Polis şiddetiyle ya da ihmalle ya da nefretle kısaca haksız yere ölen vatandaşlarımızın kanı kurumadan devlet terörü bir yenisini ekliyor acılarımıza.
Biz ne zaman bu kadar gaddar, gencecik insanların ölümünü siyasetle açıklayabilecek bir millet haline geldik. “Yaradılanı Yaradandan ötürü seven” bizler, bizi bu kadar birbirimizden nefret eder hale getirenleri hala nasıl alkışlıyoruz.
21. yy “ileri” demokrasisinde bizim gibi düşünmeyenleri döverek, öldürerek susturma düsturuna ne zaman eriştik.
Ne acıdır ki bu ülkenin başbakanı yüzlerce ölümün ortasında vatandaşını yumrukluyor, vatandaşının yüzüne öfkesini kusuyor, danışmanı vatandaşı tekmeliyor, toplu katliam gibi bir maden faciasının ardından bu ülkenin başbakanı biz sandıkta hesabını verdik diyor. Bu ülkenin başbakanı “ben diktatör olsam sokakta dolaşamazsınız” diyor ve 1 saat sonra Cemevinde cenazeye giden bir vatandaş gerçek mermi ile vurularak hayatını kaybediyor.
Biz ölümün siyasi boyutunu ne zaman belirledik.
Yolsuzluklar, hukuksuzluklar, cinayetler, polis şiddeti, ihmaller, ölümler ülkenin her köşesini sarmışken AKP hükümeti meşruiyetini yitirmiştir.
Nefret tohumları ekerek bir ülke yönetilemez.
Bir ülkede hakimler savcılar talimatla iş yapıyorsa; avukatlar dövülüyorsa; valisi, kaymakamı, polisi öldürdükçe ödüllendiriliyorsa; yüzlerce insanın ihmalle ölümünün sorumlularını hükümet koruyorsa ve bunlar siyaset adı altında yapılıyorsa ne yazık ki bu ülkede vicdan kalmamıştır.
Hangi siyasi görüşe sahip olursa olsun insanlığımıza yakışanı yapmak için bu düzene karşı çıkmak, birbirimize tahammül etmek zorundayız.
22.05.2014 günü katıldığı cenazede polis şiddeti ile hayatını kaybeden Uğur KURT a Allah tan rahmet ailesine ve dayanma gücü kalmayan milletimize başsağlığı diliyoruz.
Yarın yeni cinayetlere uyanmamak umuduyla.
CHP SELÇUK İLÇE ÖRGÜTÜ