Selçuk Haber

Bu Bir İstifa Mektubudur

HUSEYİN-TASYAKAN

Bardak Taştı
Özellikle yakın çevrem çok iyi bilir ki; olağan üstü denilecek kadar sabırlıyımdır. Çevremdeki veya tanışık olduğum insanlar (özellikle dostluğum veya arkadaşlığım söz konusuysa eğer) üzülüp kırılmasın diye çok defa sineye çektiklerim olmuştur.

Tabi ki bu yazı benim kişilik analizim üzerine kaleme alınmış bir metin değildir. Başlıktan da anlaşıldığı üzere;

Muhatabı; çatısı altında bulunduğum CHP’nin Selçuk İlçe yönetimi ile beraber, Genel Başkanlık makamının da olduğu bir istifa mektubudur. İçeriğinde ise, sineye çektiklerimizle dolan bardağı taşıran son damlanın son damlanın açılımını bulacaksınız.

Öncelikle bu mektubun daha başında belirtmeliyim ki; şahsi düşünceme göre Selçuk CHP’nin, özellikle son ve bir önceki yönetimi (kayyumdan bahsetmiyorum) partiyi kendi vesayeti altına almak isteyen bir zihniyetin ürünü ve onun emir eri gibi davranan yönetimler olmuştur. Tezimin en büyük ispatı da, kongreler öncesi teşkilata tek başına hükmetmek isteyen zihniyetin ”Bu listeyi seçtirmeden çıkmayın karşıma” şeklindeki tehdit dolu söylemleridir. Öncekiler için bir iddiam olmayacak zira, parti üyesi değildim ve CHP ile, gönül bağının ötesinde bir bağım yoktu. Ancak o dönemler için de yine aynı vesayetçi zihniyetin parti teşkilatı üzerinde nasıl bir tehdit ve ”benim istediğim olacak megalomanlığıyla” baskı kurduğu her sokak başında konuşulan bir mevzudur.

Bardağı dolduran sebepleri kısadan geçerek son damlayla taşan sabrıma geleceğim. Daha 2009 yerel seçimlerinde 3. defa aday gösterilen kişi için, tasvip etmediğimi o günlerdeki bir köşe yazımda belirtmiştim. Bu benim şahsi değil Selçuk’ ta yaşayanların çoğunlukta birleştiği bir düşünceydi. O zamanki yönetimin tavrı ile aday olan kişi, Selçuk gibi bir yerde ancak, dört beş yüz oyla seçim kazandı. Seçimden sonra yine Selçuk halkının alışık olduğu üzere bu kişinin yüzünü gören cenneti de görmüştür diye düşünüyorum. Her zaman ki gibi halktan kopukluk, kendini dev aynasında görmeler ve her platformda her dediğini emir telaki eden acziyet içindeki yönetimlerle zaman su gibi akıp geçti ve 2012 Nisanında ki kongreye geldiğimizde ise (benim üyeliğimin ardından, şu anda da devam eden ilçe delegesi olduğum dönemdir); Bir belediye Başkanı’ nın mensubu olduğu partiye ve delegelerin oylarına nasıl ipotek koymaya çalıştığını, kendi istediği yönetimi oluşturmak adına hangi kirli pazarlıklara girdiğini ve uzlaşma sağlanamamasının ardından, pazarlık yapanların kongre salonunda bizlerin önünde, birbirlerini şerefsizlikle suçladığına şahit oldum ve mensubu olduğum parti adına utanç duyduğum andır. Bağırtılar, hakaret ve kavga gürültüyle biten bir kongredir ki; sonrasında kaleme aldığım ”Selçuk’taki Recep Tayyip” başlıklı yazımın 2 günlük yayınının ardından, üzerime kıramayacağım, üzülmesinden hicap duyduğum insanların yazıyı yayından kaldırtmam için ricaya gelmesi bile, parti yönetimi üzerindeki baskının açık göstergesi olmuştur.

Bu arada hakikati yazıp kamuoyu ile paylaşmamdan ötürü beni veya çevremdeki insanları ötekiler diye tabir ederek, adeta düşman gibi gören bakışlara maruz kalsam da umursamayıp; doğru bildiğim yolda yürümeye devam ettim. Bu yüzdendir ki; Son yerel seçimlere yaklaşırken, Selçuk’ ta 2 günlük yayınıyla bile oldukça gündem yaratan yazımı hatırlatma baabında tekrar gazeteci dostlarıma yayınlatmış ve Parti teşkilatının bir daha aynı hataya düşmemesi için ciddi uyarılarda bulunmuştum. Ancak biz eleştiri yapanları, sürekli parti düşmanlığıyla itham eden aklı evveller uyarılarımızı kale almadıkları gibi, seçim sathı mailinde bizlerle barışık durmayı bile kendilerine zul saymışlardır. Aklıma gelenlerin başlarına gelmesinden sonra ise en çok şaşırdığım, bizi ihanetle ve 25 yıllık iktidarı kaybetmelerinin baş müsebbibi olarak suçlamaları olmuştur ki; bu kadar vicdandan yoksunluk ve bu kadar kin duyulan bir muhalif duruş ancak Recep Tayyip Erdoğan’ ın duruşudur ve partim adına ikinci defa utanç duyduğum andır. Oysa bize bu vicdan yoksunu suçlamayı reva görenler, İzmir Büyük Şehir Başkanlığına kıyasla, Selçuk’ ta kaybettikleri yaklaşık altı bin oyun hesabını halen vermemekte ve vermeye de niyetli görünmemektedirler. Ancak bundan kaçışınız yok, Bu seçimlerde insiyatifi üzerine almak zorunda bıraktığınız genel Başkanı yanıltıp kaybettiğiniz seçimlerin hesabı İl Başkanı ve şürekâsı ile beraber tüm suç ortaklarınızdan ve sizden sorulacaktır.

