Selçuk Haber

Kime Oy Vermeyeceksiniz?

huseyin-tasyakanBaşlıkta bir hata yok, aynen okuduğunuz gibi ve alışık olduğunuzun aksine kime oy vermeyeceksiniz diye soruyorum.

Aslında böyle bir sual yoluyla, iradeniz üzerinde yönlendirici bir psikolojik baskı uygulamak amacında olmadığımı da en baştan bilmenizi isterim değerli okuyucular.

Bugün itibariyle tarafsız (!) Cumhurbaşkanı’ nın dahi, hayallerini gerçekleştirmeye yönelik bir çabayla kime oy vermeniz gerektiği üzerine telkinde bulunduğu bir ortamda, kime oy vermemeniz gerektiğini vurgulamayı ve buna bağlı olarak ülkenin selameti için en sağlıklı kararı almanız için katkı sağlamayı da sorumlu vatandaşlık gereği kendime görev sayıyorum.

Balık hafızalı olmayan herkes, AKP gürühunun basiretsizliği sayesinde bu ülkenin başına musallat olmuş her belayı hatırlayacaktır, bundan eminim. Yine de bir kaçtanesini burada hatırlatmamın hafızanızı tazelemek ve yukarıda bahsettiğim gibi, ülkemizin selameti açısından, kimlere payanda vazifesi görmemeniz gerektiğini bilmeniz konusunda faydalı olur inancındayım.

Mesela en başa dönersek, ‘’geldiğimizde milletvekilliği dokunulmazlığını mutlaka kaldıracağız’’ dedikten sonra; Kendilerine ve yandaşlarına dokundurmamak için, ahlak sınırlarını katmer katmer aşıp, tam bir hukuk ve adalet katliamı yaratanlara oy verilmemesi gereği aşikardır.

Geldikleri ilk günden bu yana, halkı her gün etnik, inanç ve mezhep ekseninde cepheleştirip; Tarihi boyunca asla olmadığı kadar, ülkeyi toplumsal bir çatışma ortamına sokanlara zinhar oy verilmemesi gerekir ki; Bu güne kadar yaşadığımız kin ve nefret kokulu ayrışmaların vebali, o güruha oy verenlerin omuzlarındadır.

Evlerindeki kasalarda, ayakkabı kutularında milyon dolarları sıfırladıktan sonra, yine kendilerine dokundurmamak ve hesap vermemek üzerine kurulu ahlak dışı atraksiyonlar marifetiyle aklanıp (!), hiç bir şey olmamışçasına en pişkin halleriyle aramızda dolaşanlara oy verilmemesi gereği muhakkaktır.

İçinde Allah korkusu taşıyanların da, vicdani bir çelişkiye düşmemek adına; İktidarları süresince, eş dost akraba ve yandaşlarını torpil ve kadrolaşma yoluyla koruyup kollamayı Kur-an ın ayetlerine, Cuma hut belerine bağlayacak kadar, arsız bir pişkinlikle din sömürüsü yapanlara oy vermemesi gerektiği inancındayım.

Sadece kendileri gibi düşünmediğinden ötürü, Sokaklarda en demokratik haklarını arayan herkesi terörist diye yaftaladıkları yetmez gibi; uyguladığı ölçüsüz şiddet ile bir çoğu çocuk ve genç yaştaki onlarca vatandaşımızın ölümüne yol açan polisler(!) için, destan yazdılar diyebilen faşist bir zihniyete oy verebilmeyi hangi vicdan kaldırabilir ? Bunu da sizin takdirinize bırakıyorum değerli okuyucular.

Ayrıca bu ülkenin, işçisi, emeklisi açlık sınırları altında sefalet çekerken, amiyane tabiriyle yiyecek ekmek içecek su bulamazken; bir milyarlık bardaklardan suyunu yudumlayıp saraylarda sefahat sürenlere oy verilmemesi gerektiğinin, yine vicdani bir vazife olduğu düşüncesindeyim.

Ve bu arada işçilerden de söz etmişken; Tedbirsizlik ve standart dışı uygulamalar nedeniyle yüzlerce ölümlerin yaşandığı ülkemizde, yandaş kişi ve kuruluşları koruyup kollamak adına tek bir adım atmayıp, bilakis ölümleri fakir fukaranın fitratına yakıştıranlara, bu yakıştırmayı yaparken de, yüzlerce koruma ordusu arasında sahte kabadayılık yapanlara oy verilmemesi gereğini de burada özellikle vurgulamak istiyorum sevgili okuyucular.

En nihayet sandığa gittiğiniz de;

Oslo’da PKK baronlarıyla, TC Devletini aynı masaya oturtanlara!

Habur’da PKK’ lı katilleri seyyar mahkeme kurdurup 4 dakikada beraat ettirenlere!

PKK’ nın siyasi kanadı HDP ile Başbakan Yardımcılarını Dolmabahçe Sarayında buluşturanlara!

Güneydoğu Bölgesinde, hâkimiyeti PKK’ ya bırakıp, Güneydoğuda paralel devlet inşa eden PKK’ya karşı askeri, kışlaya hapsedenlere!

TC’yi valiliklerden indirenlere!

F tipi örgüt ile bir olup TSK’ya kumpas kuranlara!

Zaman zaman bölgedeki islami terör gruplarıyla dirsek temasına girecek kadar, Türkiye’ nin dış politikasını siyasal İslam ideolojilerine endeksleyenlere oy verilmemesi gereğini bilmeniz bile, sandık başında en sağlıklı kararı vermeniz için çok büyük rol oynayacaktır.

Yukarıda hatırlatmak maksadıyla saydığım bir çok ayrıntının Yüce Divanlık suç olduğunu da biliyorsunuzdur sanırım. Yani kararı siz vereceksiniz değerli okuyucular.

Dolaylı yoldan da olsa, 13 yıldır işlenmiş ve imkan bulununca daha beteriyle işlenecek bu kadar suça göz yummakmıdır sorumlu vatandaşlığın gereği, yoksa suçluların hesap vermesi için gereğini yapmak mı?

Exit mobile version