Selçuk Haber

Kıyamet Değil Doğum Günü

Maya uygarlığının başlangıç tarihi M.Ö. 1500 yılları.
Maya Takvimi’nin ortaya çıkışı ise M.Ö. 3114.
M.S. 100 yıllarından itibaren Maya uygarlığı bilinmeye başlıyor.
Maya uygarlığı ilkelliklerle dolu bir tek tanrılı bir dini anlayışa dayanıyor.
Günümüzde özellikle Güney Amerika başta olmak üzere birçok ülkede bu uygarlığın yaşam anlayışını benimseyenler var ve bu insanlar Maya Takviminin doğruluğuna inanıyorlar.
Bizde de başta İstanbul’da olmak üzere küçükte olsa bir grup sözde aydın, entelektüel, sosyete çevrelerinden ve uç yaşam biçimini benimsemiş insan bu takvimi temel aldıklarını ve takvimin geçerliliğini savunuyor veya savunur gibi yapıyorlar.
Ama bunlar çakma Mayacı.
Çünkü aralarında kendini Müslüman, ateist veya farklı dinlere mensup olduklarını ifade edenler var.
Bunlar kendilerini “Mavi Enerji Grubu” veya “ Mavi Işıkçılar” olarak isimlendiriyorlar.
Ancak bu grup üyelerinin kimler olduğu veya nasıl örgütlendikleri şu ana kadar deşifre edilmemiş durumda.
Devlet bu arkadaşları şimdilik görmemezlikten geliyor.
Yani ülkemizde sıkça şahit olduğumuz operasyonlar bu vatandaşlar üzerine henüz uygulanmamış.
Özgürce örgütleniyor ve kendilerini rahatça ifade edebiliyorlar.
Bunların tabi ki uluslar arası ilişkileri de güçlü ve yaygın.
Bir çoğu da ünlü simalar.
İşte dünyada ve ülkemizde sayıları çok ta olmasa bu bir grup insan Maya Takvimine dayandırarak 21 Aralık 2012 günü dünyada kıyametin kopacağını ve bu ‘felaketten’ dünya üzerinde yalnızca iki küçük köyün zarar görmeyeceğini iddia ediyorlar.
Ama açıkça ortaya çıkmadan fısıltı halinde ve medya ilişkilerini kullanarak yapıyorlar bunu.
Ortada iddiaları savunan açık bir yapı yok.
Açıkça şu an bir deli kuyuya bir taş atıyor, kırk akıllı bu taşı çıkarmaya çalışıyor.
Peki bu işte Selçuk ilçesinin Şirince Köyü ismi niçin ortaya atıldı dersiniz?
Selçuk’ta yaşayan bir gazeteci olarak sizlere gözlemlerimi anlatmaya çalışayım.
İstanbul merkezli bir grup paralı insan 8-10 yıldır Tarihi ve kültürel zenginlikleriyle dünyaca tanınan Selçuk ilçesine ilgi göstermeye başladılar.
Bu insanlar ilçe merkezini ve özellikle ilçeye bağlı Şirince Köyünü mesken tutmaya başladılar.
1.      Derece kentsel sit kapsamında olan Şirince Köyünde yerli halk o sıralar evlerine bir çivi bile çıkamaz durumdayken, birçoğu da sit kararlarına muhalefet ettikleri iddiasıyla yargılanırken bu zengin vatandaşlar ucuz yolla ev ve arazi kapatmaya başladılar.

