Türk Evladına Umutsuzluk, Yılgınlık Haramdır

AKP iktidarı bu gün tam bir açmazın ortasına oturmuş bulunmaktadır. Film kopmuştur. Koptuğu her yeri bantlayan makiniste dönmüştür AKP iktidarı. Ancak film, kopma noktalarında geldiğinde devamlı bir atlama yaşanmaktadır.

AKP’nin ne yönetmenliği, ne senaristliği, ne de oyunculuğu para etmemekte, makinistliği bile işe yaramamaktadır.

Yaptıkları PKK hizmetlerini, onların isteklerini gerçekleştirmesini saklamak, örtmek için her zaman ki silahı türbanı kullanmaktan geri kalmıyor. Yalnız bu sefer farklı, bu sefer can simidi diye sarıldıkları türban bile kurtaramayacak onları.

Bazen AKP iktidarına karşı çok mu gaddar davranıyoruz, onlar iyi düşünüyor da biz mi kötüye yoruyoruz? Onlar doğru yapıyor da biz mi yanlış anlıyoruz? AKP iktidarının tabi olduğu BOP çok iyi bir proje de, biz mi idrak edemiyoruz? Yoksa biz çağdışı mıyız? Bir türlü onların istediği gibi ümmetleşemeyen millet diye tutturup Milli Devlet, Üniter Yapı diyen bizler yanlış mı yapıyoruz? AKP doğru yolda da biz mi yanlış yoldayız?

İnsan televizyon kanallarını izlediğinde, basını takip ettiğinde böyle bir havaya kapılıyor. Yahu bu adamlar hangi ülkeden söz ediyor, biz mi başka yerde yaşıyoruz, ne kadar da kötü biriymişim, oysa bak ülke ne kadar da güzel yönetiliyormuş, ortam ne kadar güzelmiş diye kendiyle çatışmaya başlıyor.

Bir anlık geçirdiği bu anafor karşısında, bu düşüncelerden hemen sıyrıldınız sıyrıldınız, sıyrılamayanlar, kendi yaptıkları, yapacakları her davranışa, söyleme, kılıf buldu demektir.

XXXXXXX

Bu gün kültürden eğitime, askerden polise, sağlıktan her türlü kamu kurumunda bir başıboşluk, bir gayri millilik, bir düzensizlik vardır. Polis kendine havai fişek atan terör yanlılarını arka sokaklarda kaybetmekte, asker şehitlik açan, müze kurma çalışmaları yapan PKK’lı teröristleri setretmekte, hükümet, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki bir bölgeye Kürdistan diyenlere ses çıkarmamaktadır. Ülke tam bir dağılmışlığı yaşamaktadır.

Batman Tabipler Odası ve Sağlık Emekçileri Sendikası’nın organize ettiği Kürdistan Sağlık Kongresi Batman’da gerçekleşti. Nerede Batman’da. Düzenleyen kurumlar Türk kurumları. Kongrenin adı; Kürdistan Sağlık Kongresi. AKP iktidarı ve ona bağlı tüm kurumlar sessiz. Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet Teşkilatı, MİT bu durumdan memnun olmalılar ki yaşananlara sessiz kalmaktadırlar. Ne de olsa süreç zarar görmesin mantığı her yeri herkesi tahakkümü altına almıştır.

Kongrenin sonuç bildirisindeki maddeye bakın; “Önder Apo’nun sağlığı bir toplumun sağlığı, onun şahsında dile gelen bir toplumun ahlaki ve politik değerlerinin toplam ifadesidir. Başta Türkiye alanı olmak üzere Ortadoğu ve Dünya genelinde ekonomi-politik, siyasal tıkanmayı aşmaya yönelik geliştirilebilecek çözüm paradigmasının pratikleşmesi noktasında yaşamsal bir öneme de sahiptir. Ulusal Sağlık Kongresi bileşenleri, bu tarihsel süreçte Önder Apo’nun sağlığının, güvenliğinin ve özgürlüğünün kritik önemde olduğunu bilir, bu konuda yerel, bölgesel ve uluslararası çalışmaları yürütür.”

Neresinden başlayalım, deveye sormuşlar senin boynun niye eğri demişler, nerem doğru ki demiş. Evet neresinden başlayalım? Kongrenin adı Kürdistan Sağlık Kongresi, sonuçta ortaya çıkana bakın “Ulusal Sağlık Kongresi” yer Türkiye. Kaç ulus var bu ülkede? “Önder Apo” ne demek? Yer Batman, kongreye katılan 111 delege, bölgeden 15, Federal Kürdistan Bölgesi’nden 12, Rojava’dan 9, Rojhilat’tan 5, Avrupa’dan 5 ve Maxmur Kampı’ndan 5 olmak üzere toplamda 51 kişi “Kürdistan Sağlık Meclisi”ni oluşturdu. Alkışlayın, Avrupa alkışlasın, dünya alkışlasın. Acaba bizden başka kendi ülkesini tanımayan, milletin bütünlüğüne aykırı hareket eden, ülkesinin adını değiştiren, ülkeyi her açıdan etnik mezbelelik yapmaya çalışanlara kendi eliyle izin veren, yapılanlara, söylenenlere seyirci kalan bir başka ülke var mıdır?

XXXXXXX

AKP’nin kendini harcaması, içine düştüğü durum beni ilgilendirmez. Ne demiş atalarımız, “her koyun kendi bacağından asılır” koyun olmayı kabul edenlerin, yabancıların emelleriyle hareket edenlerin sonu elbette ki hüsran, felaket olacaktır. Ancak bizi düşündüren Türkiye’nin uçurumdan yuvarlanmasıdır. Türkiye’nin alacağı yaradır. Türkiye’nin kazanımlarının yeniden tesis edilmesi gerçeğidir. Bu durum kaldırılan andımıza içten bağlı Türk insanını sıkıntıya sokar, üzer. Her şeye rağmen Müslüman Türk’e yılgınlık, umutsuzluk, dirayetsizlik haramdır. Türk’üm demeyi gönülden kabul eden ve iftiharla taşıyanlar için büyük Atatürk şöyle demiş:

“Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraittin daha elim ve vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve delalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini, müstevilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr-ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evledı! İşte bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk İstiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!”

Sağlıcakla kalın!

“Varlığım, Türk varlığına armağan olsun. Ne Mutlu Türküm Diyene!”

Fikri Atılbaz