Herkese çözümün ne diye soran iktidar, Milliyetçi Hareket Partisini çözümün ne diyerek milletin önünde bunların çözümü yok konumuna düşürmek isterken, kendi düştükleri batağın farkında değiller. Ve inanın her hangi bir çözümleri yok. Yol haritası bebek katilinden, taktik Amerika’dan, çözüm BOP çerçevesinde. AKP’ye ait bir şey yok. Böyle olunca da bebek katili ön plana çıkmakta, işi yürüten, patronajı elinde tutan adam konuma giriyor.
***
Yeni Türkiye yaratmak için yeni rejim arayışında olan AKP ve PKK gayet uyumlu çalışmaktadır. Her ikisi de mağduru oynayıp, Türk milletinin onayını almaya çalışmaktadırlar. Ne yazık ki istedikleri olmayacak. Türk milleti bu gidişata dur diyecektir. Oynanan oyun artık tüm çıplaklığıyla gözler önündedir. Hükümetin onca güzel göstermesine, bakın ayrı devlet istemiyorlar demesine rağmen bölücüler bağımsız Kürdistan hayallerinden vazgeçmediler.
BDP eşbaşkanı Selahattin Demirtaş Uludere’nin birinci yıldönümü dolayısıyla yapılan anma gününde: “Bu tepenin arkası Kürdistan’dır. Bu tarafı Kürdistan’dır. Ölenler Kürt’tür. Savaş uçakları Türk savaş uçaklarıdır. Başbakan bunu, Bodrum ve Fethiye’de yapamazdı. Kürdistan yok diye mi bize bu zulüm yapılıyor? O zaman Kürt halkının yapması gereken bir şey var. Adı ister özerk, ister federasyon, ister bağımsızlık olsun, Kürt halkı bu eksikliği tamamlamalıdır. Aksi takdirde zulümler devam edecektir… Burada kaçakçılık yoktur. Kaçak olan tek şey vardır o da sınırlardır.” (29.12.2012, Hürriyet).
Bu sözler 5 yıl öncesine ait değil. Bu sözler 2 ay öncesine ait. İmralı sürecinin hemen öncesinde söylenmiş sözler. İnsanlar 2 ay zarfı içinde yakalamak için çarpıştıkları fikirlerden vazgeçebilirler mi? Siz de hak verirsiniz ki böyle bir şey mümkün değildir. O vakit yapılan resmen büyük bir aldatmacadır, kandırmacadır. Zaten yayınlanan İmalı Zabıtlarında ne diyordu bebek katili; Kürtler kendi kendini yönetecek. Bunu şimdi dayatırsak alerji yapar. Avrupa Birliği Yerel Yönetimleri güçlendirme maddesi uygulamaya konsun gerisi kolay.
***
Evet, işte gerçek düşünceleri bunlar. Ancak bu düşüncelerini gölgelemekte, maskelemektedirler. Maskeleme sayesinde AKP iktidarı, ortada belge niteliğinde metinler olsa da hem hükümet hem de bu sürecin destekçileri kim sızdırdı tartışması yaparak, başka konularda konuşarak dikkatleri başka mecralara çekmektedir. Bunu yapışındaki neden Türk milleti konunun özüyle ilgilenmeyip, bunların üzerlerine giydikleri elbiselere baksın diye 40 takla atmaktadırlar. 41’inci taklayı da atsalar bizden maşallah alamayacaklardır.
AKP, BDP Ve PKK’yla çıktığı bu yolda kendisine koşulsuz kredi veren Yeni CHP’yi de sürece dahil etmişlerdir. İşte bu Yeni CHP, karşısındakilerin planı neticesinde yelkenleri suya indirmiş, TUSKON denen kurumun misafiri olarak Amerika’ya 5 milletvekili göndermiştir. Bu ziyaret esnasında Fethullah Gülen’le görüşme de yer almaktadır. Anlaşılan Yeni CHP BOP sürecine çabuk adapte olmuşa benziyor.
Habere göre bu gezinin finansörlüğünü Ziraat Bankası ve Zaman gazetesi yapıyormuş… Bir devlet bankası nasıl böyle bir işe finansör olabilir diye kafa yorarken, adının başından T.C ibaresinin kaldıran bir banka gayet doğaldır ki böyle bir şey yapabilir.
Korkarım bu gidişle Nobel Barış Ödülünü Erdoğan’dan ziyade, bebek katili alacaktır. Yardımcı aktör kadrosu için diğerleri yarışabilir.
Sağlıcakla kalın!
Fikri Atılbaz