site okul selçuk izmir

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir °C
site okul selçuk izmir

Yüzün Kızarmıyorsa Nöbet Tutmak Neyine?

27.07.2016
A+
A-

huseyintasyakan8Yazının en başında iki hususu özellikle vurgulamayı görev sayıyorum değerli okuyucular.

Birincisi, bu ülkenin ekmeğini yiyip suyunu içen herkes için geçerli olduğu üzere; darbeler ve darbeye teşebbüs edip halkın iradesi dışında, demokrasiyi askıya almaya çalışma eyleminin bir ihanet girişimi olduğu muhakkaktır.

Heleki Fethullahçı örgütün (bu ifadeyi biz daha AKP iktidarı öncesinde bile kullanıyorduk) iradesi altındaki bir askeri rejim, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ nin bir daha iflah olmaz derecede sonunun geldiği anlamı nı taşır ki; öyle bir rejime tanık olmaktansa, üzerine yemin ettikleri Anayasaya saygı duymayan, tanımayan bir iradeyle her gün kavga etmemiz pahasına da olsa, parlementer sistemin ayakta kalması her zaman ve daha evladır.

Vurgulamak istediğim ikinci konu ise şudur ki; Bu gün ordu içerisindeki Fethullahçı kanadın darbe girişimini kınıyorken; söylemlerinde, köşe bucak gazete ve ekranlardaki yazı ve beyanlarında ülkenin bugünlere sürüklenmesinin en büyük mimarı AKP güruhu ile idarecilerinden bahsetmeyen kim varsa, çok açık ifade ediyorum ki; samimi değildir, takiyecidir ve hatta yalancının, riyakarın önde gidenidir.

Yaklaşık on gündür, (samimiyetle o meydanlarda bekleyen tüm vatandaşlarımızı tenzih ediyorum) demokrasi nöbetlerinde özellikle AKP teşkilatları önünde bekleyen zevatın bundan 4 yıl öncesine kadar sergiledikleri tavır ve davranışları gereği bizim burada kendilerine birkaç kelam etme ihtıyacı doğmuştur değerli okuyucular.

Biz senelerden beri yazıp söylediklerimizde ‘’Pansilvanya’ daki din bezirganı, şarlatan, CIA ajanı vs’’. ifadelerini kullanırken hiç unutmuyorum da, bugün demokrasi nöbetlerinde boy gösteren bir çok kişi bize hakaretamis ifadelerle, salyalar dökerek saldırıyorlardı.

Biz Fethullah denilen ceberrut için ‘’Devletin kurumlarına sızıp tekmil ülke iradesini ele geçirmek istiyor, rejimin güvencesi için ülkenin en güvenli kurumu TSK yı ele geçirecek’’ dedikçe; bu hususlarda Cemaate en büyük destek ve yardımı sağlayan AKP cenahının destekçileri tarafından yapılan eleştirilerde bizim ne dinsizliğimiz kalıyordu, ne gavurluğumuz, ne Vandallığımız, ne çapulculuğumuz ve en nihayet ne de teröristliğimiz.

Sokak ve caddelerde dolaşırken özellikle AKP’ nin il veya ilçe teşkilatları önünde bekleyen bu demokrasi nöbetlerinde her kes mutlaka tanıdığı simalara rastlıyordur.

Mesela; Fethullahçı örgüt marifeti ve AKP iktidarının muhteşem yardım ve yataklığında, yalan ve iftira yoluyla Arınç’ a sukast senaryosu yazılıp, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin en mahrem yeri Kozmik Odaya kadar CIA ajanları sokulurken; bu demokrasi nöbetlerinde dikilen zevatın büyük bir kısmı, icraatlerinden ötürü dönemin Başbakan’ ı ile hükümetine şuursuzca alkış tutup destek veren zevat değilmiydi sevgili okuyucular?

Yine aynı zevat; AKP iktidarının büyük katkısıyla Pansilvanya’ daki şarlatanın büyük ölçüde iradesine sunulmuş yargı yoluyla, TSK ya kurduğu Ergenekon ve Balyoz kumpasları ile şerefli Türk Ordusu itibarsızlaştırılıp, namuslu vatanperver komutanları zindanlara kapatılıyorken; aynı şekilde gaflet ve delalet içerisinde üstelik akıl almaz bir utanmazlıkla halen TSK ya saldırıyor, iktidarın aldığı her kararı şartsız, koşulsuz ve sorgusuz kabul ediyordu.

Biz daha 2010 referandumu öncesinde dahi, Cemaatin Türkiye üzerindeki plan kurucuları AKP ile beraber büyük bir kalkışma içerisinde olduğunu haykırıyorken;

biad kültürüyle esir alınmış aynı zevat ‘’yetmez ama evet’’ nidaları eşliğinde bizi darbe anayasasından yana olmakla suçluyorken, Pansilvanya’ dan ‘’ Bu referandumda ölüler bile mezarından kalkıp evet demeli’’ diyen o şarlatanı Türkiye aşığı, mevcut iktidarı ise ileri demokrasinin öncüsü olarak ilan ediyordu.

