Yetkili makamlarda oturan bazı insanlar her şey yolundaymış gibi davranmaktan hoşlanırlar. Kötü bir durum diyemezler; çünkü durum kötü derlerse kendilerini kötülemiş olurlar. Bu yüzden hiçbir zaman yoğurdum ekşi demezler. Pembe tablolar çizerler. Yağmurlar, karlar, kara bulutlarla dolu hava bile pembe olur onların fırça darbeleriyle. Bir Pollyanna’lacılık oynarlar ki insanlar inanmak zorunda kalırlar.
Bu pembe tabloyu çizenlerden biri de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı. Katıldığı bir programda, asgari ücretle ilgili ilginç açıklamalarda bulunmuş. “Asgari ücretle geçinilmez diye bir şey yok. Geçinirsiniz.” “Ona mahkumsanız 800 TL de büyük bir paradır” demiş. Bırakın 800 TL’yi, parası olmayana 80TL bile çok büyük paradır sayın Bakan.
“Netice itibariyle peynirin kilosunun fiyatı bellidir, ekmeğin fiyatı bellidir. Bir geçimdir sürdürebilirsiniz. Bizim meselemiz bu değil. Bunu istismar etmemek lazım. Asgari ücret bir taban fiyattır. Biz diyoruz ki işverene bundan aşağı ücret talep edemezsin. Asgari ücret, sosyal devletin koruma aracıdır. Bunu kaldırırsanız 400 TL ücret teklif eden de olabilir.”
Böyle bir açıklamada bulunan biri ya pazara çıkmıyor, ya hiç mi hiç hesaptan anlamıyor demektir. Ya da akla getirmek istemiyorum ama Türk milletiyle dalga geçme söz konusu. Sonradan ağzından çıkanı duymuş olmalı ki “Asgari ücret, sosyal devletin koruma aracıdır. Bunu kaldırırsanız 400 TL ücret teklif eden de olabilir” diyerek konuyu başka yöne çevirmiş, içinde biraz da tehdit içeren bir üslup kullanmış. 400 TL ücret teklif eden olabilir, demiş.
***
Daha önce de belirtmiştik, anlaşılan Bakan bey kalem kalem açıklama bekliyor. En düşük seviyeden olmak üzere kabaca bir hesap yapalım;
Ev kirası 450 TL
Elektrik 100 TL
Telefon (sabit, cep 2) 75 TL
Gidiş geliş yol parası ( 1 kişi) 90 TL
Su 35 TL
Ekmek (günde 2 adet) 45 TL
Petnir (haftalık 1 kg) 40TL
Tüp (1 adet) 65 TL
Bu kalemlerin toplamı 900 TL yapıyor. Sağlık giderleri yok, okul giderleri, ufak çocuk gideri yok, giyim kuşam yok, özel hayat masrafı yok, temel gıda maddeleri yok. Olanlara bakıp olmayanları siz belirleyin. Ve bu rakamlar en alt düzeyden yazılmıştır. Şimdi bu hesaba göre 800 TL alan birinin ya da 800 TL’ye mahkum birinin geçimini bu mahkumiyete göre Bakan bey açıklasın. Tabi işin içinden çıkabilirse… Bir de o meşhur herkesin başına bele kredi kartını işin içine katmadık.
***
Bu içler acısı tablo karşısında bir de 400 TL ücret teklif edenler de olabilir diyor. O vakit bu ülke açlıktan ölenler mezarlığına dönüşür. Belki de istenen budur. Kandil’den gelecek sese kulak kesilenler, bebek katilinin dudaklarından çıkacak cümlelere kilitlenenler, Suriye’den gelen mültecilere milyarları harcayanlar, sözde Arap Baharına maddi manevi destek olanlar, 800 TL ile geçinilir diyor.
Hesap meydanda, açlık sınırından, yoksulluk sınırından bahsetmiyorum, sadece yaşamak için gerekli kalemleri yazdım. Vicdan sahipleri bir baksın ve karar versin ekmeğin fiyatı belli, peynirin fiyatı belli 800 TL ile geçinebilinir mi? Evet sayın Bakan her şeyin fiyatı belli; ancak sizin fiyatlardan haberiniz yok. Yoksa insanlar için hayati önem taşıyan bir konuda bu kadar rahat konuşamazdınız.
Denemesi bedava fazla değil 3 ay sadece 800 TL ile geçinmeye çalışın. O vakit hayatın ne kadar zor ve geçim sıkıntısının hangi boyutlarda olduğunu görürsünüz. Zaten hükümet olarak uyguladığınız bu politika sayesinde insanları sadaka ekonomisine mahkum ettiniz. 400 TL ücret teklif edenler de olabilirdi dediğiniz gibi, ekonomide insanlara ölümü gösterip sıtmaya razı ediyorsunuz.
Ha unutmadan söyleyeyim bu ülkede 400 TL ücretle çalışan çok insan var. Çevrenizde yaşayanlardan bunları bilmeniz, fark etmeniz kolay olmayabilir. Sırça köşklerinizden çıkarak gerçekten halkın arasına girin veya yetkililerinizi gezdirin. Bakın bakalım milletin hal-i pür melali nedir, nicedir?
Sağlıcakla kalın!
Fikri Atılbaz
