site okul selçuk izmir

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir °C
site okul selçuk izmir

Sermaye ve Milliyetçilik

24.08.2015
A+
A-

sevketapuhan2Her gün yüreğimiz dağlanıyor, televizyonlarımızı her sabah korkarak açıyoruz, acı dur durak bilmeden, bendini yıkmış su misali üzerimize yağıyor. Gencecik fidanlar toprağa düşüyor, hayatlar sönüyor, yiğitlerimizle beraber nice hayallerin üzerine de toprak atılıyor.

İnanın bütün bunların temelinde yatan tek bir şey var: Türkiye’de milli bir sermaye oluşturma çabalarının 1938’den sonra rafa kaldırılması ve milletin sırtından kazanan ama millete düşman sermayenin, kuşattığı medya ve siyaset dünyasının altımızı oyması!

Bu sacayağının en azından siyasette ki temsilcisi hepimizin malumu.

Gözler önünde büyük bir kavga (!) yaşanıyor. Tayyip Erdoğan’ın yıllardır her anlamda önünü açan medya, bugün bir takım hesaplaşmalar sonucu ikiye bölünmüş durumda ve bunlardan eskisi açıkça PKK’dan yana saf tutarken, yenisi ise ne yaptığını bilmeden Tayyip Erdoğan çizgisinde ilerliyor. Örneğin, dün PKK silah bırakıyor manşetleri atarken bugün PKK meğerse silahlanmış haberleri yapabiliyorlar.

Bugün tavrını PKK’nın ve onun siyasi uzantısı HDP’nin halka şirin gösterilmesinden yana koyan eski medyanın kilit yerlerinde, zamanın azılı sermaye düşmanları (!) bulunuyor. AKP ile birlikte oluşan ve devlet bankalarından kullandıkları karşılıksız kredilerle büyüyen yeni sermaye grubu ise kesinlikle milli olmamakla birlikte, bugün Tayyip Bey istediği için PKK’ya yükleniyor. Ancak buradaki tavrın milli hassasiyetler taşımadığını en azından bizler biliyoruz.

Peki, Bugün Türkiye’nin başına bela olan her görüşün sermayenin kucağında büyümesi ve sokağa salınması bir tesadüf mü? Tabii ki hayır!

Örneğin, 12 Eylül öncesi sözde sermaye düşmanlığı yapan ve Türk Milliyetçilerini Amerikan uşaklığı yapmakla suçlayan insanların, Amerika-İsrail derin kuvvetlerinin ülkemizdeki para emanetçilerinin yanlarında yer bulmaları bir tesadüf olabilir mi? Bu durumda kim milli, kim gayri milli oluyor?

Bu insanlar, sahip oldukları köşelerden, bugün dahi her alanda milliyetçiliği bir Amerikan beslemesi fikir olarak lanse etmeye devam ediyorlar. Tabii bunu yaparken Türk Milliyetçiliğinin, Amerika’nın tarihinden daha eski bir fikir olduğunu bildikleri halde bilmezden gelmekten de çekinmiyorlar.

Anlayacağınız Türkiye, “Sermaye Solcuları”, “Sermaye Liberalleri”, “Sermaye İslamcıları”, “Sermaye Bölücüleri” arasında zaman zaman bir uzlaşmayla, zaman zaman kavgayla güçten düşürülüyor ve küresel efendilerin olmasını istedikleri yere doğru hızla sürükleniyor. Tabii, Türkiye’nin olmasını istedikleri yerin Türkiye’nin olmaması demek olduğunu belirtmekte de yarar var.

Karşısına açılan bütün cephelere, üzerinde kurulan türlü tezgâhlara rağmen Türkiye için hala savaşabilen, ısrarla güçten düşmeyen ve hem içeriden hem dışarıdan kanının emilme çabalarına rağmen sermayenin uzatacağı seruma hiç ihtiyacı olmayan, kendi kendini yenileyebilen bir hücre yapısına sahip Türk Milliyetçileri ise bütün bu girift ilişkiler yumağını, tarihten gelen bilinçle çözüp ülkemize yönelen her türlü tehlikeye karşı, milletimiz adına gard alıyorlar!

Bu gardı ve bu mücadeleyi destekleyecek en kuvvetli adım, bir yandan Türklük bilincini ve mücadele ruhunu toplumun her katmanına aşılarken, diğer yandan da tamamen Türk’e dayanan bir sermaye yapısı yani bir Türk Burjuvazisi oluşturulabilmesi için çalışmak olacaktır.

Türkiye’nin Türklük bilincine her zamankinden daha fazla ihtiyacı olduğu gibi, milli bir sermaye yapısına duyduğu ihtiyaç da bugün had safhada ve bu oran gün geçtikçe de artacak. Zira bir fikrin, sosyal hayatta temsil edilmesinin yanı sıra, iktisadi hayatta ki temsili oranında etki sahasının artacağı/azalacağı bir dönemden geçiyoruz.

Bunun için atılacak en kuvvetli adım ise, milli bilinçle taşlarını dizdiğimiz Türk Birliği yolunun yanına bir de iktisadi birliktelik eklemek, yani kültürel ve coğrafi birliktelik arayışımızın iktisadi birlik fikriyle de desteklenmesi olacaktır.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.