Bana Eski Günler Lazım Birde Şimdiki Aklım

Kolay değil, yaşananları bir dakikada silip atmak. “Bal tutan parmağını yalar”, ”benim vatandaşım, memurum işini bilir”, dünyanın hangi ülkesinde böyle bir sözü kim kime karşı kullanır ki?

Vatandaş alıştırılmış bir kere,” üreten değil de tüketen ol” demişler bir kere, “çalışma, biz senin yerine çalışırız” diyenlerle dolmuş ortalık. Eh böyle olunca da, kolay mı alışkanlıkları terk etmek. Dediklerine bakılırsa doğru adama da yer yokmuş bu dünyada. Geçmişten kalan bir dizeyi hatırladığım kadarıyla kelimelere dökmeye çalışayım. “Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar, önce haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonrada istiklal ve istikballerini kaybederler”. diye yazıyordu yazıda.

Tıp adamları, “çağın hastalığı stres ve hareketsizlikmiş” diyor. Birde buna kanser ve de kalp krizini eklersek yaşamak için bahane kalmıyor zaten? Siyasetin hızlandığı şu günlerde ortalık gayet sakin. Fakat herkes bir şeylerin peşinden koşuyormuş da, yağmur yağmıyormuş, küresel ısınma ortalığı kasıp kavuracakmış, Menderes’in suyu altı yedi sene daha kirli akacakmış kimin umurunda. Bunları anlamak için bize okuyan toplum gerek. Yalnızca; biz okuyoruz ya, biz bize yeteriz.

Siyasetin meydanlarında konuşanlar konuşulacak zaten.

Farklı etnik kökenlerden insanlar yıllardır bu ülkede yaşamıyor muydu? Biz Hiç mi kız alıp vermedik birbirimizden? Çanakkale de neden bunca şehit verildi? Eskiden Evinde iki inek besleyen evini geçindirirdi. Ne oldu da kendimize yetemez olduk?

Bana gerçekten eski günler lazım. Bir de şimdiki aklım. Memleketin işsizi, delisi günden güne çoğalmaya başladı. Global dünyanın sözcüleri bizim adımıza vermişler kararlarını. Biz bu gün soluk alıp verebiliyorsak, bizden önceki nesillerin bize bıraktığı cennet ülkemizin kıymetini ne kadar anlayabildik?

Bizden sonraki nesillerin de bizim hakkımızda, elbette bir takım söylevleri olacak. İnsanların farklı dünya görüşleri elbette olsun. Ama tarihin, doğanın, havanın ve suyun olduğu ülkemizde bizim çocuklarımız, bizim torunlarımız da bizim kadar yaşasın. Rahmetli Sakıp Sabancı şu sözleri niye söyledi dersiniz. “Çalışmak benim en öncelikli görevim” diyor Sabancı. Demek ki çalışmak bize sağlığımızı kazandırıyor. Çalışmak, çoluk çocuk herkese huzur getiriyor. O halde bu yerel seçimlerde insanların dediklerine kulak verin. İnsanlar asil sizse vekilsiniz. Bir beş yıl daha boşa gitmesin. İnsanlar iş istiyor. İnsanlar aş istiyor. İnsanlar artık kavga istemiyor. Gençlerin önünü açın.  Doğru siyaset hepimizin arzusu ve özlemidir.