebek katiliyle masaya oturmak diyorsunuz. Bu aynı kafadır. Dünyanın neresine giderseniz gidin istihbarat mensuplarıyla bu tür görüşmeler var. Bu işler olmazsa barış gelmez. Benim istihbarat görevlilerim gidecek, görüşecek tabii. Biz anaların gözyaşı dinecek diyoruz. Başka türlü bunu durduramazsın. ”
Erdoğan’ın sözleri üzerine salondan,
-“Ben gaziyim” sesi yükselir.
Erdoğan konuşmasına devam eder: “Bir defa şu hiç şık değil. Gazi olabilirsin eyvallah bu bir şereftir onunla övün ama gazi olmayı istismar etmeyelim. Ne istiyoruz? Bu toplumda şehitlerimiz, gazilerimiz mağdur olmasın.”
“Bunları görelim bunu istismar etmeyelim. Önüne gelen herkes gazi- şehit derneği kuruyor. Bu istismar edilirse saygı da kaybedilir.” diyerek tartışmaya son noktayı koymuş.
***
Bu nasıl bir iştir, bebek katili katilbaşıyla müzakere masasına oturmanızdan rahatsızlık duyan, bu vatan uğruna görevi esnasında bir uzvunu kaybeden eli öpülesi Gazimizle Başbakan Erdoğan’ın girdiği tartışmaya bakın. Çok daha uygun bir dille isyanınızı, siteminizi anlıyorum ama diye söze başlayacağı yerde o, “Gazi olmayı istismar etmeyelim” diye cevap vermiş.
Şu tablo bile göstermektedir ki bu iktidardan daha güzel çifte standart uygulayan kimse yok. Günlerdir bazı yerlerde -nasıl ikna edildilerse- bazı gaziler ve bazı şehit aileleri dernek başkanları İmralı süreci denen Türkiye’yi ayrıştırma operasyonuna destek veriyoruz diye, bu kanın durması lazım türünden açıklamalarda bulunmuşlardır. Bu beyanları kullananlar, halkımız, şehit ve gazi yakınları bile bizi destekliyorlar derken veya öyle bir hava yaratırken; “Ben gaziyim” diyene gaziliği istismar etme dedikten sonra, “Önüne gelen herkes gazi- şehit derneği kuruyor. Bu istismar edilirse saygı da kaybedilir” diyerek aynı konuda çok güzel bir çifte standart örneği göstermişlerdir.
***
Başbakan, ticaret yapmak için gemicik ardından gemi alarak değil, bu ülke için şehit düşen cankuşlarının yanında çarpışırken gazi olan bir vatandaşımızla konuşuyor. Bu ülke için her hangi bir uzvunu kaybeden bu gazimizin fikrini beyan etme, sitemde bulunma hakkı yok. Çünkü karşısında ferman sahibi Tayyip Erdoğan konuşuyor. Allahtan korumalar vatandaşımızı susturmaya kalkmamışlar.
Şehit kelle sayılırken, bebek katiline sayın diyenler, şimdi de askerlik yatma yeri değildir dediği ocakta, askerliğini yaparken bir uzvunu kaybeden gazimize sinirlenip, her önüne gelen gazi-şehit derneği kuruyor diyerek basıyor fırçayı, istismar etmeyin diyor. Övünün, gazisin övüne bilirsiniz.
Gaziye övün demek yeterli değil ki… Onun övünebilmesi için onları bu hale koyan ve binlerce kınalı kuzuyu şehit eden katil sürüsü çeteden hesap sorulup, o çete dağıtılmadıkça gazilerimiz nasıl övünsün? Bu insanları anlamayarak, onlarla empati kurmadan, BOP’un isteğidir diye, sözde Kürt meselesine çözümdür diye, olmayan bir devletle yapılan barıştır diye, vatan için bedeninin bir parçasını kaybetmiş bir insanın gönlünü kıracaksın, hiç yakışmadı sayın Erdoğan, hem de hiç mi hiç yakışmadı.
***
Evet, hangi oyun oynanırsa oynansın, hangi senaryo yazılırsa yazılsın bu milleti ne Türklüğünden ne de askerliğinden vazgeçiremeyeceksiniz. Kendini her Türk hisseden bu kutsal göreve giderken “ölürsem şehit, kalırsam gazi” düsturuyla gider.
Gazi vatandaşımız soruyor: “Bebek katiliyle masaya oturuyorsunuz. Bu ne demek oluyor?” evet ey AKP milletvekilleri, milliyetçi muhafazakar milletvekilleri diyelim ve onlara soralım -Ne demek oluyor?
AKP’ye oy vermiş olan değerli vatandaşlarım, bu yaşananlar gazimizin kanına dokunmuş, bütün bu olan biten ne demek oluyor? Biraz öz benlik, biraz onur…
Sağlıcakla kalın!
Fikri Atılbaz