Selçuk Haber

Kasap’tan Başkan Bakıcı’ya Açık Mektup

Selçuklu Elif Kasap Başkan Bakıcı’ya isyan etti. Kasap Sözünün eri olmayan, Verdiği sözleri tutmayan bir kişi tarafından Selçuk yönetiliyor diyerek Başkan Bakıcı ve yönetimini eleştirdi. Elif Kasap, Başkan Bakıcı’ya açık bir mektup gönderdi. Mektubunda Başkan Bakıcı’nın kardeşine söz verdiğini ve TSK da ki görevinden kardeşinin verilen söz üzerine istifa ettiğini ancak bir buçuk yıldır her günlerinin geçiştirme ile geçtiğini artık sabırlarının taştığını ve Başkan Bakıcı’nın kardeşinin geleceği ile oynadığını, bunun vebalinin Başkan Bakıcı’nın olduğunu, Allah yarına bırakır ama yanına bırakmaz. İnsanların hakkını almak kolay da ödemek zor diyerekten mektubunda serzenişte bulundu.

İşte çok konuşulacak o mektup…

Merhabalar

Ben Elif Kasap İbrahim Düdükçü’nün ablası Mehmet Emin Düdükçü’nün kızı Mustafa Kasap’ın eşi ve Nazım Kasap’ın gelini oluyorum. Bunu neden yapıyorum bilmiyorum ama yapmam gerektiğine inanıyorum bazı insanların gerçek yüzünün ortaya çıkması adına belki de ama zaten çoğunuz biliyorsunuzdur. Kardeş nedir, kardeş candır değil mi? O sevindiğinde onunla birlikte sevindiğin, o üzüldüğünde onun la birlikte üzüldüğün, gerektiğinde onun için kavga ettiğin, tüm pahasına onu savunduğun, bazen kıskandığın ama hiçbir zaman ona bir şey alındığında anne bana neden almadınız demediğindir. Benimde kardeşim en kıymetlimdir. Biz bir olay yaşadık ki ailecek bizleri yıpratan bir olay, üzen ve hala aklıma geldiğinde ne yapacağımı bilemediğim, benim kardeşimin çok güzel ve saygın bir işi vardı. Türk Silahlı Kuvvetlerinde Deniz Astsubaylığı ve sat komando birliğinde bordo bereli olarak görev yaptı.

Asker eşi ve yakını olanlar varsa bu görevin ne kadar zor, ne kadar kutsal, bir o kadar onurlu bir görev olduğunu bilirler, bazı nedenlerden dolayı benim kardeşim de görevinden ayrılmaya karar verdi. Çünkü Belediye de Zabıta amirliğinde göreve alınacaktı en emin ellerden sözler alınmıştı.

Sayın Zeynel Dahi Bakıcı, Sayın Sema Yeşilçimen, Sayın Abdullah Taşkınçay, Sayın Nazım Kasap… daha ismini sayamadığım değerli bir çok insan belediye de, kime sorarsanız İbrahim Belediye’ye girecekmiş diyorlar. Hikaye bu ya işte, neyse bu değerli insanlar söz verdiler veya sözler alındı. Herşey tamam diyoruz tabi bu arada benim içimde bir his var hani bir söz vardır ya, bu devirde babana dahi güvenmeyeceksin dedirten cinsten, çok söyledim kardeşime ama nafile koymuştu bir kere kafasına, neyse sözler verildi diye, en büyük kalemlerden, benim kardeşimde görevinden istifa ediyor. Aradan aylar geçmesine rağmen bir gelişme olmuyor. Verilen sözlerin hiçbiri yerine getirilmedi. Hep aynı sözler bu ay değil bir daha ki ay diye…

Yakınlarımız eş dost Sayın Bakıcının yanına çıkıyor, tamam o iş tamam alacağız diyor. Gel zaman git zaman aradan tam sekiz ay geçiyor kardeşim kendisinden görüşme talep ediyor ve Başkana çıkıyor. Kardeşim ilk etapta Sayın Başkan Bakıcı’nın konuşmalarının şaka olduğunu kendisini denediğini düşünüyor. Ne dese beğenirsiniz Sayın Bakıcı kendisinin böyle bir konuda söz vermediğini onu işe alamayacağını söylüyor. O an kendinizi kardeşimin yerine koymanızı rica ediyorum. Sizler ne yapardınız. Bu olay öğlenden sonra oluyor. O sabah Sayın Bakıcı kayın pederimi iş yerinin önünde görüyor ve kendisine ”Nazım Bey İbrahim’in işi olacak” diyor. Hem de sormadan, görüşmede ise kardeşimi rencide edici senin mal varlığın var. Nazım Kasap sana baksın gibi sözler ediyor. Olaylar böyle gelişiyor ve benim kardeşimin şuan bir işi yok. Benim aklımdan şunlar geçiyor. Onca emek, yaşanılan olumsuzluklar, bir askerin Kuzey Irak Savaşında iken yaşadıkları, gurbet bir hiç uğruna boşa çıkıyor.

Sevgili dostlarım benim kardeşim çiftçilik yapıyor. (Babadan kalma bahçeleri işliyor ve bir bakıma da işsiz sayılır) Geçindirmesi gereken bir ailesi iki tane mis kokulu oğlu var. Birisi 6 diğeri 4 yaşında. İşten ayrılıyorum diye birini kreşten almak zorunda kaldı. Önce önümüzü görelim işe girelim ondan sonra tekrar devam ederiz diyerek. Ben şimdi soruyorum Sayın Zeynel Dahi Bakıcı’ya bu iki meleğin vebalini alıyor mu? Benim kardeşimin, ailesinin ve iki meleğinin geleceği yaşam hakkı alındı, çalındı. Verilen sözler ve gerçekleştirilmeyen sözler yüzünden.

Birde şöyle söylentiler vardı. Kardeşimi zabıta amirliğine alacaktı. Yani yeri belli idi. Ama CV si incelendiğinde seni daha iyi bir yere alacağım dedi. Hepsi yalanmış yalan. Kardeşimin eşi bir etüt merkezinde üstelik Torbalı da 1000 TL’ye Fizik öğretmenliği yapıyor. Ne için çocukları için.

Ben neden olmadı diye kızmıyorum. Neden benim kardeşimin işsiz kalmasına vesile oldu diye kızıyorum. Madem almayacaktın. Neden söz verdin neden Sayın Zeynel Dahi Bakıcı… Her gece sizin için, aileniz için, çocuklarınız için ve doğacak torunlarınız için ve bu işe vesile olan herkes için dua ediyorum! Hani bir söz vardır “Kör Şeytanından Bulsunlar” diye ilk başlarda öyle idi. Ama şimdi Allah’ın dan bulsunlar diyorum. Çünkü yüce Allah’ım her kulunun ne yaptığını, ne yapacağını daha iyi bilir. Ahı yerde kalır mı tabi ki kalmaz. Şöyle de denildiği üzere; Allah yarına bırakır ama yanına bırakmaz. İnsanların hakkını almak kolay da ödemek zor.

Çok canımız yandı ve yanmaya da devam ediyor. Şunu bilmenizi istiyorum. Selçuk böyle bir Belediye Başkanı tarafından yönetiliyor. Sözünün eri olmayan, Verdiği sözleri tutmayan bir kişi tarafından.

Exit mobile version