Rehberleri ve en büyük destekçileri de ünlü aydınımız Sevan Nişanyan’dı.
Çünkü o bu konuda çok deneyimliydi.
Yıllar önce İstanbul’dan Şirince’ye yerleşmiş, çok sayıda eski ev ve arazi almış ve bu eski evleri tüm imar mevzuatını çiğneyerek restore edip otel ve pansiyon olarak yıllardır işletmekteydi.
Bu yetmezmiş gibi bu arkadaş kendisine bir “Kaya Mezarı” ve ”Hodri Meydan Kulesi” devasa çakma anıtlar bile yaptırmıştı.
Hem de devlete ve devletin temsilcilerine meydan okuyan, hakaret eden söylemler eşliğinde yarattı bu sözde eserleri Bay Nişanyan.
Tabii çeşitli hapis cezaları da aldı ve almaya da devam ediyor.
Sonra peş peşe gelen ve mülk satın almaya başlayan bu insanların kendilerini “Mavi Enerji Grubu” veya “ Mavi Işıkçılar”, Mavi Yolcular” olarak isimlendirdikleri konuşulmaya başlandı halk arasında.
4-5 yıl öncede halk 21 Aralık felaket senaryosunu dillendirmeye başladı yavaş yavaş.
Tabii doğal olarak bizde bu söylentilere kulak kabarttığımızda altından işte bu grup üyeleri çıkıverdi.
Söylenti yaymakla da yetinmedi bu uyanık ekip.
İlişkide oldukları medya ve medya mensuplarını da harekete geçirmeye başladılar ve bu iddialarını yaymaya başladılar.
Nereden buldularsa Şirince Köyünün ismi yanına Fransa’nın küçük bir dağ köyü olan Bugarach’ı da ilave ettiler.
Oysa o ana kadar dünya medyası yalnızca Maya Takvimini konuşuyor, onu tartışıyorlardı.
21 Aralık tarihi yaklaştıkça özellikle son iki aydır birden bire bir salgın yaşanmaya başlandı ve Şirince adı her yanı kapladı.
Tabii önce Türk medyasında sonra da uluslararası medyada…
Şu sıralar Şirince Köyü başta bizim medyamız olmak üzere az da olsa dış medyanın da akınına uğruyor.
Halk da gelen medya mensupları da buna gülüp duruyor.
Ancak konuşmaya veya yazmaya devam ediliyor.
Müthiş bir iletişim furyası başladı.
Şu aralar ben ve Selçuk Belediyesi Basın Bürosunda çalışan arkadaşlarım telefon ve ziyaretlerden başlarımızı kaşıyamıyoruz.
Şu an için köye olağanın dışında bir yabancı turist akışı yok.
Otel ve pansiyonlara böyle bir ilgi ve talepte yok.
Sadece bolca yerli meraklı, sevgili ve kaçamak yapanların ilgisi var.
Selçuk’taki otellerin doluluk oranı yüzde otuzlarda.
Köy pansiyonların da ise o gün için hala boş yatak var.
Yani yazılan ve söylenenler şu an için abartıdan ibaret.
Anlayacağınız bu kıyamette, Şirince Köyündeki bu efsanelerde hepsi palavra.
Tek gerçek var ki 21 Aralık tarihi şu ünlü Sevan Nişanyan’ın doğum tarihi.
Zeki “hemşerimiz” 21 Aralık 1956 yılı doğumlu.
O “melun gün” de doğum gününü kutlayacak.
O nedenle köyde sahibi olduğu ve yargı kararlarıyla yıkılması gereken 16 adet lüks pansiyonunda konaklama, yeme-içme her şey o gün için ücretsiz.
Sabahlara kadar bedava şarap içebilirsiniz Nişanyan Evlerinde.
Korkmayın Şirince’ye gelemeyen sevdiklerinizde yaşam garantisi altında.
Çünkü bu kıyamet dedikodularına Bay Nişanyan’da inanmıyormuş.
Zaten inanmaması da gerekir.
Çünkü sık sık açıkladığına göre o bir ateist.
Bu felaket senaryolarını yazanlar 22 Aralık’tan sonra ne diyecekler bilemiyorum.
Ama köşeyi daha da dönecekleri çok açık…
Şirince’nin bu reklam patlaması kime yarayacak biliyor mu sunuz?
Yıllardır köylünün elinde ki arazileri ucuz yolla kapatanlara.
Yani Mavicilere, çakma Mayalara.
Mal varlıkları o günden sonra değer üzerine değer katacak.
İşlettikleri otel ve pansiyonlar, konaklama ve yeme içme mekanları para basacak.
Bu Mavi Enerji Grubu mensuplarının ülke düzeyinde piyasaya sürdükleri kitaplar, Mavi Işık Kartları, Işık Bilezikleri, Işık Kristalleri adını verdikleri ürünler kapışılacak.
Yüzde yüz organik olduklarını iddia ederek patentini aldıkları bitki çayları, kişisel saç, cilt ve bebek bakım ve kozmetik ürünleri satış patlaması yapacak.
İstanbul başta olmak üzere birçok ilde açtıkları ve açacakları yogo salonları dolup taşacak.
Denir ya “ paranın dini-imanı- ulusu olmaz“ diye.
İşte yaşananlar böyle bir şey.
21 Aralık’tan sonra bekleyin yeni kıyamet günü tarihleri ve yeni Mesihler ortaya çıkacak.
Pozitif bilimler daha fazla tecavüze uğrayacak.
Ancak şunu herkes bilmeli ki:
Pozitif bilimleri benimsemiş, her biri Atatürk’ün ışığıyla aydınlanmış beyin sahibi Selçuklular bu palavralara inanmıyorlar.
İlçe ve köylerinin isimlerinin böyle bir yalana alet edilmesine kızgınlar.
Bu senaryoda yer almak istemiyorlar.
“ Efes Antik Kenti, Meryem Ana Evi, St. Jean Kilisesi, Artemis Tapınağı, İsa Bey Camii, Ayasuluk Kalesi bizim sahip olduğumuz tarihi ve kültürel zenginliklerimiz. Bu mirasın bize getirdiği zenginlikler ve tanıtım olanakları bize yeter. Biz felaket turizmi istemiyoruz” diye isyan ediyor Selçuklular.
Ahmet ÇİPLİ

Exit mobile version