Bu arada her ne hikmetse, referandum sonrası 3-5 yıl öncesi vefat etmiş olanların da oy kullandığı ortaya çıkmıştır ki, bugünkü demokrasi nöbeti kapsamında iktidar partisi il ve ilçe binaları önünde bekleyenlerin önemli bir kısmı bunda hiç bir tuhaflık olduğunu düşünmemiştir.

Özetlersek değerli okuyucular, başta da ifade ettiğim gibi bu gün bir darbe kalkışmasına cesaret edecek kadar (kaldı ki ben hala, düşünülen tasviye sürecinin hızlandırılması adına, bu cesareti kendilerinde görebilmeleri için örgüte bilinçli şekilde zemin sağlanarak suçüstü yapma projesi oldu ğunu düşünüyorum)

Ve o kalkışma içerisinde sivil vatandaşın üzerine tank sürüp kurşun yağdıracak kadar canavarlaşabilen bu örgüt gökten zembille inmedi. Bilakis AKP iktidarının yardım ve yataklığıyla devletin kılcal damarlarına kadar sızıp güç kazandı.

Burada okuduğunuz eylemlerin yanı sıra, Çözüm Süreci adı altında PKK terör örgütüyle masaya oturulup pazarlıklar yapılıyorken, Devlet kurumlarından TC ifadeleri, okullarımızdan andımızın okunması kaldırılıp, bayrak mitinglerindeki herkes yandaş medyada terörist ilan ediliyorken ve en nihayet iktidar olduklarından hemen sonra Pansilvanya’ daki şarlatanın ne kadar müridi varsa Vali, Kaymakam, General, Genel Müdür ve Müsteşar vs yapılıyorken cemaat ile AKP cenahı hep bilikteydiler. Üstelik ‘’Ne istedilerse verilecek’’ kadar da kardeştiler. Demokrasi nöbetinde duran AKP yandaşı zevatsa her zamanki gibi üç maymunu oynamaktaydı ki;

O günlerde kalema aldığım ‘’Yetmez ama evet; Fethullah Şeyhül-islam Apo Bostancıbaşı olmalı’’ başlıklı yazımın internet ortamında yayınlandığı sayfaya girip isimsiz veya takma isimlerle aynı zevattan bazı şahıslar, Fethullah için kullandığım ifadeler ve iktidara yaptığım eleştirilerden ötürü orada da salyalar dökerek şahsıma hakaretler yağdırıyorlardı.

Sonuç itibariyle, AKP cenahı içerisindeki insanların bizim yıllar öncesinden uyarıp, tenkit ettiğimiz noktaya gelmiş olmaları da sevindiricidir. Dün bizim ‘’Pansilvanya’ daki şarlatan’’ dediğimize

Bugün onlar ‘’Pansilvanya’ daki terörist’’ deme noktasına geldiğine göre bu bizim yıllar öncesinden beri doğru yerde durduğumuzun tescilidir. Demokrasi nöbetlerine gelirsek eğer; hangi siyasi görüş, hangi dil, din veya coğrafyadan olursa olsun, sonuna kadar ve tüm kalbimizle nöbette duran herkesin yanındayız.

Ancak AKP cenahında nöbet tutanların büyük bir kesimi itibariyle ödemesi gereken bir borcu olduğunu düşünüyorum.

Kısacası, biz Fethullah ile ilgili olarak konuşup iktidarınızı uyarıyorken, sorgusuz, şartsız , koşulsuz arkasında durduğunuz AKP hükümetleri cemaat ne isterse verdiği sıra, yine biz karşı durup mücadele ediyorken, bize ve özellikle Cemaat ile AKP Hükümetlerinin birlikteliğinden madur olmuş ve hatta hayatını kaybetmiş olanların maneviyatına karşı takındığınız tavır itibariyle bir özür borcunuz var.

Yani demokrasi nöbetlerinde samimi olup olmadığınız; bugün yüzünüzün kızarıp kızarmadığı ve bu millete bir özür borçlu olup olmadığınıza dair ne düşündüğünüzde saklıdır.

Yazı bitti değerli okuyucular, ancak aşağıda iki adet video linki varki; özellikle yıllarca üç maymunu oynayarak AKP hükümetlerine destek veren herkese bunları izletmeye çalışın. Olaki bizim söylediklerimizden ikna olmayanlar varsa, geçmişte kim ne demiş ne söylemiş hepsi orada mevcut…

https://www.facebook.com/odatv/videos/10154390601116967/?pnref=story

http://sesligazeteniz.com/akp-liler-sakin-ha-sakin-izlemesin-1

Not; Bu yazıyı kaleme aldığım sıra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ ın kendi davetiyle Muhalefet liderleri Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ile yaptığı görüşme devam ediyordu ve bu sırada sosyal medyada ; Kılıçdaroğlu’ nun Beştepe’ ye gitmesinin eleştirilmesini haksız ve hatta insafsızca bulduğumun altını çizmek istiyorum. Zira içinde bulunduğumuz dönem itibariyle, kavga edip restleşecek lüksümüz olmadığı muhakkaktır.

Ayrıca davetin yapıldığı gün ile görüşmenin gerçekleştiği sıraya kadarki süreçte, farklı siyasi görüşteki insanların gerilimden uzak bir tavır psikolojisinde olması bile, ülkemizin birirlik beraberliği adına atılan bu adımın ne kadar yerinde olduğunun ispatıdır diye düşünüyorum.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.