PYD Birine Göre Terörist Birine Göre Vatansever

YPG ne? Cumhurbaşkanı Erdoğan’a göre PKK gibi terörist bir örgüt. Kemal Kılıçdaroğlu’na göre, “YPG kendi vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşumdur.” Bir toprak parçasının vatan olması için üstünde yaşayan bir millete ve o milletin o toprak parçasında hüküm sürerek yaşamasına ihtiyaç vardır. Böylece orası devlet olur. Vatan üzerinde yaşanılan ve sınırları olan bir coğrafi parçadır. Meseleye bu açıdan bakarsak Ulusalcı Kılıçdaroğlu’na sormak gerekir, orası PYD devleti midir? Olaylar oldu, bir ülkenin topraklarına saldırıldı da PYD ondan sonra kurulmuş bir oluşum değil, PKK’nın Suriye’deki uzantısıdır.

Hal böyleyken Ulusalcı Kılıçdaroğlu nasıl oluyor da PYD’ye vatanını kurtarmak için örgütlenmiş yapı diyebiliyor. Yok efendim Kobani’ye Kanton diyenleri duyar gibiyim… Peki bu kanton hangi ülkenin alt birimidir? Veya Suriye bir konfederasyon mudur? Ulusalcı Kemal buna bir açıklık getirmelidir. Şayet getirmiyorsa o zaman Suriye Devletinin içinde başka devletlerin olduğunu kabul etmiş olacaktır. O vakit El Nüsra da, El Kaide de, ÖSO da vatanını korumak için çarpışan güçlerdir.

Ulusalcı Kemal’i Kobani aşığı yapan sebep nedir? PYD’ye oluşum diyenler zaten oranın devlet olmadığının farkındalar demektir. O zaman nasıl oluyor da devletsiz vatan oluyor? Kobani’ye girelim diyen Ulusalcı Kemal nasıl bir beyin fırtınası yaşamaktadır ki Kobani Kobani diye feryat etmektedir?

PKK’yla Kobani noktasında buluşan CHP, aynı nedenle Amerika’yla da örtüşmektedir. Başka bir deyişle Kobani konusunda PKK, CHP ve ABD aynı şeyleri düşünmektedir. Erdoğan’a karşı olmak için Esad’la fotoğraf verenler, şimdi de Kobani’de PKK ve Amerika’yla birlikte fotoğraf vermekten çekinmemektedir. Bu durum Yeni CHP’nin ve Ulusalcı Kemal’in Ortadoğu için bir öngörüsü olmadığını gösterir.

Böylece AKP iktidarının öngörüsüzlüğü ve Yeni CHP’nin çapsızlığı ülkemizi PKK destekli Amerikan politikalarına teslim etmektedir. IŞİD’i terör örgütü ilan edip, onunla mücadele etmek için başka bir terör örgütünden onları silahlandırıp yardım dilenmek, yarın aynı terör çetelerinin silahlarını onlara doğrultması demektir. Büyük geçinen devletler bunu bilemeyecek kadar saf olamazlar. Öyle olunca da işin içinde iş olduğu akla gelmektedir. Terör çetesine karşı, terör çetesi kullanma fikri hiç de akıllıca bir iş olmaz.

Bugün verdiğiniz silahlarla IŞİD’e karşı vuruşanlar yarın çatışma bittiğinde, Kobani’yi kazandıklarında ya da kaybettiklerinde kalan artıklar namlularını Türkiye’ye doğrultacaktır. Bugün yanı başımızda olan 900 km sınır Suriye Konfederasyonu değil etiyle kemiğiyle bildiğimiz Suriye’dir. Onun için Türkiye kendini koruma altına almalı ve güvenlik kuşağını derhal oluşturmalıdır.

Ulusalcı Kemal kararını vermiş PYD terörist değil. Olmayan vatanını yani Kürdistan dedikleri Rojova dedikleri yeri koruyan vatansever bir oluşum. Artık AKP iktidarı da kararını vermeli PYD teröristse terörist gibi davranmalı Salih Müslim’e karşılama yapmamalıdır. Bir şeyi nasıl görüp görmediğinizden ziyade, nasıl davrandığınız, uygulamanız önemlidir. Davranışlarınız düşünce sistematiğinizin fiile dönüşmesidir.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “PYD şu anda bizim için PKK ile eştir, o da bir terör örgütüdür” demiş ve “Türkiye’nin NATO’da beraber olduğu ABD’nin PYD’ye silah yardımına Türkiye’nin evet demesini beklemenin çok yanlış olacağını” söylerken belki de çok doğru bir şey söylüyordu. Ancak Obama’dan gelen telefon doğrultusunda kazan fokurdamaya başladı. Erdoğan’a gelen telefonun aynısı Barzani’ye de gelmiş olmalı ki, o da, Erdoğan da Kobani için kendilerini tekzip eden işler yapmaya başladılar.

Son olaylar, Obama’nın telefonu gösteriyor ki Davutoğlu rüştünü ispat edemedi. Başbakan gibi davranmadığı için, Başbakan gibi de görülmüyor, davranılmıyor. Ne dedik davranışlar düşüncenin (öğretilerin) eyleme dökülmesi olduğuna göre; biz niye şunu duymuyoruz, Obama Başbakan Davutoğlu’nu aradı. Aramadı; çünkü kendisi Başbakan gibi davranmıyor. Ya ne gibi davranıyor derseniz, talimat verdiği bakanlar gibi, isteklerini belirttiği akiller gibi, Cumhurbaşkanından talimat alan başdanışman gibi davranıyor. Sayın Davutoğlu bu durumu kırmadığı kendi olmadığı, makamını kullanmadığı müddetçe, Erdoğan adı konmamış, örneği görülmemiş bir başkanlık sistemini resmi olmayan başkanı olacak ve hiç kimse ve hiçbir dış güç ona Başbakan gibi davranmayacak, her olayda sayın Erdoğan’ı muhatap alacaklardır.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti en az 8 bin yıllık tarihe sahip olan bir devlettir. Ancak bu iktidar sayesinde şamar oğlanına dönmüş, rüzgarın estiği yöne doğru eğilmektedir. Çiçero’ya ait olduğu söylenen bir söz vardır, “Her esen rüzgarda otlar gibi eğilirsen, sen bir ot bile değilsin” onun için adam, adam olmalı siyaseti de eğilmeden bükülmeden yapmalı!

Sağlıcakla kalın!

Fikri Atılbaz