site okul selçuk izmir

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir °C
site okul selçuk izmir

Irkçı Saldırılara “Hayır”

13.12.2020
A+
A-

Türk Dil Kurumu’na göre ”Bir kimse veya nesnenin bir başkasıyla karıştırılmamasını sağlayan ayrılık, benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, fark.” olarak bilinen ayrımın sizin hayatınızdaki yeri ne? Hadi gelin bu yazıda ayrımcılığı ele alalım.

Atatürk ve Halkçılık İlkesi
Atatürk’ün Halkçılık ilkesine göre,herkes kanun önünde eşittir.Hiç kimse bir başkasına dil, din, ırk, mezhep veya ekonomik açıdan üstünlük sağlayamaz. Kısacası insan, insandır. Aslına bakacak olursak gündemimizde olan ırkçılık ile ilgili haberler son zamanlarda insanlara Atatürk’ün:

“Bizim için insanlar yasa önünde tamamen eşit muamele görmek zorundadır. Sınıf, aile, fert arasında bir ayrım yapılamaz. Biz, Türkiye halkını çeşitli sınıflardan oluşan bir bütün olarak değil, sosyal yaşamın gereksinimlerine göre çeşitli mesleklere sahip olan bir toplum olarak görmekteyiz.”
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Sözünü bize hatırlatıyor. Çünkü insanlar artık ayrımcılığı sadece dil, din, ırk olarak yapmıyor. Aksine bir arkadaşını seçerken veya işini seçerken de yapıyor. Kendi hayatımıza ördüğümüz duvarlardır, önyargılarımız ve biz ne kadar çok tuğla eklersek o kadar alanımız kısıtlanır. Gerçeği görmemiz zorlaşır. Herkesin yaşadığı yere göre şekillendiğini varsayabiliriz. Bu varsayımdan yola çıkarak hepimizin ayrımcılık yaptığı zamanlar olduğunu düşünüyorum. Bunu pozitif ayrımcılık olarak da yapsak ayrım, ayrımdır.

Ayrımcılığı İlk Nerede Öğreniyoruz?
Bu ayrımı yapmaya ilk ailemizde başlıyoruz. Çocukken arkadaşlarımızı ”iyi, güzel, ahlaklı” gibi dar bir çerçeveden bakarak seçiyorlar. Sonra ilkokul, ortaokul derken zarar veren insanlardan uzak tutmaya çalışıyorlar ve devamında lise, üniversite… diye gidiyor. Ama bilmiyorlar ki birine iyi derken diğerinin kötü olması bir ayrımcılık. Ya da biri güzel ahlaklıyken diğerinin kötü ahlaklı olması ayrımcılık. Yani insanlar evlatlarını korumak amacıyla yaptığı çoğu eylem aslında ayrımcılıkla alakalıdır.

Dil-Din-Irk Ayrımcılığı Ne?
Sadece bunlar mı peki? Hayır, insanlar dil konusunda da ayrımcılık yapıyor. Mesela Almanya’da bir eyalet Türkleri kabul etmiyor, istemiyor. Ya da kendi ülkesinde farklı dili konuşuyor diye dışlanan insanlar var. Dil ayrımı yapmak, bireyin doğduğu yere olan aidiyet duygusuna da saygısızlık oluyor. Tabi ki resmi dil gibi bir kavram varken toplumda dikkat edilmesi gerektiğini unutmamak gerekiyor. Din ayrımlarında ise birinin ateist, deist veya müslüman, yahudi olması neden bu kadar önemli?

Neden Ayırıyoruz İnsanları?
İnsan olmak sadece dinle mi alakalı? Ateist birisi, çevreye zarar vermediği zaman diniyle mi iyi olduğu belirleniyor? Ya da Müslüman olmak sadece namaz kılmak, dua etmek mi? Sağ elin verdiğini sol elden saklayan birisi de Müslüman değil mi? Din olarak baktığımızda olaya sadece inandığımız şeylerden yola çıkıyoruz ve insanları ona göre şekillendiriyoruz. Ateisti böyle düşündüğü için kınıyoruz ama Müslüman kardeşimize el uzatıyoruz. Irk ayrımındaysa bir insanın her şeyine karışıyoruz.

Neden Irkçılık?
Irkçılık yani Rasism sadece deri rengine göre mi ayrımcılık? Hayır. Etnik kökene, uyruğuna, kültürüne, anadiline kadar geniş yelpazeye sahiptir. Peki neden sürekli deri rengine göre değerlendiriyoruz? Neden ırkçılık diğerlerine göre daha çoğunlukta? Çünkü insanlar yaşadığı yere göre bakış açısını geliştiriyor. Eğer bir siyahi iseniz Amerika’da yaşamak zor olabilir. Ya da başka bir ülkede. Bu durumda kimse empati kuramıyor. Kimse bu durum benim başıma gelse ne yaparım diye sormuyor. Ama bir siyahi ile arkadaş olmak, sevgili olmak çok absürt geliyor. Biri bunu yapınca da etiketlere maruz bırakıyoruz.

Biz Biriz, Birliğiz…
Oysa her insan, yaşama hakkına sahiptir ve özgürdür. Birini severken ya da birine dost derken onun deri rengine bakmazsınız. Ya da diline, dinine. Bunlar gerçek sevgi değildir. Zaten beraberinde saygıyı da alıp götürür. Aksine saygı ve sevgi çerçevesinde yaklaşmak gerekir. Neden bu zordur? İnsanlar birine saygı duymak için neden toplumsal statüsüne bakar? Ya da neden dil, din, ırk bu kadar önemli? Biz insanız, biz biriz. Biz birliğiz ve dünyada barış ancak birlikteyken güzel. Birlikteyken eğlenebiliriz, birlikteyken öğrenebiliriz.
Gönlümden gönlünüze çiçek çiçek sevgilerimle …
EDA ÇİVİCİ

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.