Fakat gerçek olan bir şey var ki, o da hepimizin hayattan bir şeyler beklediği gerçeğidir. Yapmak istediklerimiz, beklentilerimiz, çoğu kez hayallerimizi bile zorlar. Ve bu zorlu dürtü, hayatımıza yön verirken belki de kontrol altına almamız gereken en önemli detay oluverir bir anda. Bazı insanlar, hırsları ve yetenekleri sayesinde, odaklandıkları noktayı hemen ele geçirir, bazıları da bırakın o noktaya gelmeyi hırslarının kurbanı olup, ellerindekileri de kaybederler. Peki; aradaki bu uçurumsal farkın nedeni ne olabilir? Her insan, duyguları, hayalleri, fikirleri ve hırslarıyla var olur. Ve yaşadığı zaman sürecini ya bu özelliklerini törpüleyerek ya da geliştirerek pekiştirir. Peki; hırsın hayatımızdaki yeri tam olarak nedir? Hırs, kontrol altına alınarak, sahip olduğumuz yeteneklerimiz, fikirlerimiz, çalışmalarımız ve bilgimizle pekiştiğinde, bazen hayalini bile kurmaktan çekindiğimiz bir geleceğin kapısını açan altın bir anahtar gibidir. Belki de başarıya giden yolun ilk habercisi… Ya, kontrol altına alamadığımız durumlarda, hırs o zaman bize ne kazandırır? Ya da neler kaybederiz? Kontrol altına alınamayan, sınırları aşan her duygu, insanı içten içe yok eden veba gibidir. Sınırları kontrolden çıkmış hırsları olan bir insan, ilk önce kendi içinde mutsuz, huzursuz ve sağlıksız bir insandır. Her saniye biraz daha karışan ruh haliyle, kontrolden çıkan mekanizmasının ilk kurbanı elbette kendisi olacaktır. Bir insanın, kendi varlığını nasıl yok edebileceğini tahmin bile edemezsiniz. Hırsları yüzünden, günden güne kendinden uzaklaşmaya başlayan kişi, şimdi sıradaki kurbanlarını seçecektir. Çünkü hırsları onu engelleyecek her kişi ya da durumu onun gözünde aşılması zorunlu bir kale yapacak fakat kontrolsüz duyguları ve hırsları nedeniyle bir adım bile öne gidemeyecek işte bu nedenle bu sınırsız hırs, gitgide korkunç bir kıskançlığın temelini atacaktır. Kıskanç bir insan, iletişimi bozuk bir insandır. Çünkü sahip olduğu o güçlü egosu, onu herkesten üstün kılmak isteyecek ve günün birinde hem yapayalnız, hem de başarısız bir insan olup çıkacaktır. Ve belki de, hayatınızdaki en büyük yenilgiye kontrol altına almakta geç kaldığı hırsı imza atacaktır. Duygular; işlendiğinde sahip olduğumuz en değerli hazinelerimiz, yanlış kullanıldığında ise zehir saçan kaynaklar gibidir. Siz siz olun ölçüyü kaçırmayın. Çünkü denetimi olmayan yolların sonu, derin uçurumlardır.
Beyza YURTLAK ACAR