Ancak olanların üçte birine tekamül eden yukarıdaki sineye çektiklerim sadece bardağı dolduran sebeplerdir.
Daha bir kaç gün öncesinde sosyal medyayı takip eden her Selçuk’lunun şahit olduğu ve sonrası olanlar ile de bilinen ancak her nedense; Üfürükten teyyare ne kadar oluşum varsa sosyal medyayı ayağa kaldırabilen (günlerdir ilgisini gösterip destek çıkan dostlarımızı tenzih ediyorum) CHP li arkadaşlarımızın hiç ölçüsünde ilgilerini çekmemiş olan bir durum ise bardağı taşırmıştır.

Kendilerini tanıdığımdan bu yana, dün ve bugün CHP teşkilatında görev almış bir çok kişiden çok daha fazla bugünkü yobaz zihniyete karşı mücadele verdiğine şahit olduğum bir arkadaşımın çakallar sürüsünün ortasında, sahipsiz korunmasız ve tek bir satır kınama metni yazma zahmetinin bile gösterilmediği kadar kimsesiz bırakılmıştır.

Bu gün bu ülkenin Başbakanlık koltuğunda oturan şahsın kin ve nefret dolu söylemlerinden cesaret aldığına emin olduğum, bir RTE yalakası sosyal medya üzerinden, CHP ile gönül bağı olduğunu bildiği bir insanın ismini ve işyerinin adını kullanarak ahlaksızca hakaret ve iftira dolu söylemler kullanarak hem onuru ile hem de ticari itibarı ile oynamıştır. Ardından ise sanal ortamdan reel duruma yansıyan gerginlikte ise bu arkadaşımın yanın da eşi de bulunduğu halde hastaneye gitmeleriyle beraber etraflarını tehditkar ve nefret dolu bakışlarıyla bazı AKP yandaşlarının sardığı sırada, en azından manen destek vermek adına bile CHP saflarından hiç kimsenin bulunmaması, ancak ”satılmak” ifadesiyle anlatılabilinir. Benim yaklaşık 600 Km mesafeden daha ilk dakikalarda (Gösterdiği ilgiye buradan bir kez daha teşekkür ediyorum) gerginliğin önlenmesi için Selçuk Belediye Başkanı’ na kadar ulaşmam neticesinde, kendisinin hastaneye kadar giderek orada bulunması muhtemel bir arbedeye engel olmasına rağmen, Selçuk CHP teşkilatından hiç kimsenin olmamasını hiç bir bahane masum gösteremez.

Seçim arefesinde seçim bürolarınıza kadar götürüp, rozet takma törenleriyle mikrofonlardan isimlerini anons geçtiğiniz insanların, siyaseten çıkmış bir gerginlik esnasında saçlarının teline dahi gelecek halel sizin sorumluluğunuzdadır ve hiç kimsenin özel ya da kişisel nedenlerle bu sorumluluktan kaçma lüksü de yoktur. Bu gün itibariyle bu hakaret dolu saldırıya uğrayan arkadaşımın sosyal paylaşım ağındaki sayfasında paylaştığı, duyuruda, ”Sahipsiz bırakılmış olmamdan ötürü, CHP ile gönül bağımdan istifa ederek, her zaman olduğu gibi mücadeleme yalnız devam edeceğim” cümlesinden ötürü utanmayan ise bizden değildir.

Bu arada çıkan gerginliğin ardından kendi sayfamda paylaştığım ”Neredesiniz CHP li arkadaşlar” söylemiyle sitem ettiğim yazı için aynı günü gecesi telefonla bana dönerek sitemlerini ve incilmiş olduğunu ileten sevgili arkadaşım, değerli kardeşim ve yönetimdeki tüm arkadaşların olduğu gibi, kişiliğinden ve iyi karakterinden zerre kadar şüphe duymadığım sevgili İlçe Başkanım, sanırım yazımdaki ifadelere alınganlığın verdiği bir temaşayla bana o gece 3 defa dava açılması ile ilgili beyanda bulundunuz. Eğer, sosyal medyayı kullanan teşkilattaki her bireyle beraber, ilçe yönetimine hitaben kaleme aldığım yazıyı daha dikkatle okursanız ben sizin hukukçu kimliğinizle değil, siyasi kimliğinizle ”en azından yapılan ahlaksızlığı kınamak gibi” bir adım atmayışınızı irdeledim. Daha da kaç gün geçmesine rağmen, her nedense birçok paylaşımlarınızı görmeme, okumama rağmen; Henüz tarafınızdan tek bir kınama cümlesi dahi görmedim.

Baştan itibaren saydığım tüm bu nedenlerden ötürü, Selçuk Cumhuriyet Halk Partisi İlçe örgütünün, Recep Tayyip Erdoğan benzeri despotların vesayetinden kurtulacağı güne kadar dönmemek üzere;

CHP İlçe delegeliği görevimden ve parti üyeliğinden istifa ediyorum…
Hüseyin TAŞYAKAN

Exit mobile version